0.2

7K 632 117
                                    

"Ne sikimden bahsediyorsun sen?" endişe, korku ve bir parça da merak katarak dile getirmişti bu cümleyi. Daha cevap veremeden keskin bir cismin ay ışığı altında parladığını gördü Jimin ve ardından Taehyung'un yanağını sıyırarak arkalarındaki duvara sert bir şekilde saplandı ne olduğunu sonradan anladığı cisim. Taehyung titremesine engel olamayarak elini elmacık kemiğinin üzerine götürdü ve sıcak sıvıyı elinde hissetti. Korkulu gözlerle Jimin'e döndü ve duydukları karşısında tüylerinin diken diken olmasına engel olamadı.

"İşte bundan bahsediyorum."

**********

Taehyung gözlerini duvara saplanan bıçaktan alamıyordu. Jimin de aynı şekilde. Onlarca metre öteden bile özel bir koleksiyona ait olduğu oldukça belliydi.

Jimin küçük yaştan itibaren vahşetin içinde büyümüştü. Bu yüzden bıçaklar ve silahlar hakkında az biraz bilgisi vardı. Kore'de ki en büyük fuhuş ve kumar ağı babasından soruluyordu. Annesi dese genel eve gönderilen kızlara gelen müşterileri nasıl tatmin edeceklerini anlatan hatta gerektiğinde uygulamalı bile gösteren beş para etmez bir insandı. Eşi kumar oynarken rakiplerinin konsantrasyonunu giydiği kıyafetler ve hareketleri ile bir şekilde bozar, rakip fark etmeden eşinin hile yapmasına olanak sağlardı. Bu şekilde kazandıkları milyonlarca won vardı. Şeref yoksunu insanlardı Jimin'in ailesi.
Jimin'in oyun alanı genel evdi. Ailesi onsuz dışarı çıkmasına izin vermez eğer kaçmaya kalkışırsa onu yatağa bağlayıp su ve yemek olmadan bir veya iki gün öylece bırakırlardı evlatlarını. Bu durum okula gittiği zaman dışında geçerliydi ama sonuçta istisnalar kaideyi bozmazdı. Bir de kardeşi vardı Jimin'in. Ondan üç yaş küçük bir kardeşi.

Gözden uzak.

Kimsenin bilmediği.

Ondan bahsetmezdi hiç Jimin. Hayatında bir devri kapatıp diğer bir devri açan insandı kardeşi. Evet, onu çok severdi de. Belki de bu siktiğimin ailesinde en çok değer verdiği insandı kardeşi ama ne zaman kardeşi aklına gelse bütün konsantrasyonu bozulur ve zaten taşmak için fırsat kollayan duyguları aralık bir kapıdan selamlardı Jimin'i.

Jimin yıllarca ailesi olacak insanların baskısına dayandı,dayandı,dayandı. Ta ki o güne kadar.

**********

Jimin elleri ceplerinde binanın bahçesine girdi. Dışarıdan oldukça normal görünen bina sadece buz dağının görünen tarafıydı. İçeride neler olduğunu, ne oyunlar döndüğünü daha kendi ismini öğrenemeden öğretmişlerdi Jimin'e.

Binanın kapısının deliğine anahtarı soktu ve kapıyı açıp polislerden sır gibi saklanan yeri ortaya çıkarıp başına bela almamak adına etrafı kolaçan etti. Temiz görünen çevreden gözlerini ayırıp dikkatini tekrardan kapıya verdi ve kapıyı açtı.

Yüzüne çarpan sigara dumanı bulutu ve tahminince daha bugün getirilen içkilerin keskin kokusu burnunun direğini kırdı ve gözlerinin yaşarmasına sebep oldu. Gözlerini birkaç kırpmadan sonra etrafa şöyle bir göz gezdirdi. Mekanda sarhoş edici bir caz müziği çalıyordu. Kumar masalarındaki pasoların sesi, kahkahalar eşliğinde adamın kulağını çınlatıyordu. Annesi sadece cinsel bölgesini kapatan bir kıyafet ile elindeki içkilerin bulunduğu tepsiyi babası olacak pezevengin masasına taşıyordu.

Gözleriyle annesinin arkasından kalçalarını incelemekten kendini alamadı Jimin. Kabul etmeliydi ki 40 yaşından büyük olmasına rağmen kadının hala gideri vardı.

Annesi oturan ve elindeki eli inceleyen eşinin eğilerek arkadan boynuna sarıldı. Bu şekilde karşısındaki sandalyede oturan rakibe göğüslerini sergilemişti. Bu daha oyunun başlangıcıydı. Aslına bakarsak bu annesinin yaptığı en masum hareket bile sayılabilirdi. Jimin daha fazla bu görüntüye bakamayacağı kanaatine vararak emin adımlarla mutfağa girdi. Bugün kardeşinin cezası bitiyordu. Özel olarak getirilen bakire kızlardan birini bozduğu için , kız teklif etmişti, su ve yemek olmadan dört duvar arasında geçirmişti bir haftasını.

Justice◾pjm+jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin