"Yapabilirsin Jimin." Mırıldandı başı eğikken.
Başını yavaş yavaş kaldırdı ve aynadaki yansımasına baktı. Cesaretlendirmek istercesine yansımasının gözlerinin içine bakıyordu. Kendinden emin bir ses ile konuştu.
"Onun mekanına sızabilir ve oğlu olduğunu kanıtlayacak delili bulabilirsin Park Jimin."
**********
Banyoda kendisini cesaretlendirmek adına yaptığı küçük monologtan sonra odaya geri girdi. Arkadaşı tahminince kendisi banyodayken getirilmiş olan kıyafetleri giyiyordu.
Kapıya daha yakın olan yatağa oturduktan sonra başını arkadaşına çevirdi ve onu izlemeye başladı. Yüzünde düşünceli bir ifade ile kıyafetlerini giymeyi bitirdikten sonra kendisinin suratına bakmadan yatağa yatmıştı. İki ayrı yatak olmasına rağmen sanki daha da uzağa gidebilirmiş gibi Jimin'e mesafenin en uzak olduğu kısma kadar gitmiş ve arkasına ona dönüştü. Pek de üstüne gitmek istemedi arkadaşının. Açıkçası kendisi de başka bir tartışmayı kaldıramayacak kadar yorulmuştu. Yatağa uzanmadan önce üstündeki hırkayı çıkardı ve baş ucuna koydu. Ardından hala uyanık olduğunu bilmesine rağmen gidip arkadaşının üstünü sıkıca örttükten sonra yatağına yattı ve kendini uykunun kollarına bıraktı.--
Arkadaşının uyanmamasına dikkat ederek baş ucunda duran hırkasını aldıktan sonra odanın kapısını kapattı. Gece yaşananlar kendisinde nasıl bir travma yarattıysa şu an akşam üzeri almasına rağmen Taehyung hala uyuyordu ve Jimin bunu bozmak istemişti. Bunun için yaklaşık üç saat boyunca arada arkadaşını izleyerek vicdanıyla savaşmış, geri kalan zamanında ise hırkasının cebinde taşıdığı not defterine babasının evinin hatırladığı kadarıyla olan krokisini çizmişti. Eve güvenle nasıl girip çıkacağına dair bir plan oluşturmayı becermişti fakat olur da herhangi bir aksilik çıkarsa diye her türlü çözüm için planının üzerinde oldukça kafa patlatmıştı.
Bir elinde hırkası asılıyken diğer elini pantolonunun cebine koymuş bir şekilde merdivenlerden indi. Oluşturduğu planının üstünden sürekli geçiyor, atladığı bir nokta olmadığından emin olmak istiyordu.Mutfağa girdiğinde kimsenin olmadığını görmek işine gelmişti çünkü Jeon'un adamlarından biri ile kurduğu diyalogda girebileceği küçük çaplı sinir krizi dikkati ile birlikte aklını da yitirmesine neden olabilirdi.
Cebindeki not defterini çıkardı ve kroki çizdiği sayfayı açarak masanın üstüne defteri koydu. Sayfaya göz attıktan sonra ezberlemek istercesine mırıldanıyor ve takip edeceği komutları tekrarlıyordu. Bu işleme devam ederek arkasını döndü ve buzdolabını açtı. Hizmetlilerin hazırlayıp gittiği yemek kaplarından birkaçını çıkararak atıştırdıktan sonra kutuları dolaba geri kaldırdı ve kapağını kapattı. Elini mutfak lavabosunda yıkadıktan sonra not defterini de cebine atarak mutfaktan çıktı ve toplantı odasına yöneldi. Bu evde en çok vakit geçirdikleri yer olarak orasını belirlemişti kafasında.
Kapıya geldiğinde bir kere tıklattıktan sonra kapıyı açtı ve beklemediği görüntü ile karşılaştı. İçeride sadece Yoongi vardı ve mükemmel bir sistem kurmuştu kendine. Önünde yaklaşık 3 tane bilgisayar duruyordu ve birinde işini bitirdikten sonra diğerine geçiyordu. Bir yandan da ağzına birkaç atıştırmalık atıyordu.Yoongi açılan kapı ile dikkatini kapıdaki kısa boylu çocuğa çevirdi.
"Siz devam edin....Evet,önünüz boş....Yaklaştınız...." komutlarını verdikten sonra kulağındaki cihazın tuşuna bastı ve kendisine bakan çocuğa döndü.
"Ne istiyorsun Park Jimin?" bıkkınlıkla sordu. İlk gördüğü andan beri bu çocuğa kin güdüyordu. Kendisi bunu kabul etmese de çocuktaki potansiyel gözünü korkutuyordu. Bu yüzden korkusunu nefrete çevirmeyi başarabildiği için kendisiyle gurur duymayı bile düşünmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Justice◾pjm+jjk
Fanfiction"Benimle savaşma Jungkook. Çünkü kazanırsan, kaybedersin."