Geldiğin yeri unutma!

32.8K 409 33
                                    

Bugün kendime bir mektup yazdım.

''Geldiğin yeri unutma!

1996'da bir ara sokakta doğdun ve ölüme terk edildin.

Anne ve babana hiç sahip olmadın.

Kendini bildin bileli bu yetimhanedesin ve 2 kere evlatlık edinilip, geri getirildin.

Hiç aşk yaşamadın o yüzden erkeklere olan davranışına dikkat et.

Bu iğrenç hayatı mükemmelleştirmek senin elinde.

Dışarı çık ve geleceğini kendin yaz!''

1 sene sonra okuyacaktım bu mektubu.

Buradan çıkacağım gün. 

Buradan çıkıp kendi hayatımı yaşayacağım gün. 

*     *     *     *     *     *     *     *     *     *     *     *     

Ertesi gün

Daha önce hiç karşılaşmadığım bir görevli tarafından dürtülerek uyandım.

Kolumdan tuttuğu gibi odadan dışarı çıkardı. 

Neler olduğunu anlayamadan kendimi müdüre hanımın odasında buldum. Müdüreyi çok seviyordum. Bana hep iyi davranmıştı. 17 yıl boyunca bana o bakmıştı.

Görevli dışarı çıkmış, müdüre hanımla baş başa kalmıştık.

En tatlı ses konuyla ''Gel Bürgeciğim, otur.'' dedi ve oturduğum an hiç vakit kaybetmeden konuya girdi.

''Seni evlatlık edinmek isteyen bir aile var.''

Yaşadığı mutluluk gözünden okunuyordu.

Ben ise yaşadığım şeyleri tekrardan yaşamak istemiyordum. 

Bir aile beni evlatlık edinecekti, 2 hafta sonra getirip geri buraya yerleştireceklerdi. 

Bütün bunları yaşamamış olsam belki sevinebilirdim fakat sevinmek bir yere, hüzünlenmiştim.

Müdüre hanım anlamış olmalıydı ki yanıma gelip ellerimi avuçlarının içine aldı ve ''Bu sefer farklı olacak. Bu aileyi çok iyi araştırdım. Türkiye'nin bilindik zenginlerinden. Senin bir daha zarar görmene izin vermem. Bunu biliyorsun değil mi? dedi.

Başımı onaylar şekilde salladım ve şaşkın bir yüz ifadesiyle ''Neden ben peki?'' dedim.

Sanki bunu sormamı bekliyormuşcasına cevapladı.

''Seni evlatlık edinmek isteyen Nesrin hanım. Eşi Hakan bey ve oğlu Bora'yla yaşıyor. Hep bir kız evladı olmasını istemiş fakat olamamış. Olmayınca olmuyor biliyorsun Bürgeciğim. Şimdi ise genç bir kız annesi olmak istiyor. Ben bizzat görüştüm. Çok şeker ve çok sevecen bir kadın. Onu seveceğinden eminim.'' 

Gözlerinden mutluluk fışkırıyordu.

Ben de biraz mutlu olmuştum.

Belki bu sefer farklı olur ha? Belki onlar da beni sever...

Birden durdum ve ''Bora?'' dedim.

''Senden iki yaş büyük, üniversiteye gidiyor. Onunla da iyi geçinmelisin tabiki.''

Üniversite deyince aklıma eğitimim geldi.

Heyecanlı ve umut dolu gözlerimle ''Liseye gidebilecek miyim?'' dedim.

Çok mu belli etmiştim mutlu olduğumu?

Müdüre küçük bir kahkaha patlatıp ''Hem de en iyilerine...'' dedi ve konuşmasına devam etti. ''Hadi git güzelce hazırlan, saat 3te Nesrin hanımla tanışacaksın.'' 

Evlatlık AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin