Bu bölüm biriciklerime gelsin, İremciğim ve Betülcüğüm sizi çok seviyorum.
Beni görür görmez gözleri büyümüş, bütün gücüyle Emel'i omuzlarından tutup kendinden ayırmıştı. Hızlıca bana doğru yöneldiğinde elimi yukarı kaldırıp "SAKIN!" dedim ve koşarak aşağı inmeye koyuldum. Arkamdan geliyordu. Bana yetişmemesi için koşabildiğimce hızlı koşuyordum. Tam binadan çıktım, kolumdan tutup beni kendine çevirdi. Dolan gözlerimi yerden kaldırıp yüzüne baktım. Dehşete düşmüş bir şekilde açıklama yapmaya çalışıyordu. Yavaşça elimle onu susturdum.
"Ben göreceğimi gördüm Batuhan. Hiçbir açıklama bu gerçeği değiştirmez."
Arkamı döndüğümde bütün soğuk kanlılığımı koruyordum. Ağlamamıştım. Arkamdan gelmiyor, olduğu yerde dikiliyordu. Bu biraz olsun içimi rahatlatmıştı. Arkamdan gelseydi daha fazla dayanamaz, ağlamaya başladım. Arabaya biner binmez çantamdan telefonumu çıkarıp Aslı'yı aradım.
"Aslı, nerdesiniz?"
"Tatlım İstanbul'la şimdi eve gidiyoruz, noldu?"
"Ben iyi değilim sanırım. Batuhan'ı bir kızla öpüşürken gördüm. Sinirli değilim, çok sakinim. Bir terslik var."
"Oha!!! İnanamıyorum ya! Bakar mısın sen şu şerefsiz Batuhan'a. Nerdesin bana adresi ver hemen geliyoruz. Sakın hiçbir yere kıpırdama."
"Adresi mesaj olarak atıyorum, acele edin."
Telefonu kapatır kapatmaz adresi mesaj olarak attım ve kafamı direksiyona koyup gözlerimi kapattım. Görüntü gözümün önünden gitmiyordu. Lanet okuyup gözlerimi tekrar açtım. Arabadan hızla inip yürümeye başladım. Yakınlarda küçük bir kafe görüp içeri girdim.
Kafamı dağıtmam gerekiyordu ve ben tek başımayken bunu başaramıyordum. Sıcak çikolata alıp bir cam kenarına geçtim. iPod'umu elime alıp şarkı aramaya koyuldum. Duman-Helal Olsun açtım ve kulaklığımı kulağıma geçirdim. Yoldan geçen insanları izledim. Aklımda hiçbir düşünce olmadan Aslı'yla İstanbul'un gelmesini bekliyordum.
"Araban var sen yoksun, nerdesin Bürge?!"
Gelen mesaja hızlıca cevap verdim.
"Biraz ileride küçük bir kafedeyim."
Kafamı omuzuma dokunan nazik bir elle yukarı kaldırdım ve kulaklığımı çıkardım. Aslı telaşlı gözlerle bana bakıyordu. Bense hiç olmadığım kadar sakindim.
"Bürge nasıl bu kadar sakin olabiliyorsun? Kalk kızın saçını başını yolmaya gidiyoruz."
Aslı kolumdan tutmaya çalışırken ben gülüyordum. İstanbul Aslı'nın omuzuna yavaşça vurup "Saçmalama be" dedi ve gülerek yanımdaki sandalyeye oturdu.
"Aman iyi ya. Ama ben olsam bunu yanına bırakmazdım diyim." dedi ve o da İstanbul'un yanına ki yerini aldı. "Sen neden bu kadar sakinsin?"
Dudaklarımı büzüp bütün içtenliğimle cevap verdim.
"Bilmiyorum."
***************************
Sabah uyandığımda başım zonkluyordu. Dün gece eve gelince de Aslı ve İstanbul tarafından yalnız bırakılmamıştım. Bütün gece Skype yaptık. Beni eğlendirmek için ellerinden geleni yaptılar. Bu kadar kısa bir sürede bu kadar yakın olmak...
Siz benim bebeklerimsiniz!!!
Telefonumdan saati kontrol ettiğimde gözlerim yerinden çıkacak gibi oldu. Hazırlanmak için yarım saatim vardı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evlatlık Aşk
Teen FictionHayatının tamamını yetimhanede geçirmiş bir kızın, Türkiye'nın sayılı zengini arasında olan bir aile tarafından evlatlık edildiğini düşünün. Yeni ailesiyle her şeye sahip olan bu kız, aşka kiminle sahip olacak? Yakışıklı bir üvey ağabeyle? Yok yok...