Sıkıca Bora'nın elini kavrayarak ondan güç aldım. Bu hareketim onu çok şaşırtmış olsa gerek. Bize bakan gözleri aldırmayarak telaşla bana baktı.
Şaşkınlığımı ve heyecanımı yenerek gülmeye çalıştım. Bora'dan güç alıyor, zor olsa da merdivenlerden aşağı inebiliyordum. Merdiven basamakları bitince bana dönüp soru sorar gözlerle gözlerime baktı.
Ah o gözler!
Düşmemek için, yavaş ve temkinli bir hareketle parmak ucuma çıktım.
Nefesimi kulağında hissedecek kadar yakınlaştıktan sonra "Cemre yetimhanedeki en yakın arkadasımı buraya getirmiş. Bir rezillik çıkmadan Cemre'yi buradan çıkarır mısın?" dedim ve yalvaran gözlerle ona bakmaya başladım.
Telaşlı gözleri "bu muydu?" der gibi bana baktıktan sonra hiçbir şey söylemeden Cemre'nin olduğu yere yöneldi.
Bu olayı sandığım kadar sakin bir şekilde karşılamamıştı. Çok hızlı ilerliyor, ilk defa çevresindeki insanların hakkında ne söyleyeceğini umursamıyordu.
Gülücük saçmak yerine Bora'nın burnundan soluduğunu görenler şaşkın bakışlarını gizleyemiyorlardı. Çok geçmeden de beklediğim oldu zaten. Herkes kendi arasında fısıltılaşmaya başlamış, merakla Bora'nın ne yapacağını bekliyorlardı.
Bora'nın gazabına uğrayacağını tahmin edebilen Cemre, kaçmak için bir yer arıyordu. Kaçamayacağını anladığı zaman da Semra'yı önüne çekmiş, gelmemizi bekliyordu.
Seni pislik! Arkadaşımı nasıl da kullanıyor!!!
Bora'nın nasıl tepki vereceğini bilmiyor, bu mükemmel geceyi kirletecek bir olay çıkarmasından korkuyordum. Topuklularım yüzünden zorlandığım için Bora'nın önüne geçmem biraz vaktimi aldı ama başardım!
Bora'nın tek kelime etmesine izin vermeden neşeyle ve tedirginlikle Semra'nın boynuna atladım.
"Bebeğim seni çok özledik! Hiç gelip gitmiyorsun?"
SİKTİR!
Daha fazla konuşmaması için biraz daha sıkı sarıldım.
Artık konuşmuyor, kıkırdıyordu.
"Çok güzel görünüyorsun Bürge. Bir gün böyle yerlere gelebileceğin kimin aklına gelirdi?"
İKİ KAT SİKTİR!
"Odamı görene kadar bekle, bu daha hiçbir şey."
Hızlıca Semra'yı kendime çekip merdivenlere doğru yürümeye başladım. Çaktırmadan Bora'ya bir bakış attıgımda Cemre'yi kolundan tutmuş dışarı sürüklüyordu.
Rahatladığımı belli edecek derecene içimi çekerek, yavaş adımlarla basamakları çıkmaya koyuldum...
Aslı gibi Semra da ilk önce kıyafet odama gitmişti.
Biz kızlar hep aynıyız!
"Bürge ciddi olamazsın! Bizim yatakhane kadar burası farkında mısın?"
Eliyle kıyafetlere göz atıyor, küçük çığlıklar atıyordu.
Onu gördüğüme bu kadar mutlu olacağımı düşünmezdim. Bu kötü zamanlarda ona çok ihtiyacım vardı.
"Semra sen bırak şimdi kıyafetleri falan. Sana anlatacak o kadar çok şeyim var ki. Hadi gel bir şeyler atıştırırken konuşalım."
Onaylar şekilde başını salladıktan sonra aşkla baktığı kıyafetlerden ayrıldığına üzülse de odasından çıkıp yanıma, yatağıma geldi. Elimde olan çikolatadan bir parça alıp ağzına attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evlatlık Aşk
Novela JuvenilHayatının tamamını yetimhanede geçirmiş bir kızın, Türkiye'nın sayılı zengini arasında olan bir aile tarafından evlatlık edildiğini düşünün. Yeni ailesiyle her şeye sahip olan bu kız, aşka kiminle sahip olacak? Yakışıklı bir üvey ağabeyle? Yok yok...