"Ne zamandır seviyorsun?" Biraz durduktan sonra tekrar ekledim. "Beni yani?" Uras biraz düşünür gibi yaptı. "Babama atar yaptığından beri."dedi. Biraz düşündüm. Bu ilk onu gördüğüm gün dü. Onun da beni. İlk görüşte aşk. Bunu düşünürken bile içimde birşeyler kopuyordu. Göz yaşları her aktığında sanki kalbime o göz yaşları kızgın lavmış gibi değiyordu.
"Ama sen beni hiç..." sözümü kesti. "Seni sevmemeye çalıştım. İnandırmaya çalıştım ama..."dedi ve sustu. Nasıl severdi beni? Ne diyecektim? Onlarca sorunun içinden hangi birini soracaktım? Nasıl izleyecektim saklamaya çalışsada acı içinde cevaplayışını?
Sustum. Oda sustu. Deniz konuşuyordu sadece. Karşımızdaki kızgın dalgaları olan deniz. "Uras?"dedim sessizce. Kafasını kaldırdı. Cevap vermden bana baktı. "Ne olacak şimdi?" Uras yorgun ve bitkin gözüküyordu. "Bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey varsa asla erken yaşta evlenmemen gerektiği." Yinede beni düşünüyordu. Böyle düşünmek gözlerimdeki yaşları çoğaltıyordu sadece. Kafamı sağ tarafa çevirdim. Ağladığımı görmesini istemedim.
Burnumu çekip konuştum. "Böyle olsun istememiştim." Uras bana dönmüştü. Çenemden tutup kafamı ona doğru çevirdi yavaşça. Yapamazdı. Yapamazdım. Bu olamazdı. Ama engel olamıyordum. Şu anda ne yaptığımı da bilmiyordum.
Uras gözlerime bakıyordu. Göz yaşlarımı silip konuşmaya başladı. "Böyle olmasını kimse istemezdi." Bunu söylerken elini geri çekmişti. Sadece onay anlamında kafa salladım. İstemesizce ayağa kalkarken, Uras kafasını tekrar eğmişti. "Hoşçakal..." cevap verdi. "Hoşçakal Aslı."
Arkamı hemen dönüp hızla yürümeye başladım. Göz yaşlarımı görmesini istemedim. Ya da bilmiyorum korktum. Arasa ihanet etmekten korktum. Arkamı dönüp baktığımda Uras siyah kapsonlüsunun kapşonunu takmıştı. Ne kadar yakışıklı da olsa insanların onu böyle görmesini istlemrmiş olmalıydı. Benimse yüzümün ağlamktan şişmiş olması ya da gözlerimin kıpkırmızı olması umurumda bile değildi. Düşünebildiğim tek şey ne yapacağımdı. Urasla asla evlenmezdim. O da bunu istemiyordu. Yani benim için bile olsa... ayrıca Aras vardı. Ona ne diyecektim? Nasıl bakabilirdim ki yüzüne? İçimden kocaman, koskocaman bir of daha çektim. Bu of da sanırım benim çaresizliğimin en büyük kanıtıydı. Yanlızca bir of...
Eve geldikten sonra istemsozce kapıyı çaldım. Hizmetlilerden birisi kapıyı açtı. "Hoş geldiniz Aslı hanım. İyimisiniz?" Son kelimesini acıyarak söylemişti. Evet anlamında kafa sallayıp içeri ayakkabılarımı çıkarmadan girdim. "Sen neden çıkmadın?"dedim hizmetliye arkamı dönmeden. "Sizi bekledim. Şimdi çıkacağım. Birşey ister misiniz?"dedi. Ona yavaşça dönüp hayır anlamında kafa salladım.
Merdivenlerin koluma zar zor tutunarak birinci kata yani odamın olduğu yere gelmiştim. Merdivenlerin hemen sol tarafında benim odam, baya ilerisinde sağ tarafta da Sılanın odası vardı. Kapısına bakarak göz devirdim ve kendi odama girdim.
Şimdi sırada en iyi yaptığım, hatta tek yapabildiğim şey olan resim çizmek vardı. Duygularımı dökme zamanı yani. Üzerimdeki yeşil askılıua baktım. Bu sabah ne hayallerle giymiştim bunu. Aras yanımda gibi hissetmek için giymiştim. Ama olmamaıştı. Bir işe yaramamıştı. Onu unutmuştum bugün. Aslında bu gün kim olduğumu bile unutmuştum. Aslı kim unutup sadece Siyah olana odaklandım. Hani şu kötü kız. Siyahı seven kıza.
İstemsizca çantanın fermuarına attığım elimi yavaşça aşağı indirirken telefonum çaldı. Arayan Açelyaydı. Yatağın üzerindeki telefonu hemen açıp kulağıma götürdüm. "Alo!" Ve anında ağlamaya başlamıştım. Açelya konuştu. "Alo Aslı? Neyin var!" Hıçkırıklarımın arasında doyebildiğim tek şey "Ben... sanırım dünyanın en siyah kalpli kızıyım!" Açelya korkarak ve yüksek bir sesle cevap verdi. "Pekala evinizde umarım iki tane misafir odasi vardır çünkü yarın orada olacağız. Burak ve ben!" Ağlarken "hı hı" demiştim ve sesim bir nebze olsun mutlu çıkmıştı. Onları çok özlemiştim. Açelyayı, onunla dertleşmeyi, onun bana verdiği saçma ama her zaman işey yarayan tavsiyelerini... ben gerçekten bir dosta ihtiyaç duyuyordum. Gerçek iki dosta.
#######
Arkadaşlar gerçekten üzücü olaylar oluyor ve yazarken gerçekten ağladığım bile oldu!
Size bir tane daha sorum olacak.
1-) Aslı sizce kimle sevgili olmalı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH
Teen FictionKim üzülmek için diğerlerini üzer ki? Aslı'ın öyküsünde bu zor bir soru. Peki bunun cevabını kim verecek? Adı Aslı olan bir kızın hayatının aşkını bırakması ve bunun pişmanlığında yaşaması sonucu adını herkese Siyah olarak tanıtması ne kadar mümkün...