"Barlas kalk hadi işe geç kalacaksın" Derken birden boyun köküme boynunu gömüp öpücük kondurmaya başladı."Kalayım"
"İşler birikicek"
"Biriksin"
"Toplantın vardı?"
"Beklesinler"
"Dosy.."
"Sus be kadın! Sabah sabah sen ne kadar çok konuşuyorsun" diyerek dudaklarıma gömüldü.
Barlas'ın eli arsızca vücudumda gezinmeye başladı. Tam kendimizden geçtik derken
"Zırrrrr.. Zırrrrr..
"Hayatım telefonun çalıyor"
"Olabilir"
"İş yerinden olabilir?"
"Olabilir"
"E önemli olabilir"
"Olabilir"
"Barlas baksana telefonuna!"
"Of be kadın bir susmadın! Al bak kapandı. Şimdi sus ve kendini bana bırak." Tam tekrar dudaklarıma eğildi;
"Zırrrrr, zırrrrr.."
Barlas kendi kendine 'Ya ben ne günah işledim Allah'ım! Ne telefonum susuyor, nede karım'
Eline telefonu almasıyla surat ifadesinin değişmesi bir oldu, Kaşları çatıldı ve yüzü beyazladı.
"Barlas açsana telefonu?"
"Aa i-işle ilgili.. Ben içerde konuşup geliyorum"
deyip odadan ayrıldı. Vardı birşey ama hadi hayırlısı..Barlas'ın gözünden. .
Kahretsin bu kadın bana yapışıp kaldı. Şimdi de israrlı israrlı arıyor. Açsam bir dert açmasam ayrı dert.
Nefes zaten açsana diye tutturdu. En iyisi daha fazla dikkat çekmeden açmak.Hemen işle ilgili bir telefon olduğunu söyleyip salona indim ve telefonu cevapladım.
"Ne var Allah'ın cezası ne diye arayıp duruyorsun!"
"Cık cık cık cık.. Sevgilim sabah sabah bu ne gerginlik, bu ne kabalık böyle"
"Ulan sen beni delirtmeye mi çalışıyorsun ne sevgilisi!"
"Beni bu kadar kolay başından atamazsın Barlas KAYA! Ne kadar canımı yakarsan o kadar canını yakarım ve inan bunu büyük bir zevkle yaparım!"
"Arzu ne istiyorsun benden?"
"Sadece seni sevgilim"
"Sen kafayı yemişsin!"
"Hahaha.. Yedirten sağolsun"
"Bu böyle olmayacak. Bugün şirkete gel konuşalım bir sonuca varalım."
"Beni kendi ellerin ile kovduğun yere yine kendi ellerin ile çağırıcağını biliyordum sevgilim.. Gelince görüşürüz" deyip telefonu suratıma kapattı.
Tek bir gece.. Tek bir hata.. Ya Nefes duyarsa? Ya beni bırakırsa? Kalbim resmen ağzımda atıyordu. Bu korkunun tarifi yoktu.
Hemen çıkıp bir duş aldım. Nefes ile güzel bir kahvaltı yapıp şirkete doğru yola koyuldum.
Nefes'in gözünden..
Barlas telefon konuşmasından sonra bir garipti. Üstüne gidip onu sıkmamak için ne olduğunu sormadım. Malum hesap veriyormuş gibi hissediyor kendini ve bu aramızda sorun yaratıyor.
Güzelce kahvaltımızı yaptık. Daha sonra kocamı işe uğurladım. Ortalığı topladıktan sonra annemi aradım. Annem, babam, kardeşlerim, anneannem ve dedem ile uzun, duygusal, özlem dolu konuşmamızdan sonra hemen Eda'yı aradım ve ilk çalışta açtı.
"Lan sen kaç gündür nerdesin? Niye aramıyosun??"
"Eda sakin ol aradım işte. Napiyorsun çok özledim seni."
"Ah hayatım bende öyle. Napabilirim Volkan'la uğraşıyorum. Ya kanka ben bu kadar sevgisiz bir insan görmedim. Sürekli azarlıyor, bağırıyor, küçümsüyor!"
"Yine neye taktı kafayı?"
"Neye olucak kiloma! Kanka 60 kiloyum, 1.75 boyum var daha ne istiyor anlamıyorum. Benim kim gibi olmamı istiyor biliyormusun? Barbara Palvin .."
"Hahaha.. Kızım sen Barbara olsan ona mı bakarsın güldürmesin beni"
"Bende bu kafa varken bakarım"
"Ahh Eda hiç akıllanmayacaksın değil mi?"
"Hayır.. Yine çok konuştum boşver beni sen kendinden haber ver. Nasıl Barlas'la aranız?"
"İnanmayacaksın ama mükemmel.. Çok ilgili ve kibar.. Çok mutluyum, hatta biraz sonra şirkete gidip baskın yapıcam"
" Kimin kardeşi yaa.. Afferin kız git tabi yap baskınını"
"Çok öptüm seni.. Baktın Volkan'la başa çıkamıyorsun atla uçağa al enişteyi gel buraya"
"Tamam tatlım görüşürüz"
"Görüşürüz" deyip telefonu kapattım.
Hemen odaya gidip hazırlanmaya başladım. Saçlarımı maşa ile bukle yapıp parmaklarım ile dağıttım ve saçıma dalga görünümü verdim. Beyaz kalem eteğimi ve üzerine buz mavisi gömleğimi giyip gömleğin eteklerini eteğin içine soktum. Buz mavisi bir stiletto giydim. Hafif kırmızı Ruj ve eyeliner ile hazırdım..
1 saat sonra..
Demek benim yakışıklı kocam burada çalışıyordu. Hızlı adımlarla şirkete girdim. Güvenlik hemen yanıma gelerek
"Heey elinizi kolunuzu sallayarak nereye gidiyorsunuz böyle?"
Bu kadın sanırım benim kim olduğumu bilmiyor.. E ögretmek gerek o zaman. .
"Barlas KAYA ile görüşücem!"
Girişteki sekreter " Randevunuz yoksa görüşemezsiniz hanımefendi!"
Kim ki bu kocamla görüşmeme izin vermiyor?
"Isminiz neydi?"
"Randevum yok tatlım ayrıca ismim Nefes KAYA! Barlas KAYA'nın karısı!" Demem ile sekreter kızın ve güvenlikçinin gözleri yerlerinden çıkıcak gibi oldu. Yüzleri gerçekten görülmeye değerdi.
Hızlı hızlı asansöre bindim ve kocamın odasının olduğu kata çıktım.
Kapıda ki sekreter geçen gece eve gelen kız değildi. Oysa sekreteri olduğunu söylemişti. Değiştirmiş miydi? Ama neden? Sekretere doğru yürüyerek
"Iyi çalışmalar Barlas Bey odasında mı?"
"Siz kimsiniz?"
"Nefes KAYA. Barlas'ın eşi!"
Kız ne yapacağını şaşırır halde "Hemen haber veriyorum efendim" dedi.
"Gerek yok haber vermeyin süpriz yapmak istiyorum"
"A-ama ha.."
Sekreteri dinlemeden odaya girdim ve yerimde çivilenip kaldım. Bu nasıl olur? Olamaz! Göz yaşlarım görüş alanımı kapatmaya başladı. Ayaklarımın artık vücudumu taşıyamadığını farkettim.
Ağzımdan sadece fısıltı şeklinde "Barlas" çıkabildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ömrümün Rengi
ChickLitAşk hiç bu kadar zor olmamıştı. Sevilmekten uzakta büyümüş bir erkek, ailesinin göz bebeği olarak büyümüş bir kız. Aile isteği ile yapılmış bir evlilik. Zamanla birbirine kapılan iki aşık. Onların asıl sınavları "EVET" dedikleri gün başlamıştı. Aş...