AŞK GÖZYAŞLARI

11.Bölüm

Burcu'yu canlandıran kişi değişti. Medya:Burcu

(Lua Perez)

Şeyma' nın Ağzından

Merve dün okuldan eve geç geleceğini mesaj atmıştı ve yaklaşık 1 saat geç gelmişti. Anlattıklarına bakılırsa Mahmut ondan hoşlanıyormuş . Şok şok şok resmen yani. Merve de ona "Hayır" demiş. Zaten beden dersinde uyuyan bir Merve 'den bahsediyoruz. Gökçe'yle ona bayağı bir söylendikten sonra yatıp uyuduk.

Merve'nin Ağzından

Mahmut böyle konuşunca çok şaşırmıştım. Ama böyle söylemesi bunların doğru olduğunu kanıtlamıyordu. Ayrıca az önce anlattıklarına bakılırsa hala Burcu'yu seviyor, onun yaşadıklarını anlatırken bile yeniden aşık oluyordu. Beni sadece kendine yakın bulmuştu ve bir şeyler hissettiğini düşünüyordu hepsi bu. Fazlası değil.

Gerçekler koca bir taş gibi yüreğime otururken karşımda cevabımı bekleyen Mahmut'a zorlukla gülümsedim. "Hayır" diyebildim sadece. Umut ışığıyla yanan gözleri bir anda sönmüştü bana dönüp "Seni bırakayım. "dedi sadece.

Yol boyunca ben yolu tarif ederken arada göz göze geliyorduk ve ben hep gözlerimi kaçırıyordum. Evin önüne geldiğimizde " Mahmut beni anlamalı-"derken sözümü kesti ve " Sorun değil. "diye mırıldandı. Sonra aceleyle çıkıp eve girdim ve Şeyma ile Gökçe'ye durumu anlatıp hemen yattım. Aslında saat erkendi ama bu uykuya ihtiyacım varmış gibi hissediyordum.

Şeyma'nın Ağzından

Sabah kalktık ve giyinmek gibi rutin işlerimizi yaptık. Gökçe toz pembe dar paça bir pantolon ve üstüne koyu mavi büstiyer giymişti. Altına yeşil converse giydikten sonra saçını ördü ve uç kısımlarına yeşil saç tebeşiri sürdü. 4 kat rimel çektikten sonra kremrengi bir parlatıcı ile hazırdı.

Açık mavi dizlerime gelen bir elbise giydim. Elbise oldukça sadeydi bu yüzden makyajımla bunu hareketlendirmeyi düşünerek ince bir eyeliner ve 5 kat rimel çektim ve pembe bir ruj ve dudak kalemiyle makyajı tamamladım. Saçlarıma fön çektim ve beyaz sandaletlerimi giydiğimde hazırdım.

Merve açık mor bir tulum ve altına beyaz converse giydi. Saçlarını at kuyruğu yaptı ve 2 kat rimel ve fondöten ile makyajı tamamladı.

Okula girdiğimizde yine herkes bize bakıyordu. Ayrıca bugün Arda' ya psikolog randevusundan sonra karar verdiğim üzere ona aşık olduğumu söyleyecektim. Kendimi bugün söylemek için hazır hissediyordum. O sırada biraz arkamızda kalan Merve' nin sesini duymakla ona döndüm. Kendi kendine söyleniyordu. " Kendi kendine konuşana deli derler. " dediğimde " Deli diye 5 kat rimel çekene derler. " dedi. Ah, cidden Merve bu kadar güzel laf sokamazdı eskiden. Sanırım Gökçe'den bir şeyler öğreniyordu çünkü aramızda bu konuda en iyi olanı Gökçe'ydi.

Derse 10 dakika vardı ve ben hislerimi söyleyebilmek için gözlerimle Arda'yı arıyordum. O sırada Arda birden görüş açıma girip bana yaklaşmaya başlarken nefesimi tuttum. Bana davetiye uzattı ve:

"Yarın Alya'nın doğumgünü partisi var. Hepinizi bekliyoruz. Partide çok kişi olacak. Parti ile ilgili detaylar davetiyede . Kaybetmeyin çünkü onlarla giriş yapacaksanız ." dedi ve gitti. Merve dün eve geldiğinden beri kötü olduğu için gitmeyi reddederken ben sırf o çağırdığı için bile giderdim. Gökçe Alya dolayısıyla gitmeyeceğini söyledi. Malum Mira ve Alya kankaydı. Gökçe'nin aksine bunu sorun etmedim. En fazla ne yapabilirlerdi ki. Hem Arda'ya partide itiraf etmeliydim. Gerçi , Alya'nın partisinin davetiyesini niye o dağıtıyordu ki. Bunu düşündüğümü anlamış olacak ki. "Onlar benim vermemi istedi. "diye açıklama yaptı.

Arda'nın ağzından

Mira'yı kolundan çekince tenha bir yere götürüp "Oldu mu işte. Yaptım istediğini. Şimdi bana lanet planı söyle. " Bir yandan da sakin kalmaya çalışıyordum.

Mira "güzel" diye mırıldandı ve sonra bana döndü. Sana planı anlatmayacağız Arda . Rolün buraya kadardı. Teşekkürler. "

"Planı söylemezsen ona kötü bir şaka yapacağınızı söylerim. " Şaka kelimesini bastırarak söylemiştim.

"Niye onu bu kadar önemsiyorsun ? Hiçbir kız umrunda değil sanıyordum. "

Sonra unutmuş gibi ekledi. "Ben hariç. "

Beni nereden vuracağını iyi biliyordu. Ne zaman planı sorsam "yoksa ona değer mi veriyorsun? " gibisinden şeyler söyleyerek beni susturuyordu. Mira'nın vicdanlı olmasını beklemekten başka çarem yoktu. Gerçi ona yapılanlar karşısında ne kadar merhametli olabilirdi bu da merak konusuydu.