"Yalnız çalışmayan tek kişi ben değilim." cümlesi bittikten sonra Yoongi üzerindeki bakışlarını onun yanında duran küçüğüne çevirdi ve konuşmasını devam ettirdi.
"Yoon Young Soo ve Park Ji Seok, birlikte çalışıyorlar."
**********
"O olduğundan nasıl bu kadar eminsin?" merakla sordu Namjoon.
"Doğru noktaya değindi. Başka birisi ile de çalışıyor olabilir." sevgilisinin düşüncesine katıldığını belli edercesine başını sallarken konuştu Seokjin.
"Şu anki durumda en iyi seçeneği bu. Ayrıca Young Soo hakkında bir şey biliyorsam eğer o da inanılmaz kinci birisi olduğudur. Benim ekibime katılmadığı için ona kin güttüm, onun olduğunu iddia ettiği şeyi elinden aldım ve onu küçük düşürdüm. Beni alt edebileceğini düşündüğü kişi ile çalışmayacak da ne yapacak..." bir derdi varmış gibi çıkan sesine ardından sıkıntıyla verdiği nefesi eşlik etti.
"Aynı zamanda..." masanın üzerinde duran bardağın içindeki cihazı Yoongi'nin genelde ekipmanlarını tamir ederken kullandığı cımbız yardımıyla çıkardıktan sonra daha rahat görebilmek için cımbızı ışığa doğru kaldırdı. "Jungkook gibi bir şeylerden sorumlu olduğunu belli etmekten çekinmeyen başkaları da var."
Işıkta parlayan, küçük siyah cihazın üzerine gümüş harflerle kazınmış YS dikkatini çekmişti herkesin.
"Demek ondan bir şeyler kapan sadece Yoongi değilmiş." alayla konuştu Hoseok.
"Şu an daha önemli bir sorunumuz var." dikkatleri üzerine çekebilmek adına sesini yükseltti Yoongi.
"Birisi bunu buraya yerleştirmiş farkındaysanız." herkesin olayın ciddiyetini kavrayabilmesi için göz teması kurmaktan çekinmedi genç adam.
"O cihazın böcek tarzı olduğunu biliyorsun. Belki sen cihazlarının günlük temizliğini yaparken araya yerleşmiştir. Sonuçta orası bakmayı akıl edeceğimiz son yer diyebilirim." fikrini öne sürerken emin olmamanın getirdiği gerginlikle alnını kaşıdı Namjoon.
"Böyle bir şey olsa fark ederdim. Ayrıca bu cihazları sizden iyi biliyorum. Bunu oraya birisi yerleştirmiş."
"Ne demeye getiriyorsun Min Yoongi?" kaşları çatılırken sesi de neyden bahsettiğini anlamış gibi kalınlaşmıştı Jungkook'un.
"Köstebek." kendi kendine konuşuyormuş gibi fısıldamıştı. Ardından dediği şeyin farkına vararak parkeye sabitlenmiş gözlerini kaldırarak sesini yükseltti. "Aramızda bir köstebek var."
Durumu yeni yeni idrak eden Bangtan'ın her bir üyesinin, Jungkook hariç, eli bellerinde duran silahların kabzalarına gitmişti.
Jimin ise sakince olanları izliyor ve alttan alttan gülmemek için zor tutuyordu kendini.Aralarındaki gerginlik gözle görülebilir, elle tutulabilir cinstendi. Odadaki iki kişi hariç herkes bellerindeki silahları hışımla çekmiş ve birbirlerine doğrultmuştu.
"Şu an o kişiye güzelce çıkıp söylemesi için bir fırsat tanıyorum. Ha eğer çıkmazsa da olacaklardan sorumlu tutulmak istemediğimin bilinmesini istiyorum." elindeki silahın emniyetini tek hamle ile açtıktan sonra Namjoon'a doğrulttu Hoseok.
"Yah, Jung Hoseok!" elindeki silahın emniyetini aynı şekilde bir çırpıda açtıktan sonra Yoongi'ye doğrultulmuş olan silahını sevgilisini hedef alan kişiye çevirdi genç adam.
"Hele bir o tetiği çek." kararlılıkla konuştu Seokjin.
"N'aparsın?" eğleniyormuşçasına yüzüne yerleştirdiği gülümsemesi eşliğinde gözleri kararmıştı genç adamın.
"Bugün onu gözetlemek için peşinden giden kişi oydu. Nereden bilelim buraya elinde bir cihaz ile geri dönüp dönmediğini?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Justice◾pjm+jjk
Fanfiction"Benimle savaşma Jungkook. Çünkü kazanırsan, kaybedersin."