Hayat öyle süprizlerle dolu ki tam düzeldi derken yine tepe taklak oluyor herşey.
Yaşamış olduğumuz kırgınlıklar, üzüntüler, mutsuzluklar içimize öyle bir yer etmişki ne yaparsak yapalım söküp atamıyoruz içimizden kötülükleri. İki gün mutlu olsak misli misli acısını çıkarıyor hayat bizden. Ne garip değil mi?
Bazıları kalıp savaşır bazıları korkup kaçar.. Ben kalmadım ama korkudan değil savaşmaya birşeyler için mücadele etmeye gücüm kalmadığından..Türkiye'ye ailemin yanına döneli 1 hafta oldu. Kocaman BİR hafta.
Onu görmeden sesini duymadan yaşayalı 7 gün.Aileme tabiki hiçbirşey söylemedim. Söyleyemedim. Daha kendime bile bu gerçeği söyleyemiyorken nasıl olurda onlara söylerim onları üzerim..
O gün Arzu'nun durumunu öğrendiğimde bekledim.. Yalan demesini öyle birşey yok demesini ama demedi.. Pişmandı evet ama bu artık hiçbir şeyi geri getirmiyordu.
Bir hışımla çıktım odaya ve bir kaç parça eşyamı alıp aşağıya geri indim. Karşısına geçip tek bir kelime etmesini bekledim.. GİTME..
Ama demedi.. Öylece baktı yüzüme. Aşığı olduğum o gözlerinden iki damla yaş aktı da bir gitme demedi bana. Gittim.. Bende bir daha geri dönmemek üzere gittim."Kızım teyzenler geldi hadi gel yanımıza"
Annemin sesi ile gömüldüğüm koltuktan kalķıp benden habersiz akan göz yaşlarımı sildim. Yüzüme sahte bir gülüş yerleştirip salona geçtim.
"Hoşgeldiniz nasıl özledim sizi"
"Ahh kuzum bizde öyle. Kız sen bir süzülmüşsün yoksa kocan bakmıyor mu oralarda sana?"
Zaten aklımdan hiç çıkmıyor birde yetmezmiş gibi her fırsatta konunun ona gelmesi canımı çok yakıyor ama kimseye birsey diyemiyorum. Gelen göz yaşlarımı geri yolladım ve tebessüm ederek
"Bakmaz olur mu teyzoj çok iyi bakıyor sadece ben kendime dikkat ediyorum o kadar"
"Barlas neden gelmedi sen tek başına geldin? İnsan kocasını hiç oralarda yalnız bırakır mı kızım?"
Annem de bu sorulardan sıkıldığımı anlamış olacak ki hemen devreye girdi.
"Aman Nalan özlemiş kızım gelmiş buralara. Sıkma canını kızın."
"Kızınada birsey dedirtmezmiş. Tamam demedim bişey"
"Tamam o kadar zamandır yokum oturup beni ve Barlas'ı mı konuşucaz. Ben simdi güzel bir kahve yapayım sonra ben yokken neler yaptınız onları konuşuruz" dedim ve hızla mutfağa ilerledim. Yoksa daha fazla göz yaşlarımı gizli tutamazdım.
----------☆-------------☆------------☆-----------
Akşam yemeğinden sonra ailemden izin isteyip 'eski' simdilerde 'yeni' olan odama geçtim. Yine aklıma gelen düşünceler beni boğmaya başladı. Telefonuma kaç saattir bakmadığımı farkettim. Elime aldım ve bir mesaj gelmiş olduğunu gördüm. Kimin mesaj attığına birkaç dakika bakmadım. Belki odur diye.. Sonra amaaan arasa koca bir haftada arardı zaten. Hemen mesaja girdim. Deyim yerindeyse kalbim ağzımda atıyordu.
Gönderen:Barlas..
Seni çok merak ediyorum..Ağzımdan histerikli bir haaaah çıktı. Ne yani 1 haftadır aklı nerdeydi bu adamın! Şimdi mi aklına geldim yani.. O benim aklımdan hiç gitmezken üstelik. Ellerim istem dışı cevap yazmaya başladı.
Gönderilen:Barlas
Hadi ama.. Bir haftanın üzerine merak ediyor olman çok büyük bir ironi.. Şimdi mi aklına gelesim geldi?Ne nasıl ben mi yazdım o mesajı ona. Kalbim Depar atarken yarım dakika sonra tekrar mesaj geldi. Ne yani koskoca Barlas Kaya telefon başında mı bekliyordu yani?
Gönderen:Barlas..
Aklımdan çıktığını mı düşünüyorsun? Bu kadar aptal olamazsın.Gözlerimi kocaman açıp kırpıştırdım. O bana aptal mı demişti? Bana???
Aaahh hadi ama Nefes cidden onca şeyden sonra tek önemli şey bumu..
Çok geçmeden telefonum çaldı.
Arayan Barlas.. Anlaşılan mesajına cevap vermememe tepki olarak arıyordu.
Acaba şuan sesini duymaya hazırmıydım..
Tabiki cevap vermeyeceğim. Niye vereyim .."Efendim Barlas?"
Önce derin bir iç çekiş geldi kulaklarıma. Sonrada aşığı olduğum o ses..
"Nefes'imm"
"Neden aradın?"
"Karımı özledim."
"Karın? Ben mi?" İsteksiz bir kahkaha çıktı dudaklarımdan.
"İşte en başından bari korktuğum şey buydu Nefes. Senden uzak kalmamın sebebi buydu. Etrafımdaki sevdiğim herkes gitti. Sandım ki seni seversem sende gidersin. Bak işte ne oldu? Seni sevdim.. Hemde çok sevdim ve sende gittin. Ben daha seni sevdiğimi bile yeni itiraf etmişken, seni bulduğum an kaybettim.. Ölüyorum Nefes.. Sensiz 'Nefes' iz ölüyorum."
"Bak bunları konuşup birbirimizi üzmeyelim daha fazla. Bitti.. Başlamadan bitti. Bittik."
"Bitmedi. Hiçbirşey bitemez. Seni bırakmam anlıyomusun beni bırakmam!!!"
O kadar şiddetli bağırarak söylemişti ki telefonu kulağımdan uzaklaştırmak zorunda kalmıştım.
"Barlas yeter. O kadın hamile! Senin çocuğunu taşıyor. Ne yapmamı bekliyorsun haa söyle ne yapayım!"
Artık bende sesimi kontrol edemiyordum. Sesim kontrol dışı yüksek çıkıyordu ve biraz daha böyle konuşmaya devam edersek annemler odaya geliceklerdi."Nefes beni dinle. Bak eminim o çocuk benden değil. Evet ben Arzu ile birlikte oldum bunu saklamıyorum ama çocuk benden değil buna eminim."
"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun anlamıyorum doğrusu?"
"Bana güven ve inan ben sana herseyi ispatlıcam ama ne olur kendini benden sakınma."
"Neden bir haftadır aramadın?"
"Aramadım değil arayamadım. O evden çıkarken yüzüme o Son baktığın bakışı unutamıyorum. Kaç gündür ne yiyorum ne içiyorum. Uyuyamıyorum, düşünemiyorum, konuşamıyorum. Ben sensiz artık hiçbir şeyi yapamıyorum."
"Barlas lütfen"
"Lütfenini sikeyim ölüyorum diyorum lan. Sensiz geberiyorum!"
"Ne yapayım ben çok mu iyi durumdayım sanıyorsun? Herkese yalandan gülücük saçmak, kocan niye gelmedi, nasıl iyimi ne yapıyor diyenlere cevap vermek kolay mı sanıyorsun. Bende ölüyorum ve beni sen öldürüyorsun! Bizi sen öldürdün Barlas!"
"Herkes bir şansı hak eder. Görürsün o çocuğun benden olmadığını sana ispatlayacağım."
"Iyi geceler Barlas."
"Öyle olsun sevdiğim.. İyi geceler."
Sevdiğim.. Ne güzel bir kelimeydi öyle.. Hele ki onun ağzından böyle bir şeyi bana hitaben duymak.. Hayat çok garip.. Dün gülerken bugün ağlayabiliyorsun ve ne olursa olsun yarını asla kestiremiyorsun..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ömrümün Rengi
ChickLitAşk hiç bu kadar zor olmamıştı. Sevilmekten uzakta büyümüş bir erkek, ailesinin göz bebeği olarak büyümüş bir kız. Aile isteği ile yapılmış bir evlilik. Zamanla birbirine kapılan iki aşık. Onların asıl sınavları "EVET" dedikleri gün başlamıştı. Aş...