8.Bölüm

77 10 1
                                    

Gözlerimden yaşlar süzülürken duyduğum şeyleri gözden geçirdim.

Ali: Noldu Burak? Ben sana demedim mi ben isteyeyim en güzel kız bile benle çıkar demedim mi? Merve okulun en güzellerinden dikkatini çekerim. Yalnız varya kız anında kabul etti. Düşünmedi bile. Sanırım daha önce üzerine iddiaya girilmemiş. Sonuç olarak kazandım iddiayı. Şimdi alayım 1000 TL'yi.

Burak: Of al. Al lanet olsun. Ama hakikaten de kız seni seviyormuş.

O ana kadar onları dinleyen Mahmut araya girdi öfkeyle.

Mahmut: Ben yanlış mı duydum doğru mu duydum? Siz kız üzerine iddiaya mı girdiniz lan?
Siz ne biçim erkeksiniz. Kızı hiç düşünmediniz mi oğlum?

Daha fazla dinlemeyip sınıfa koştum. Demek fiyatım 1000 tl idi. Tam kapıdan içeriye girecekken biri koluma yapıştı. Arkamı dönmemle bana çok yakın duran Mahmut'u görmem bir oldu.

- Bizi dinlediğini biliyordum.

- Demek o yüzden öyle konuştun. Beni savunacağından değil.

Kızlar sonra beni farketti ve yanıma koştu. Mahmut kızlara gelmemesini söyledi ve beni dışarı çıkardı. Hocadan da izin aldıktan sonra bahçeye oturduk.

- Seni isteyerek savundum.

- Niye peki? Benden nefret ediyorsun.

- Senden nefret etmiyorum. Bana aşık olduğum kızı hatırlatıyorsun. Onun da üzerine iddiaya girildi. Ama seninki gibi değil. Daha ağır. Dayanamadı ve gitti. İzini kaybettirdi. Yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyorum. Bu yüzden sana sessiz kalamazdım.

- Biliyor musun Ali bana tam şu noktada çıkma teklifi etmişti.

Dedim ve elimle o noktayı gösterdim.

- Onun için üzülme sana değmezdi.

- Peki niye bana kötü davrandın ilk başta?

- Bana onu hatırlatıyorsun. Burcu'yu hatırlatıyorsun.

- Ben üzgünüm.

- Üzülme. Bununla yaşamayı öğrendim.

- İlk seni gördüğümde gözlerin donuktu. Şuan öyle değil.

- Şuan sana acıdım. Ondan.

- Bana acıdığın için böylesin yani.
Böyle deyip koşmaya başlamıştım. Bana acıyordu . Acınacak durumdaydım demek. Gözyaşlarımı tekrar serbest bıraktım. Ben ölmeliydim ya. Niye yaşıyorum ki. ( bir arkadaşımın sözü;))

Arkamdan koşmaya başladığını biliyordum. Bir yandan bağırıyordu. " Merve öyle demek istemedim . Dur. "

Onu takmayıp 11-B' ye koştum. Okulun binasına girip kapıyı kilitlemem onu yavaşlatmıştı. 11- B' nin önüne geldiğimde hemen arkamda olduğunu gördüm. O panikle kapıyı tıklattım.

- Hocam şey Ali'yi müdür çağırıyor.

- Tabi.

Ali ' yi alıp sınıfın dışına çıkardığımda Ali ve Mahmut bana bakıyordu. Sonra telefonuma mesaj geldi.
" Merve noldu? "
Mesajı Gökçe atmıştı. Bişey yok diye cevapladım ve Ali'ye döndüm.

- Mahmut niye yanında?

- Seni ilgilendirmez.

- Ne demek beni ilgilendirmez. Biz çıkıyoruz.

- Artık değil.

Böyle söyledikten sonra tokatı suratına yerleştirdim ve devam ettim.

" Beni iddia malzemesi yaparken hislerimi düşünmediysen bu durumda iddia malzemesi olduğum halde kendime değil sana acırım. Beni 1000 Tl' ye satmışsın. Demek ki gözünde değerim bu. Ama biliyor musun?"

Dedim ve cebimden beş kuruş çıkarttım ve devam ettim.

" Bendeki değerin bu."

Böyle söyleyince elimdeki 5 kuruşu çöpe attım. Sonra:

" Çöpteki bir 5 kuruş kadar. " dedim ve aşağı inmeye başladım. Mahmut peşimden gelmeye başlayınca arkamı dönmeden " Peşimden gelme." Diye bağırdım. Beni takmayıp gelmeye başlayınca ben de koşmaya başladım. Tabelaya bakmadan bir kapıdan içeri girdim ve karşıma okulun havuzu çıktı. Kimse yoktu . Geri çıksam olmazdı. Mahmut yakalardı. 10 saniye falan sonra Mahmut da içeri girdiğinde hızla tekrar bana koşmaya başlamıştı. Tam beni yakaladığı sırada ayağımın kaymasıyla ikimizin havuzu boylaması bir olmuştu.

Şuan havuzda dipdibeydik ve onun alnına düşen bir perçem saçtan damlayan sular göğsüne yapışan tişörtünden gözüken kasları ile birlikte büyüleyici duruyordu. Kendimi o manzaradan alamıyordum...

















AŞK GÖZYAŞLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin