"Kağan!?" Aras anlamaya çalıştığı bir ses tonuyla konuştu. "Ne?" Arasa kafamı çevirmeden dona kaldığım yere bakmaya devam ettim. Ablam Kağanın koluna kolunu geçirdi. Diğer eliyle de Kağanın omzunu sıvazlıyordu. Bana ağır çekim gibi gelen Kağanla bakışmamız ise sanki hiç bitmeyecekmiş gibiydi.
Vay be dedim içimden. İlk sevgilimdi. Bana ilk kazığı atan pislikti. Ama bu kadardı. Onun benim yerimdeki ilkleri yanlızca bunlardı. Ha bir de... bana ilk yeşili sevdirmeye çalışan adamdı. Ama bu kadardı işte. Arasa ağır ağır döndüm. Kağanlara doğru dişlerini sıkarak bakıyordu. Bakışlarındaki sertliği görünce içim ürpermişti. "Aras?"dedim usulca. Aras sıktığı dişlerini hafifleterek kızgın bakışlarıyla bana baktı. "Önemli değil. Ondan nefret ettiğimi biliyor. O yüzde böyle yapıyor." Doğruydu. Ablam Kağandan nefret ettiğimi çok iyi biliyordu. O yüzden beni üzmek için yapıyordu ya da sinirlendirmek için. Önemi yoktu ama. Onu artık sevmiyordum. Hiç sevmemiştim. Sadece içimdeki burukluk acıtıyordu işte. Ona inanmıştım sonuçta. Ama böyle bir pisliği ondan beklemiyordum.
Aras unulca ve sakinleşmiş bir şekilde konuştu. "Aslı?" Cevap verdim. "Efendim." Aras yanağıma elini koyduktan sonra baş parmağıyla yuzümü okşadı. "Seni kimsenin üzmesine müsade etmem." Dedin bir nefes alarak konuştum. "Beni bırakma. O zaman üzülmem." Biraz tebessüm ettim. Aras da gözlerime dalıp gitmiş bir halle tebessüm etti. Sonra da elini çekip arabaya uzandı.
Aras indikten sonra ön taraftan dolanıp kapımı açtı. Merakla batım. Elini uzatıp garip bir aksanla konuştu. "Bayan Manzara." Elimi onun elinin üstüne koyup, " Bay manzarası olduğum."dedim. Sonra biz gülerken Aras kapıyı kapattı. Birlikte yan yana yürürke Kağan'ın bana pismanim der gibi bakan bakışlarına bakmamaya çalışıyordum. Yanlarına vardığımızda Kağan Aras a sinirli gibi bakıyordu. Benim sevgilime kimse böyle bakamaz! Yani baksada... Aras benden önce işini bitirir zaten. Düşündüğüm şeye gülmeye başlayınca herkes birden bana baktı.
Durumu anlar anlamaz sinirli bir yüz ifadesi alıp anneme baktım. "Anne?" Annem mahçup mahçup bana bakıyordu. "Kızım hoş geldiniz. Arascım nasılsın?" Aras gülerek ve Kağanı görmezden gelerek konuştu. "İyiyim Sinem teyzecim siz nasılsınız?" Annem mutlu olmuşa benziyordu. Sevinçle konuştu. "Ben de çok iyiyim. Hadi gelin içeri içeride konuşalım bunları. Kapıdan içeri geçerken Kağana bakmamaya çalışıyordum ama onun bana baktığına da emindim. Kafam eğik bir şekilde içeri geçtikten sonra Aras da içeri tüm ciddiyetiyle girdi. Girerken Kağan bakışlarını sertleştirmişti. Aras Kağanın omuzuna sertçe çarparken "kenara! Çekil. Yoksa çekmek zorunda kalırım."dedi. Kağan anında şok olmuş gibi bakarken Aras içeri umursamazca girdi. Annem de o mutlu yüz ifadesini hemen sinir e çevirdikten sonra baş parmağıyla ablamı uyarırcasına konuştu. "Sen de hemen onu buradan götür!" Ablam göz devirip Kağan'ın kolundan tutup yürütmeye başladı. O sırda annem kapıyı kapattı.
Biz içeri geçerken annem merakla sordu."eee nasıl geçti tatiliniz?" Arasa cevapladı. "Harikaydı. Çok eğlendik." Ardından ben konuştum. "Bol bol yanlız kadık." Sonra ne dediğimi duyunca gözlerim irileşti. Annem hemen yüzünü anlamz bir ifadeye bürdü. "Baş başa mı?"dedi. Aras düzeltmeye çalışarak konuştu. "Haa, yok baş başa derken... kafa dinledik anlamında yani kendinle baş başa kalmak gibi."dedi. Annem ikna olmuş gibi konuşarak "ha. Tamam" dedi. Arasla bakışırken içimden derin bir oh çektim. Bu sırada Aras'ın telefonu çaldı. "Annem arıyor. Telaşlanmış olmalı. Konuşsam iyi olur. Müsadenizle" annem kocaman ve anlamsız gülümsemesiyle Arasa kafa salladı. "Selam söyle!" Aras tamam anlamında kafa sallayarak karşılık verdi anneme.
Sinirle baktım. "Ne işi var onun burada!" Annem huzursuzca bana baktı. "Tatlım gerçekten hiç bilmiyorum. Ama ablana söyledim. Gidecekler ." Göz devirerek konuştum. Unutsuzca. "Anne! Sanki ablamı bilmiyorsun. Sıla hangi bir gün senin ya da babamın sözünü dinledi ki! Bir de birşey bilmiyormuş gibi burnumuzun dibine kadar getirmiş resmen!" Annem telaşlı görünüyordu. Ablama kızdığı her halinden belliydi hatta. Ama onun da elinden birşey gelmiyordu. Umutsuzca kafamı öne eğdim. Bu sırada Aras elindeki telefonu havaya kaldırarak konuştu. "Annem çağırıyor. Sanırım ben İtalyadan döndükten sonra iyice temkinli bir anne oldu." Annem tekrar eski haline dönerek ayağa kalktı. "Ahh Arascığım. Lütfen daha sonra da gel. Biliyorsun seni çok seviyoruz." Aras evet anlamında kafa salladı. Çaktırmadan bana bakmaya çalışıyordu. Onun bu hali çok komikti. Güldüm. Ben oturduğumuz yerde kalırken annem ve Aras hemen karşıdaki kapıya doğru yürüyordu. Aras kapıdan çıkarken bana baktı. "Ben de sizi seviyorum." Tebessüm ederek duyabilecekleri bir seste ben de "biz de seni seviyoruz" dedim. Aras biraz buruk bir gülümseme atarken annem kapıyı kapatmıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH
Fiksi RemajaKim üzülmek için diğerlerini üzer ki? Aslı'ın öyküsünde bu zor bir soru. Peki bunun cevabını kim verecek? Adı Aslı olan bir kızın hayatının aşkını bırakması ve bunun pişmanlığında yaşaması sonucu adını herkese Siyah olarak tanıtması ne kadar mümkün...