Kocasının sözlerini dinledi ve sildi gözyaşlarını. Gözyaşlarını sildi silmesine ama içindeki acıları nasıl silecekti. Buna bir çözüm bulamıyordu. Kendisini toparladıktan sonra aşağıya indi. Ağladığını kimse farketmemişti. Bunun için şükrediyordu.
Bir süre oturduktan sonra Emine yengenin odadan çıkmasıyla kayınvalidesi yanına çağırdı. Oturduğu yerden kalktı ve kayınvalidesinin yanına oturdu.
'Dün annen telefon açtı kızım. Bu akşam bizi yemeğe davet etti.'
Buğlemin içini büyük bir sevinç kaplamıştı. Uzun zamandır görmüyordu annesini. Ne kadar çok özlemişti. İşte şimdi gerçekten gülümsüyordu.
'Ama sen gelemeyeceksin'
Buğlem'in içinde ki sevinç buruk bir hüzüne dönüştü. Annesini çok özlemişti aa en çokta kardeşi dilayı özlemişti. Fakat ne yazıkki göremeyecekti. Kayınvalidesi de gelininin hüznünü görünce konuşmaya devam etti.
'Ailen seni evinde ziyaret etmediği için ne yazıkki sen gelemiyorsun. Ama üzülme güzel kızım. Haftasınu da ben onları yemeğe çağıracağım. O zaman görmüş olursun. Hem sana şimdi asıl konuyu söyleyince bu üzüntün sevince dönecek eminim.'
Buğlem bu üzücü haberden sonra nasıl sevinirdi bilmiyordu ama dikkatle kayınvalidesini dinlemeye devam etti.
'Biz annenlere gittikten sonra şöför seni Yusuf'un mezarlığına götürecek'
Bu duyduğu en güzel haberdi. Bİr anda kayınvalidesinin boynuna sarıldı.
'Doğru duydum değil mi anne. Yusuf'un mezarına gideceğim'
'Evet kızım. Yusuf'un mezarına gideceksin'
Buğlem kayınvalidesinden ayrıldı. Aklına takılan soruyu sordu.
'Peki ya Berat'
✕'Merak etme. Berat bugün şirkette olacak. Işi çok uzunmuş ve yeni gittiğini de hesaba katarsak bu gün çok geç gelir. Yani konakta kimse olmayacak. Biz gittikten sonra hemen diğer arabayla seni mezarlığa götürecekler. Aman kızım çok oyalanma Berat'a yakalanmayalım'
Fatma annenin içinde ki huzursuzluk dünden beri geçmemişti. Oğunun arkasından iş çevirmek kendisini kötü hissetmesine sebep oluyordu ama başka çaresi yoktu.
'Teşekkür ederim'
Çalışanlar evi temizledikten sonra Fatma annenin söylemesi üzerine Buğlem kontrol amaçlı bütün odaları dolaşmaya başladı. Bu vesileyle hem zaman geçirmiş oluyordu hem de konağı daha iyi öğreniyordu. Bütün odaları kontrol ettikte sonra geriye sadece tek bir oda kalmıştı. Ama kapısı kilitliydi. Neden kilitli olduğunu düşünürken alı'yı görmesiyle sordu.
'Aslı bu odanın kapısı neden kilitli'
'Orası berat ağamın eski odası. Evlendiğiniz günden beri kapısı kilitli. Bir kez bile temizlenmedi.'
Omuz silkip kendi odasına girdi. Kendini merak etmediğine dair ikna etmeye çalışsada deli gibi merak ediyordu. Şimdilik yapacak başka bir işi yoktu. Akşama da çok zaman vardı. Tez zamanda dışarı çıkıp kendine zaman geçirecek şeyler bulmalıydı. Oturma odasına geldiğinde herkes kendi yerinde oturuyordu. Fatma anne ile Emine yengenin kardeş olduklarını dün gece öğrenmişti ve şimdi konuşmalarına dikkat kesildiğinde bunu neden daha önce anlayamadığını düşündü. Emine yenge Fatma anneye abla diye hitap ediyordu. Eltiler birbirlerine böyle hitap etmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miras Kavlettiler (DÜZENLENİYOR...)
General FictionDüğün günü sevdiği adamın ölmesi üzerine kayınbiraderiyle evlendirilimişti Buğlem. Hayatının bittiğini düşünüyordu. Artık yarını yoktu onun, geleceği yoktu. Sadece dünler vardı onun için ve daha önceleri. Kalbinde ise sadece sevdiği adam olacaktı...