25.BÖLÜM

1.1K 45 4
                                    

Multi'de Açelya ve Aslı!

##########################

Kapı çalmıştı. Kalemimi bırakıp biraz terasa çıkmaya karar verdim. Terastan aşağı baktığımda kapıda Burağın kafasını kaşıyıp gözlüğünü incelediğini gördüm.

Gördüğüm anda terasın demirine sevinç yumruğu atıp odamın kapısını açtım. Merdivenlerden aşağı indiğimde, Açelya kapının önünde hizmetliyle tartışıyordu. "Ne! Ben onun en yakın arkadaşıyım! Sen de kim oluyorsun!?" Hizmetli Açelyanın sinirini yatıştırmaya çalışarak konuştu. "Bakın hanfendi. Anlıyorum ama yinede ona sormam lazım." Göz devirerek merdivenlerin üzerinden bağırdım. "Açelya?" Açelya anında bana döndü. İçeri hızla girdi. Ben de ona doğru koştum. Ağlamaya başlamıştım. Sarıldığımızda Burak iki kolunu havaya kaldırdı. "Şey bende de ağlanacak bir onuz var ama..." derken sözünü bölüp Burağın boynuna sarıldım. "Sizi çok özledim!" Bunu söylerken hıçkırıklarım defalarca kez sözümü kesmişti. Sonra sevinçten mi yoksa bunca zamandır dolup da onları ilk defa gördüğüm için mi bilmediğim ağlamamı keserek, "şey... kahvaltı yaptınız mı?"dedim mahçupça.

Kahvaltı masasına oturduğumuzda Burak hemen yemeye başladı. Ben onun bu haline buruk bir gülüş atarken Açelya göz devirip konuştu. "Öküz! Yani, bildiğin öküz!" Birlikte gülmeye başlarken Burak hala yemek yiyordu. Bu hali daha çok güldürmüştü bizi. Gülmemi keserek konuştum. "Sabah oradayım dediğinde bu kadar ciddi olduğunu sanmamıştım." Burak ağzı dolu bir şekilde konuştu. "Ah! Ben de sabah Antalyaya gidiyoruz dediğinde bu kadar ciddiye almamıştım." Açelya göz devirerek konuştu. "Ah evet sen hiçbir şeyi ciddiye almazsın!" Ben gülmemi durdurmaya çalışırken Burakla bakıştık. Sonra birden kahkahayı bastık. Açelya sinirle konuştu. "Hadi ama ciddiyim ikinizi de öldüreceğim." Burak merakla ve şaşırmış bir sesle konuştu. "Heey! Benim suçum ne! Sabah 6 da odama girip, kafamdan aşağı su döken sendin!" Açelya ciddi bir sesle konuştu. "Ama seni uyandırmaya çalışmıştım!"

Onların bu halini izlerken, eski hallerimiz geldi aklıma. Sadece Burak, ben ve Açelya. Kardeş gibiydik. Sadece üçümüz vardık. Okuldaki herkes bizim arkadaşlığımıza özenirdi. E havamız vardı tabi! En çok da huzurluyduk. Ya da öyle sanıyordum. Şimdi diyeceksiniz ki; Aras ne o zaman?

O benim en derinim. Onu sevdiğimi bile unutuyorum bazen. Hatta bazen ona bakarken gülesim geliyor. Öylece sert bakışları, soğuk hareketleri bile olsa, yinede bakakalıyorsun, gülüveriyorsun işte.

İşte Aras bu. Tek kelimeyle, aşk...

Açelya derin düşüncelerimden beni ayırarak konuştu. "Hey spidey oradamısın!" Gülerek cevap verdim. "Evet... bu sıralar biraz... şey biraz garibimde." Açelya elindeki çatalı huzursuzca bıraktı. Burak da üzülerek bakıyordu. "Şey... sanırım anlatmam gereken şeyler var."dedim.

Yavaş yavaş odaya çıkarken hizmetli koşarak yanımıza geldi. "Aslı hanım, iki tane misafir odası hazır." Burak merakla sordu. "Başka birisi daha mı geliyor?" Açelya göz devirerek ve ukala ukala konuşarak cevapladı. "Hayır aptal biz burada kalacağız." Burak gülerek cevapladı. "Ah doğru ya İstanbulda değiliz." Onların bu hallerine gülmeye başladım. Eskisi gibiydik. Sürekli kavga eden iki şapşik, ki birisi okulun en yakışıklı çocuklarınrandı, ve birisi de voleybol takımının gözdesi! Ve ben. Sadece ben.

Odama geldiğimizde odamın haliyle utanmaya başlamıştım. "Biraz dağınığım son günlerde." Açelya iki kolunu omuzlarıma koydu ve bana derin bir bakış atarak konuştu. "Son günlerde baya bir kötüsün. Hadi... anlat bize." Kafamı öne eğerek konustum. "Tamam, nereden başlayım?"

***

"Peki ne yapacaksın?" Kafamı öne eğerek cevapladım Burağın sorusunu. "Bilmiyorum. Yani.. onunla evlenmem gerek. Ama ben sevmediğim birisiyle evlenmek istemiyorum." Burak konuştu. "Peki ne kadar vaktin var? Yani evlenmek için.", "herhalde babam işi devredene kadar. Ve o da ben okulumu bitieince olacak. Tabii bir sürpriz yapıp 'okulun bitti artık işlerin başındasın' demesse."dedim. Açelya konuştu. "Bakın ne diyeceğim. Eski tayfa toplandı. Bunu kutlamalıyız bence." Burak cevapladı. "O şerefsizi öldüreceğim!" Açelya göz devirdi. "Ben ne diyorum ama!" Burak tekrar odaklandığı noktadan gözlerini çekmeden konuştu. "Ya tamam öldüremem çünkü çok yakışıklıyım. Ama en azında okulda, ortamlarda, hatta İstanbulda Kağan Örgücü diye birisi tanınmayacak!"dedi. Sonra ardından ekledi. "Hıh! Soyadına bak Örgücü! Babannemin ters düz modelinden biliyormudur bari!" Merakla sordum. "Şey.. sen nereden biliyorsun?" Burak cevapladı. "Babannem hep bana ters düz modelinden hırka yapardı. Giydirmeden önce de hep 'bak ters düz modeli bu. Bu seni sıcak tutar' derdi." Açelyayla kahkahayı basarken Burak bize anlamamış gibi bakıyordu.

SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin