Multide Uras!!
############
Sabah kalktığımda hava yağmurluydu. Hemen balkona koşup bu ıslak toprak konusunu içime çektim. Çok rahatlatıcı, güzel bir kokuydu bu koku. Kocaman gülümseyerek Açelya'nın odasına girdim. Yüzünü yıkıyordu. "Günaydııın."dedim neşeyle. "Günaydın."dedi. "Burak kalktı mı?"dedim. Açelya omuz silkti. Odadan çıkıp hemen yandaki odaya yani Burağın odasına gittim. "Yatakta yüz üstü komik bir şekilde yatıyordu. Nasıl diyeceksiniz. Şöyle, sol kolu yukarıya doğru sağ kolu aşağıya doğru duruyor. Sağ bacağı ile sol bacağının arasında 2 kilometre uzaklık var. Gülerek ve yavaşça çıktım odadan. Açelya odasından çıkıyordu bu sırada. "Eee dün ne oldu?"dedi. "Tamam söylüyorum. Ama önce senden sakin olmanı isteyeceğim."dedim. Açelya heyecanla kafa salladı. "Model grubu ile Aras uzun yıllardır tanışıyormuş. Daha doğrusu Fatmayı Seda teyze tanıyormuş. Uras ve Aras da eskiden bunlarla birlikte takılıyomuş tabi. Biz o gün konseri kaçırınca özür dilemek için buluşma ayarlamış. Tüm gece onlarlaydık."dedim. Açelya çığlık atarken zıplıyordu. "Ne romantik bir erkeeek!"diye bağırdı. Gükerek onu susturmaya çalıştım. "Sus, Burak uyuyor. Hem biri duyacak şimdi."
"Duydu bile."dedi Sıla merdivenlere yaslanmış bizi dinlerken. "Sıla?"dedim korkuyla. Ne kadarını duymuştu ki? Ya Aras ve beni?! Sıla sinsice gülerek ellerini saçının arasında salladı ve kahkaha attı. "Hahaha! Ne komik. Aşk üçgeni. Sen Arasa aşıksın, Aras sana aşık Uras seninle evlenecek." Açelya elini kaldırıp konuştu. "Aslınla bu aşk üçgeni değil, çünkü öyle olması için Aras'ın Aslıyı, Aslının Uras'ı, Uras'ın da Aras'ı sevmesi gerekiyordu." Sıla birden o alaycı ifadesini değiştirip piskopat yüz ifadesini takındı. "Sen, çok bilmiş."dedi Açelyayı işaret parmağıyla iterek. "Sen çok konuştun. Artık sus bücür."dedi. Sonra bana döndü. "Hep yemlerimdeydi gözün değilmi ha?"dedi bağırarak. Sonra tekrar kahkaha attı. "Önce Kağan şimdi de Uras." Birden tekrar bağırmaya başladı. "Senin küçük aklın sadece benim namlumun ucundakilere yetti. İleriye gidemezsin sen pislik!"dedi. Sonra tehtit ederek konuştu. "Ama bak ne olacak. Birazdan Uras da Aras da burada olacak ve senin ne mal olduğunu görecek!"dedi. Ne, Aras ve Uras burada mı olacaktı? "Ne diyosun sen be! Dikkat et konuşmlarına."diye bağırdı Açelya sinirle ve ciddi bir şekilde. "Evet. Evet bu doğru. Aslında, Uras düğün hakkın da konuşmak için gelecekmiş. Ama neden Arasla da konuşmuyorsunuz?"dedi.
İçimde patlayan volkan dağları beni daha da kötü yapıyordu. "Hayır."dedim korkarak. İşte bu gün gelmişti. Birden kapı çaldı. Hizmetli kapıyı açerken üst kattan izliyorduk hepimiz. Uras kapıdan içeri girdi. Hizmetli çekinerek bizi işaret etti. Uras soru sorarcasına bakarken göz yaşlarım dökülüyordu bile. "Aslı?"dedi telaşla. Yukarı çıkmaya başlamıştı. Sılaya yanlışlıkla sertçe çarpıp yanıma geldi.
Donakalmıştım sanki. Ne yapacaktım şimdi ben? Kaçacakmıydım buradan? Yoksa Uras'ı, evleneceğim adamı evden mi kovacaktım? Uras bana sarıldı. Çenesini kafama koyarken acısını hissetmiştim. Bu sırada kapı tekrar çaldı. Korkuyla Açelyaya döndüm. Bana aynı korkunç ifadeyle bakıyordu. Bu sırada Sıla gülüyürdu. Gözlerimi sıkıca yumdum. İçeti girecek olan kişinin Aras olmaması için dua etmekten başka bir çarem kalmamıştı. "Afferim size. Sonunda anlaşmaya başladınız demek ha."dedi içeri giren babam. Açelyaya döndüğümde gözlerim parlıyordu resmen. Babam tekrar konuştu. "Düğün tarihini 23 Hazirana alalım diyorum. Hem o zamana kadar tam bir sene var. Birbirinizi tanımanız için uygun."dedi babam. Bu sırada babamın hemen arkasında Aras duruyordu. Açeya birden bağırarak ağzını eliyle kapattı. Sılayasa kahkaha atıyordu. Uras hala bana sarılırken Aras a bakmaktan başka hiçbir şey gelmiyordu elimden. Aras sinirle yumruğunu sıkıp kapıya bir yumruk attı. Babam arkasını merakla dönerken Uras'ı ittim kendimden. Koşarak Arasa gidiyordum. Merdivenlerdeyken Sılaya çarpmıştım yere düşmüştü. Babam "ne oluyor!?"diye bağırdı. Onu da takmadan koştum. Kapıdan çıktığımda ıslak yer ayaklarımı dondurmuştu. Yinede koştum. Aras görünürde yoktu. Evin ön kapısından çıktığında Aras sol tarafta yürüyordu. "Aras!"diye bağırdım. Biraz durduktan sonra tekrar yürümeye devam etti. "Aras dur!"diye bağırdım. Koşarak yetişmeye çalışırken hiç durmuyordu. Ayaklarımda hissettiğim acıya rağmen koştum. Sonunda kolundan kavrayıp kendime çevirdim. Aras ağlıyormuydu belli değildi. Yağmur sanki duş alır gibi durmadan gür bir şekilde akıyordu. "Dur!"dedim tekrar. Cevap vermedi bana. "Özür dilerim."dedim kısık bir sesle. Aras elini kaldırdı. Bana vuracağını sanıp gözlerimi yumduğumda kollarımın sıkıştığını hissettim. Tanıdık bir koku vardı burnumda çok yoğun. Aras sımsıkı sarılmıştı bana. Öyle sıkı sarılmıştı ki nefes almakta zorlanıyordum. Sanki son sarılışı gibi derler ya. İşte öyle sarılmıştı bana. Ayrıldığımızda gözlerine bakmaya çalışıyordum ama yağmur birden bastırdığı için gözlermi açamıyordum. Aras tekrar sıkı sıkı sarıldı bana. "Aslı."dedi. Soru sorarcasına. "Benimle gel."dedi. "Ne?"dedim merakla. "Gidelim buradan. Antalya diye biryer kalmasın aklımızda. Unutalım herşeyi. Yepyeni bir aile oluşturalım. Yeni bir soyad. Yeni arkadaşlar. Yeni ev, araba. Herşey. Okula da devam edelim hatta. Orada kuralım herşeyi. Birlikte. Ha?" Aras bunları anlatırken herşey ne kadar güzel gelmişti. Eskiye dair herşey silinip gidecekti. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Kafa salladım büyük bir cesaretle. "Tamam."dedim. Yeni bir hayat yepyeni bir sayfa. Herşeyin iyi olduğu bir yer. Aras. Ben. Bu kadarlık bir defterle.
***
Yorum ve voteleri unutmayalımmm ❤🙈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH
Teen FictionKim üzülmek için diğerlerini üzer ki? Aslı'ın öyküsünde bu zor bir soru. Peki bunun cevabını kim verecek? Adı Aslı olan bir kızın hayatının aşkını bırakması ve bunun pişmanlığında yaşaması sonucu adını herkese Siyah olarak tanıtması ne kadar mümkün...