"İlk önce oğlum, sonra evim, şimdi de işime mi burnunu sokuyorsun velet? Bu sana ikinci uyarım Jeon, bir üçüncüsü olmayacak. Aksi halde bir savaş başlatmış olacaksın." okudukları karşısında kaşları çatılan Jimin elindeki kağıdı buruşturdu ve başını kendisine delici bakışlar yollayan büyüğe çevirdi. Bunun aslında bir savaş çağrısı olduğunu herkes biliyordu. Bu "Size yapabileceklerimizin yarısı. Bu yüzden kendinizi hazırlayın. Adil bir savaş olsun." demekti.
Küçük olan gözlerini sevdiği adamdan ayırmadan içinde bir şeylerin alevlenmesine izin verdi ve yüzüne yandan sırıtış ekledikten sonra konuştu.
"İşte başlıyoruz."
*********
Odadaki herkes ister istemez paniklemişti. Çünkü biliyorlardı, bu işin şakası yoktu. Ne rakipleri kolaydı ne de içinde bulundukları durum.
Taehyung, Hoseok'un dayak yemekten dolayı bitkin düşmüş bedenini koltukta biraz daha yukarı çekerek dikleşmesini sağladı. Bu şekilde pansuman yapması daha kolay olurdu.
"Bekle burada tamam mı? İhtiyacım olanları alıp geleceğim hemen." Hoseok'un yüzünü okşarken fısıldadı ve içeriye gitti.
"Orospu çocuğu!" Seokjin sinirle soludu.
"Şimdilik kendimizi şanslı sayalım ve onu öldürmeyip sadece dayak attığına şükredelim." Namjoon sevdiği adamı rahatlatmak adına eline atılırken konuştu.
"Namjoon şanslı olduğumuz konusunda haklı fakat ben o adamın yaptığı bir şey için şükretmem." Kesin bir dille konuştu Yoongi.
Jungkook şu anda fazlasıyla sakin durmasına rağmen içten içe kuduruyordu. O adam ne hakla hayatında en çok değer verdiği insanlardan birine böylesine zarar verebilmişti(!)
Kendini sakinleştirmek adına daha önceden binlerce kez yapmış olduğunu yapmaya karar verdi ve silahını çıkardı. Koltuğa oturduktan sonra silahı parçalara ayırdı ve masanın üzerine koydu. Yüksek seviyede bir hızla silahı tekrar birleştirdikten sonra aynı işlemi tekrarlamaya devam etti.Taehyung'un elinde bir sürü malzeme ile geldiğini gören Jimin dejavu yaşamış gibi hissetmişti.
"Tamam, bu biraz canını yakabilir." gazlı bezi ne ara çıplak bıraktıklarını unuttuğu göğse bastırmadan önce kaşlarını çatarken konuştu sarışın ve ardından elindeki bezi yavaşça çiziklerle dolu göğüste gezdirmeye başladı. Bilinci yarım yamalak yerinde olan genç acı dolu bir tıslama salmıştı.
"Üzgünüm." üzgünce mırıldandıktan sonra işine devam etti. Elleri profesyonelce yaralar üzerinde geziyordu. Onu bu durumda görmek hiç hoşuna gitmemişti fakat şu anda elleri altında hissettiği belirgin kaslardan dolayı bundan rahatsız olduğu da söylenemezdi.
Kendi zevklerini ve duygularını bir kenara koyarak yaraları temizledi ve ardından hepsini özenle sardı. Sıra yüzüne gelince bir süre gözleri yarım açık olan ve baygın bakışlar yollayan gençle bakıştılar. Eğer odada birileri konuşmasaydı bu bakışmanın daha süreceğine dair Taehyung yemin bile edebilirdi.
"Hay sikeyim!" Yoongi sinirle saçlarını karıştırdıktan sonra kucağındaki bilgisayarın klavyesine sinirle vurdu.
"Hangi orospu çocuğu bununla uğraştı?" odada tehditkar bakışlarını herkes üzerinde gezdirdi.
"Size kaç defa dedim bunlar hassas aletler, elleşmeyin diye?" sinirle solurken virüs bulaşmış bilgisayara reset atmaya başlamıştı bile.
Odada birkaç homurtu çıktıktan sonra sonunda işini bitiren sarışın genç oturduğu yerde arkasına yaslandı ve konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Justice◾pjm+jjk
Fanfiction"Benimle savaşma Jungkook. Çünkü kazanırsan, kaybedersin."