B:22

24.3K 980 155
                                    

Aslında sana yardım etmemem gerekiyor Buğlem. Biliyorsun. Yaptığın şeyi henüz affetmemiş olsamda şu bir haftada gördüm ki yardım almadan kocanla aranı düzeltemeyeceksin. Ölen oğlumun hatırına ve kızımın canını kurtarmak için yardım edeceğim sana. Ama en büyük etken senin pişmanlığın. Eğer gözlerinde pişmanlığı görmesem diğer nedenleri de umursamazdım.’

Buğlem kayınvalidesinin ellerini öptü. Mutlu olmuştu. Günler sonra kendisinde ilk defa konuşacak cesareti buldu.

‘Ben yaptıklarımdan çok pişmanım anne. Yaptığım hatanın çocukca olduğunu biliyorum. Ama...’

Gerisini getiremedi Buğlem. Kendisini savunmak istedi. ‘Ama benim yaşadıklarımda çok ağırdı. Bunlardan sonra birde bebeğim olmasını kaldırmazdım’ diyecekti. Ama diyemedi. Tekrardan yanlış anlaşılmaktan korktu.

‘Ben çarşıya gidip geleceğim.’

Kayınvalidesinin odadan çıkmasıyla yalnız kaldı Buğlem. Fatma annenin aklından ne geçirdiğini bilmek isterdi. Çarşıya gitmek gibi bir planı yokken bir anda kalkıp gitmişti. Belli ki barışmaları için bir şeyler yapmanın peşindeydi. Bİr an üzüldü haline. Sırf kendi bencilliği yüzünden yaşlı bir kadını yoracaktı.

Kendisini teselli etmeye çalıştı. Kayınvalidesi bunları sadece kendisi için yapmıyordu. Kızını kurtarmak iin yapıyordu. Evet böyle düşünürse içinde ki suçluluk duygusunu belki biraz olsun bastırabilirdi.

Aradan geçen bir kaç saatin sonunda nihayet odanın kapısının açılmasıyla kayınvalidesini gördü. Elinde bir kaç tane poşet vardı. Poşetleri Buğleme uzattı.

‘Bu poşetlerde elbiseler var. Şimdi git odana valiz hazırla yarın Beratla birlikte dağ evine gideceksiniz ve orada bu elbiseleri giyeceksin. Bu akşamda kocan senin yanında uyuyacak merak etme’

Buğlem bu konuşmalardan utanıyordu. Ama kayınvalidesini dinlemeye de mecburdu. Çünkü bu bir haftada kendi başına halledememişti.

Akşam yemeğïnden sonra kayınvalidesi Buğlemi odasına gönderdi. Saatin erken olmasına aldırmadan direkt odaya çıkıp hazırlanmaya başladı Buğlem. Bu gece daha bi güzel olmuştu sanki. Zümrüt yeşili geceliğiyle oldukça güzel görünüyordu. Şimdi tek yapması gereken kayınvalidesine güvenip kocasını beklemekti.

---------*********----------

Berat ağa çalışma odasında yemek bile yemeden kafasını bir dakika bile kaldırmadan çalışıyordu. Günlerdir başka yaptığı bir şey yoktu. Sürekli çalışıyordu. Kafasını kaldırdığı an aklına gelen kötü olayları düşünmek istemiyordu. Böylesi en iyisiydi. Aslında bu bir haftada karısıyla olan atışmalarını bile özlemişti. Onu sevip sevmediğini düşündü. Ama cevabı netti. Kesinlikle sevmiyordu. Sadece benimsemişti artık. Bİliyordu ki Buğlem onun karısıydı. Ama kendisinin de sınırları vardı ve karısı bu sınırları çoktan aşmıştı. Tekrar o geceye gitti aklı. Karısının o ilacı kullanmasına öfkelenmişti. Ama bu öfke geçebilecek bir öfkeydi. Ama sözleri, sözleri kırmıştı kendisini. Istenmeyen biri olmak zoruna gitmişti. Ve o geceden sonra karısının hayatından çıkmaya karar verdi. Annesi engel olmasaydı belkide o gece bitirirdi bu evliliği. Aslında annesini de anlayabiliyordu. Kızının damadının ve gelininin canını düşünüyordu. Aslında biliyordu ki kendisini de düşünüyordu. Sevdiği kızın ölümünden sonra yaralarını buğlemin kaatacağına inanıyordu. Ama annesi bilmiyordu ki. Özlemin yüreğinde ki yarasını değil Buğlem dünyada ki bütün kadınlar bir araya gelse kapatamazlardı. İstemsizce gözlerini kapadı ve geçmişe gitti. Çok değil bundan bir ay önce bütün sevdikleri yanındaydı. Abisi hayattaydı. Sevdiği kız yanındaydı. Ufak tefek sorunlar haricide hayatı çok güzeldi. Ama bir anda tepetaklak olmuştu hayatı. Abisini ve sevdiği kadını bir kaç gün arayla kaybedince hayattaki ilk yıkımını almıştı. Dışarıya bu yıkımı belli etmemek için büyük bir savaş vermişti ve ailesi için toparlamıştı her şeyi. Ta ki o geceye kadar. Toparladığı sandığı her şeyi karısı tek bir cümle ile mahvetmişti. Buda ikinci yıkımıydı. Bir daha nasıl toparlanacaktı bilmiyordu. Nasıl olursa olsun bir şekilde toparlanacaktı. İlk yıkımında iki kayıp vermişti. İkincisinde tek bir kaybı vardı. Karısı. Bu defa karısını çıkaracaktı hayatından. Istenmeyen biri olmak istemiyordu. Ama bu kadar olaydan sonra nasıl yapacağını bilemiyordu. Geçen geceden hayal meyal hatırladığı görüntü tekrardan yutkunmasına sebep oldu. Biliyordu Buğlemi boşayıp babasının evine göndermeyecekti. Berdeli bozmayacaktı ama Buğlemle aynı evde yaşayıpta görmezden gelmek zor olacaktı.

Yine düşüncelere dalmıştı. Bİr an önce bunları aklından çıkarmak için tekrar önündeki  dosyaya odaklanmışken kapının tıklatılmasıyla başını kaldırdı. Içeri giren annesini görünce yüzüne sahte bir tebessüm yerleştirdi. Annesi yine Buğlem hakkında konuşmaya gelmişti. Onu affetmesini isteyecekti. Ama Berat ağa annesininde karısıyla konuşmadığının farkındaydı. Daha kendi affedemezken oğlundan affetmesini istemesi Berat ağaya komik geliyordu.


‘oğlum’

Her akşam ki muhabbetleri yine başlıyordu. Annesi yine ‘Abinin ne kadar mutlu olduğunu hatırla oğlum. Sadece biraz zamana htiyacı var. Seni sevdikten sonra seni daha çok mutlu edecek’ cümlesine başlayacaktı. Oysa annesine söylemese de kendisini böyle teselli edilmesinden hoşlanmıyordu. Abisi bile olsa karısı sadece kendisine aitti.

‘Anne çok işim var benim. Çalışmam gerekiyor. Bu gece Buğlemi affet muhabbetini açmasak olur mu’
‘Ben o yüzden gelmedim oğlum’

Berat ağa meraklı bakışlarını annesine çevirdi. Günlerdir başka bir konu yoktu. Önemli bir şey olup olmadığını merak etti. Üstelik annesinin bakışlarında hüzün vardı.

‘Ne oldu anne’

‘Buğlem’

Berat ağa paikle oturduğu sandalyeden kalktı. Ne olmuştu buğleme. Annesinin gözleri neden böyle hüzünlü bakıyordu.


‘Ne oldu anne Buğleme’

‘Buğlem çok hasta oğlum. O geceden sonra hiç bir şey yemedi, içmedi artık bünyesi dayanamadığı için bayıldı bugün. Hala kendinde değil’

Berat ağa annesini arkada bırakarak koşarak odasına çıktı. Karısının pişman olduğu gerçeği yüzüne hafif br gülümseme yerleştirse de hasta olduğunu hatırlayınca yüzündeki gülümseme soldu. Belki de karısını affetme zamanı gelmişti. Nihayet odanın önüne vardığında nefesini düzenleyip odanın kapısını açtı. Gördüğü şey yutkunmasına sebep olsada tamamen hayal kırıklığına uğramıştı. Annesi kendisine yalan söylemişti. Gözlerini kapayıp bunu hazmetmeye çalıştı. Gözlerini açtığında karısının nefesini hissetti. Gerçekten bu muydu. Böyle mi plan yapmışlardı. Ben odaya gelip Buğlemi koynuma alıp barışacaktım yani. Yıllardır kadınların erkekler üzerinde ki en büyük silahıydı yatak odası. Ve bir çok erkekte bu silaha kanıyor kadınların bu oyununa alet oluyordu. Ama kendisi bu oyuna alet olmak istemiyordu. Karısı kulaklarına fısıldadı.

‘Senin kadının olmayı özledim Berat ağa’

Yüzünde belli belirsiz bir şaşırma oluştu Berat ağanın. Karısı evlendiklerindne beri ilk defa böyle cesurca konuşuyordu. Normal bir zaman olsa çok etkilenirdi ama şuan etkilenmeyi geçmişti sözlerinin en ufak bir tesiri bile yoktu. İstediği çok şey değildi aslında. Gözlerinde göreceği en ufak bir pişmanlık kırıntısı ve kuru bir özür. Bu geceliklere ve makyajlara hiç gerek yoktu. Sessizce geçip camın kenarına ki kanepeye oturdu. Dirseklerini dizlerine dayadı ve başını ellerinin arasına aldı. Artık kaçmak istemiyordu konuşmalıydı. Ne olacaksa olmalıydı. Ya bu odada karısıyla mutlu bir ömür sürecekti yada karısını bu odada kendisini başka bir odada yalnızlığa terk edecekti. biraz sonra başını kaldırıp karısının gözleirne bakacaktı. Orada gördüğü duyguya göre hareket edecekti. Cesaretini topladı. 5ten geriye doğru saydı. 5-4-3-2-1...

Başını kaldırdı ve karısının gözleirn baktı. Gözlerinde pişmanlık görememişti ama gördüğü şey üzüntü ve beklentiydi. Dokunasını istemiyordu belliydi ama sözleriyle de bunu dile getirmişti. Berat ağa ne yapacağına karar vermeye çalışıyordu. Önlerinde iki ay süreleri vardı belki evlilikleri bitmeyeekt ama o zaman bibirine yabancı iki insan olacaklardı. Öyleyse bu iki ayı değerlendirmeliydi Berat ağa. Hayatta en nefret ettiği şeyi yapmaya karar verdi. Kısasa kısas...

Hadi tahmin edin Berat Buğlem'e  ne yapacak?

Miras Kavlettiler (DÜZENLENİYOR...)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin