Bölüm 4

50 15 1
                                    

Nasıl yani benim nişanlandığımı nereden öğrenmiştiki ki ?

Kafamda uçuşup duran sorunun cevabını Eda'nın sözleri ile buldum.

"Tatlım annen Barlas'la senin resmini sosyal medyaya atıp kızımız ' Nefes Barlas KAYA oğlum ile nişanlanmıştır ' diye etiket yapmıştı ya onu görmüştür."

Tabii ya etiketten görmüştür.
Ahmet benim ilk aşkım. İlk kalbimi titreten erkekti. Ilk defa onun gözlerine bakmıştım aşkla. Ilk defa onun gözlerinde kendimi kaybetmiştim.
Zamanla Ahmet ile evlilik kararı aldık ve ailelerimiz ile paylaştık.  Ailelerimiz bu evliliği birbirimize göre olmadığımızı öne sürerek onaylamadı. Bizde ailelerimize karşı çıkamadık ve ayrıldık. Zamanla birbirimize olan askımızı kalbimize gömdük.
Onca zamandan sonra bana bu mesajı atması açıkçası beni şaşırttı. Çünkü suan onunda sevgilisi vardı.
Her ne kadar formalitede olsa ben artık nişanlı bir kızdım ve bu mesaja cevap veremezdim. Mesajı sildim ve geçmişi geçmişte bırakmanın en iyi olduğuna karar verdim.

"Eda hadi kalkalım geç oldu."

"Tamam canım hesabı isteyip kalkalım"

Hesabı istedik ve evlerimize dönmek üzere ayrıldık.

Bütün gece kabus dolu rüyalar gördüm. Barlas'ın dedikleri aklımdan çıkmıyordu. Onu sevebilirdim. Bunu gerçekten yapabilirdim. Ama o kendini benden uzak tutmayı yeğledi. Aynı evin içinde iki yabancı olmak istedi. Ne diyebilirdim ki. Tüm bu düşüncelerden uzaklaşıp güzel bir uyku çekmek en iyisiydi.

1 Hafta Sonra ..

Bugün düğününüzü konuşmak için Mehmet amcalar akşam bize gelicek.
Annem resmen evde seferberlik ilan etti. Herkese iş bölümü verdi.

"Sen börek yap!
Sen şurayı temizle
Sen marketten şunu al
Sen şu takımı çıkar"

Ve daha niceleri..

Ben böreği yaparken annem yanıma geldi ve

"Ahh kızım ne iyi ettin de kabul ettin bu evliliği. Hem bizim hem kendin için bu evlilik çok iyi olucak.  Barlas oğlum da desen zaten çok iyi huylu işi gücü yerinde yakışıklıda. Bütün komşular seni konuşuyor kıskanarak.
Ay ben sana bir kurşun döktüreyim de göze gelme."

"Annecim yapma lütfen ne gözü ne kıskanması"

"Deme kızım öyle. Barlas gibi bir kısmet her kıza nasip olmaz."

Nedense 'Barlas' ismini duymak kalbimi hızlandırmıştı.
Sakin ol kalbim sakın o Plaza kalasına kendini kaptırayım deme.

Sonunda akşam oldu düğün için konuşuldu. Üç hafta sonraya sanki çok acelesi var,  yangından mal kaçırır gibi gün alınıp hersey halledildi. Tek bir fark ile ..
Evlendikten sonra Barlas'ın işi gereği bir süre  Almanya ' da yaşamamız gerekliydi ve bunu hangi ara nasıl yaptı bilmiyorum ama oturma iznimi Barlas Bey çoktan halletmiş bana sorma gereği bile duymadan bizim evimizi! alıp içini hazırlatmış bile. Ben garibim yine herseye tamam diyerek bunu da ailem için kabul ettim. Bazen düşünüyorum da kendim hariç herkes için bir şeyin çabasına giriyorum.

Şuan için tek düşüncem anneannemi,  dedemi, annemi, babamı ve kardeşlerimi bırakıp nasıl başka bir ülkeye gidecek olmam.

Düğün günü..

"Kızım kalk hadi bari düğün gününde uyuma"

Hiç uyanmak istemedim. Çünkü biliyordum ki bir daha beni bu şekilde uyandıran bir annem her sabah kahvaltı da şaklabanlık yapıp beni güldüren kardeşlerim ve her dakika gözümün içine bakan babam yanımda olmayacaklardı.
Ya anneannemle dedem ? Ben simdi en ufak bir sorunumda yada sevincimce ilk kimin kapısını çalacaktım. Uyanmak istemedim..  Ben ilk defa uyuyup bir daha hiç uyamamak istedim.

5 saat sonra ..

Nihayetinde kuaförde işimiz bitti. Artık hazırım ve son kez baba evime bekar gidip vedalaşıcaktım. Bana hep burası senin evin yine burda gelip odanda kalıcaksın diyorlardı.  Ama eskisi gibi olmayacaktı ki. Ben artık bu evde misafirdim. Babam kırmızı kuşagımı belime bağladı ve beni sevdiğini söyledi. Biraz ağlaştıktan sonra düğünün yapilacağı mekana doğru yola koyulduk.

Barlas'ın gözünden..

Ailemi çok küçük yaşta evimizin bulunduğu binanın ikinci katında çıkan bir yangın sonucu kaybettim. Mehmet amca babamın en yakın arkadaşı beni okutup büyüttü ve şimdi onun sayesinde "B&K" Holding'in sahibiyim. Ona olan minnet borcum öde öde bitmezdi. Çünkü beni bu günlere o getirdi. Ailemden sonra beni sahipsiz bırakmadı. En yakın akrabalarım bile bana arka dönerken o kanatları altına aldı. Şimdi ise benim mutlu bir yuva kurmamı ve arkadaşı Eser amcanın kızı ile evlenmemi istedi. Oysa ben kendime bir söz verdim. O alevler arasından kurtulup küle dönmüş hayallerim ve hayatımdan sonra söz verdim.  Asla birine haddinden fazla bağlanmayacağım, sevmeyeceğim, güvenmeyeceğim. Şimdi ise benden evlenmemi bekliyorlar. Mehmet amca ya olan saygımdan ve kalp hastası olduğu için onu üzmekten korkuttuğum için kabul ettim. Kız cidden güzeldi. 1.68 boylarında uzun sarı röfleli saçlı ela gözlüydü. Adı gibi.. Nefes gibiydi.. Ama kendime verdiğim bir sözde vardı. Asla kendimi ona kaptırmayacaktım.

Düğün günü geldi çattı. Kuaför kapısında tam bir saat ağaç oldum. Ne yapıyorlardı bunlar böyle içerde? Kızı baştan mi yaratıyorlardı?!
Nihayet kapıda hareketlenme oldu ve Nefes görüldü. Tam bir peri kızı gibi..
Straplez hafif kabarık tül gelinliği hafif makyaj ve arkadan dağınık örgüsünün altından yerlere kadar uzanan duvağı ile kelimenin tam anlamı ile büyüleyici gözüküyordu. Hemen kendimi toparladım ve suratıma her zaman  ki soğuk ifademi takındım. Eser babam Melek annem ve baldızı alırken ben Nefes'i alıp arabaya bindirdim. Eve doğru yola çıktık. Eser babam kırmızı kuşagı taktı konuştu ve düğün mekanına doğru yola koyulduk.

Nefes'in gözünden..

Düğün mekanı mükemmel ötesi derecede organize edilmiş hersey mükemmeldi. Barlas'a damat lik o kadar yakışmıştıki Allah'ım ben bu adamla gerçekten evleniyor muydum yani.

"Güzel kızım benimmm"

"Annem ne olur ağlama bak benide ağlatıcaksın ve makyajım akıcak"

Nehir hemen;

"Aaa kıskanıyorum ama" deyip boynuma atladı.

Ne kadar zormuş evlenmek.. Anneannemin içli içli bir köşede ağladığını farkettim. Benim sultanım herseyim.. Dayanamam ben onun gözünden akan tek bir yaşa.

"Hadi ama  Naile sultan yapmayın böyle çok üzüyorsunuz beni"

"Canımın canı, en değerlim biz hep buradayız canım torunum seni seviyorum"

"Ahh sultanım bende sizi cok seviyorum"

O sırada kapı çalındı ve içeri Barlas girdi.

"Oğlum gel bizde tam çıkıyorduk"

"Bende Nefes'i alıp gelicem annecim aşağıya"

Annemler odandan çıktı sadece Barlas ve ben kaldık.
Onunla aynı odada yalnız kalmak bile kalp atışlarımı arttırmışken birkaç dakika sonra ben bu adama 'EVET' deyip karısı olucaktım.
Odanın tam ortasında birbirimize kilitli bir şekilde bakarken her zaman ki gibi müstakbel kocam bu havayı bozdu.

"Hadi bana bakmayı kes! Aşağıya inip bitirelim şu tatavayı"

"Ta-tatava mı?"

"Benim her söylediğim cümleyi böyle sorgulayacaksan işim var senle!"

Tam ağzımı açıp birsey diyecektim ki kapı şiddetli bir şekilde açıldı. Ikimiz de şaşgın bir şekilde önce birbirimize sonra kapıda ki kişiye baktık.

Ömrümün RengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin