Partiden hemen çıktım. - Gözyaşları içersinde- düşünmeye başladım. Ben mi yanlış kişiyi seçmiştim de olmuştu bunlar? Yoksa onun karaktersizliği miydi? Ama en önemlisi , neden? Eve vardığımda kendimi yatağa atıp uyumaya başladım. Uyumaya başlamadan önce tek düşündüğümse uykudan uyanıp bütün bu yaşananların kabus olmasıydı. Zaman geçtikçe mi unutuluyor bazı acılar? Zaman her şeyin ilacı diyenler halt etmiş. Zaman bedenim için ilerliyor. Zaman bedenimdeki yaraların ilacı. Ruhumsa kendimi ekranda gördüğüm o anda takılı. Tekrar tekrar yaşıyorum o anı. Tekrar tekrar hayal kırıklığımı yansıtıyorum gözlerime. Bu yüzden de , tekrar tekrar ağlıyorum. Ama en önemlisi, tekrar tekrar ölüyorum. Ölüm ruhum için tek seçenekti, öldüm. Beni tekrar yaşama döndürebilecek biriyse yok. Farkettim ki , hiç olmamış. Ama iyileşecektim . Bunu kendim için değil, onun için yapacaktım. Ondan intikam alıp bedeninin yaşadığı ruhsal acı sonucu sarsılmasını zevkle izleyecektim. Diğerleri için de planlarım vardı elbet. Uyandığımda bir süre boş boş etrafıma bakındım. Gökçe televizyon karşısında uyuyordu. Hayatta bu saatte kalkmazdı. Merve de eve gelmiş olmalıydı ki kapı çalıp duruyordu. O sırada çalan telefonuma cevap verip kapıya ilerledim. Arayan Merve' ydi. Kapıyı açtığım sırada akşam geleceğini zırvalıyordu. Ama benim ilgim kapıdaki kişideydi. Onu görür görmez göz yaşlarım benden izinsiz firar etmeye başlamıştı. " Ölüler ağlamaz. "Diye mırıldandım kendime cesaret vermek istercesine. Birbirimizin suratına aptal aptal bakarken "Şeyma'ya bakmıştım."dedi. "Şeyma öldü. Ancak Fatiha'nızı dahi istemiyor. "Dedim ve kapıyı suratına kapattım. Ağladığımı görmesini istemiyordum. " Beni sevseydin keşke. " diye mırıldandım. Kapının önüne oturup kapıya sırtımı yaslayarak. " Ama artık sorun şu ki, sevgini bile istemiyorum. "Diye devam ettim kendi kendime. Kapının arkasından onun sesini duydum sonra.
" Sadece konuşacağız. "Deyince başta tereddüt etsem de onu içeri almaya karar verdim. Onu konuşturmayacak ancak ona olan nefretimi kusacaktım.
Kapıyı açıp kafamla içeriyi işaret edince buruk bir şekilde gülümsedi. Ancak ona hemen arkamı döndüm çünkü ağlamaya başlamıştım. Onu odama yönlendirince yatağıma oturdu. Bense ayaktaydım. Ona fırsat vermeden konuşmaya başladım. Artık gözyaşlarımı görüyordu.
-En zor olan ne biliyor musun? Bunu beklememek . Beklemediğin bir yerde. Beklemediğin bir zaman. Beklemediğin bir kişi. En çok canımı yakan ne biliyor musun, bir türlü sindiremediğim ?Bunu senin yapmış olman. Alya'nın Mira' nın yapması değil. Senin yapmış olman acıttı. Neden yaptınız neden? Ne yaptım ben size? Kendimden böylesine nefret ettirecek ne yaptım? Söyle . Susma. Konuş. Senden intikam almak için de senden nefret ettiğim için de.
Öflemi nefretimle harmanlayıp kusuyordum. Devam ettim.
- İnsan değilsiniz.
- iyi değilsin Şeyma. Psikolojik tedavi görmelisin.
Şaka mı yapıyordu ? Dudaklarımdan histerik bir kahkaha çıktı istemsizce. Artık hem ağlıyor, hem gülüyordum.
-Sus konuşma.
Bir zamanlar aşık olduğum sesindeki o tını şimdi beni yaralarken, aşık olduğum yüzü içimde kusma isteği uyandırırken devam ettim.
-Ben senin sesini bile duymak istemezken burda yüzüne bakarken kör olmayı dilerken , konuşma işte. Ayrıca lanet psikoloğa gitmeyeceğim. Hepsinin canı cehenneme. Hepsi götüne girsin. Gittim de ne oldu ? Sana aşık olduğumu söyledi. Gittim de ne oldu? Olmayacak bir şeye kendimi inandırdım. Gittim de ne oldu? Sana seni sevdiğimi söyleyecekken nefret ettim senden. Şimdi ne düşünüyorum biliyor musun? Aşk diye bir şey yok. Çünkü artık sen yoksun.
Bana şaşkınlıkla bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK GÖZYAŞLARI
Teen FictionKendime yeni gelmiştim. Bunu yapan Arda olamazdı. O bu kadar kötü biri değildi . Asla intikamı bu kadar abartmazdı. Bir kıza bunu yapamazdı. İntikam için bunu yapacak kadar alçalamazdı. Ben bu adama mı aşık olmuştum? Beni belki sevmeyebilirdi ama ne...