Furkan'ın cevabından sonra başımdan kaynar sular boşaldı.
Bozulduğumu Furkan'a farkettirmeden ''Başka bir Furkan'dan bahsetmiştir o zaman.'' dedim gözlerinin içine bakıp kocaman gülümseyerek.
''Öyle olsa gerek'' dedi fakat sesi bana inanmış gibi gelmiyordu.
O da en az benim kadar Bora'nın neden bana yalan söylediğini merak ediyordu.
Şarkı bitince Furkan'ın elini tutarak içki bara doğru koşmaya başadım.
''Daha önce içmediğim şeyleri denemek istiyorum.'' dedim sevimli bir şekilde.
Bir kahkaha attıktan sonra ''Pekiii, neleri denemek istersin?'' dedi.
Azcık utanarak ''Hayatımda içtiğim tek içki az önce attığım shotlardı.'' dedim ve gözlerimi Furkan'ın yüzüne dikip ne tepki verecek diye bekledim.
Şaşırmış bir şekilde ''Gerçekten mi?'' dedi.
Ciddi bir şekilde ''Evet'' cevabını verince patlattı kahkahayı.
Sonra kendini toparlamaya çalışarak ''Pardon pardon.'' dedi ve gülmesini durdurmaya çalıştı.
Gülmesi bittiğinde içki barın arka tarafına geçti ve eline gelen her içkiden ikişer bardak doldurdu.
Yanayana ortalama 14 bardak falan vardı.
Bu da eder farklı farklı 7 içki.
Furkan içki barın benim olduğum tarafına geçti.
Bütün içkileri üst üste içmem konusunda uyardı.
Normalde içmemem için uyarılmam gerekmiyor muydu?
Her neyse. Furkan illaki bildiği bir şey vardır dedim kendi kendime ve sırayla içmeye başladım.
Her bardaktan sonra suratımı ekşitiyordum ve Furkan her seferinde kahkahalara boğuluyordu.
3.bardaktan sonra ben de ona katıldım.
Ardarda içkileri içip gülüyorduk.
Anlamsız, saçma sapan konulara gülüyorduk.
Resmen kafam uyuşmuştu.
Hiçbir şey umrumda değil, sadece o anı yaşamak istiyordum.
Bütün içkilerimiz bittikten sonra dans pistine çıktık ve çılgınca dans etmeye başladık.
Avicii-Wake me up çalıyordu.
Herkes zıplayıp çığlık atarak şarkıya eşlik ediyordu.
Bir süre sonra Furkan'la biz de onlar gibi olduk.
Delice şarkı söyleyip zıplıyorduk.
Bizi böyle dans ederken gören herkes fotoğraf çekip videoya alıyordu.
Hiçbiri umrumda değildi.
İstediklerini yapsınlar.
Ben keyfime bakarım!
Dans etmekten yorulduğumuz zaman Furkan'la elele pistten ayrılıp okula daldık.
Hala içkinin etkisindeydik ve durmadan gülüyorduk.
Bir süre sonra kendimizi boş bir sınıfta bulduk.
Şarkı sesi kısık bir şekilde geliyordu.
Ben sıranın üstünde oturuyor, bacaklarımı Furkan'ın vücuduna dolamıştım.
Furkan ise sol eliyle beni kendine çekerken sağ elini yüzümde gezdiriyordu.
Tam dudaklarımız ortada birleşecekken kapıdan gelen sese döndük.
Bora sinirli bir şekilde ikimize bakıyordu.
Bu şokla az da olsa kendime gelir gibi oldum fakat hala sarhoştum.
Bora yanımıza gelip Furkan'ın suratına bir yumruk indirdi.
Bense oturmuş gülüyordum.
Bora kolumdan tuttuğu gibi beni sınıftan dışarı sürüklemeye başladı.
Hızlıca arkama bakarak ''Yarın okula görüşürüz sevgiliiim'' diye bağırdım.
Bora kolumu daha sıkı tuttu ve artık okuldan çıkmıştık.
Bahçede herkes meraklı gözlerle bize bakıyordu.
Kolumu kurtarmaya çalışırken Bora'ya yumruklarımı savuruyordum fakat bir değişme olmuyordu.
Artık sıkılmış olsa ki kolumu bıraktı ve birden kucağına alarak taşımaya başladı.
Kollarımı boynuna doladım ve başımı başına dayadım.
Artık karşı çıkmıyordum, aksine sarılıyordum bile.
Bize bakan gözlerin sayısı artmıştı.
Bora hızlı adımlarla arabaya gitti ve beni ön koltuğa oturttu.
Sürücü koltuğuna geçtiğinde arabayı çalıştırmadan bana bir göz attı.
Bense ona bakarak gülümsüyordum.
Arabayı çalıştırdı ve evin yolunu tuttu.
Olabileceğim en ciddi şekilde "Neden bana yalan söyledin?" dedim gözlerim dolmuştu.
Bütün o gülücüklerim kaybolmuş yerini ağlamaklı sesim almıştı.
"Ne yalanından bahsediyorsun sen?" diye sordu sinirle.
En sakin tavrımla "Furkan'la konuştum. Abisi yokmuş." dedim.
Bora ne diyeceğini şaşırmış, eli ayağı birbirine dolaşmıştı.
Muzip bir şekilde "Böyle tepki vereceğini biliyordum. " dedim ve gözlerimi kapattım.
BORA KİMSER
Eve geldiğimizde Bürge'yi kucağıma alıp odasına kadar taşıdım.
Sessiz bir şekilde, kucağımda 50 kilo 3 kat merdiven çıktım.
Doğal olarak Bürge'yi yatağına yatırır yatırmaz kendimi de yatağa bıraktım.
"Sen herkesi iyi niyetli sanıyorsun. Herkes sana iyi davranır diye düşünüyorsun." dedim sessiz bir şekilde.
Ellerimi başımın altına koyup sesli düşünmeye devam ettim.
"Sana, senin için yalan söyledim desem inanmazsın. Çünkü senin gözünde de diğerlerinin gözündeki gibiyim. Bencil, kendini beğenmiş, havasından taviz vermeyen genç bir yakışıklı. Keşke sana böyle biri olmadığımı kanıtlayabilseydim."
Söylediklerimin artık kötü yerlere gittiğini anladım ve gözlerimi kapattım.
BÜRGE KİMSER
Beni odama kadar kucağında taşıdıktan sonra uyanık olduğumu ona söyleyecektim.
Neden söylememiştim ki?
Kötü tarafı şimdi söylesem o zaman bittiğimin resmidir.
Bu düşüncelerden sıyrılıp Bora'nın az önce söylediği şeyleri düşündüm.
Sanırım yavaştan ayılmaya başlıyordum.
Acaba içten mi söylemişti?
E tabi içten söylemişti.
Benim sızdığımı sanıyordu sonuçta...
Tam uykuya dalacakken sağ omuzumun üstünden bir ses duydum.
"Sızıp kalmadığını seni kucağıma aldığım an biliyordum. İyi geceler sarhoş prenses."
FOTOĞRAF:BORA

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evlatlık Aşk
Teen FictionHayatının tamamını yetimhanede geçirmiş bir kızın, Türkiye'nın sayılı zengini arasında olan bir aile tarafından evlatlık edildiğini düşünün. Yeni ailesiyle her şeye sahip olan bu kız, aşka kiminle sahip olacak? Yakışıklı bir üvey ağabeyle? Yok yok...