B:24

25K 1K 122
                                    

'Biraz daha saçımla oynarsan uyurum'

'Uyu o zaman'

'Ben dizlerinde uyursam hem rahatsız olursun. Dizlerin uyuşur ve uykusuz kalırsın.'

'Ben rahatsız olmam ki. Sen gelmeden önce uyumuştum ben. Dİzlerim uyuşursa uyandırırım seni'

'Uykun yok mu senin'

'Yok'

'O zaman bende uyumam'

daha bir kaç saat önce birbirlerinin yüzne bakmazken şímdi kocası dizlerinde uyuyordu. Bu durumdan mutlu muydu bilmiyordu ama huzurlu olduğu kesindi. Evde de eski düzenine dönmüştü. Ölüm kararı her an değişebilirdi. Bİr de bebeği olsa bundan sonra her şey daha güzel olacaktı.

Iki saat olmuştu kocası dizlerine yatalı. Ama ikisi de tek kelime etmiyordu. Berat gözlerini tavana Buğlem ise karşıya dikmişti. Kocasının söylediği oluyordu. Yavaş yavaş dizleri karıncalanmaya başlamıştı. Istemsizce bacaklarını kımıldatınca kocası kalktı. Onun kalkmasıyla bacaklarından tonlarca yük kalkmış gibi hissetti.

'İki saat iyi dayandın. Ben olsam yarım saat bile duramazdım.'

Berat'ın söylediğine gülümsedim.

'Sende sabahtan akşama kadar yerde iki dizinin üzerinde otursan sende dayanırsın'

Gelin olmak zordu. Hemde çok zordu. Senin yerin her zaman yerdi. Hiç bir şekilde kanepeye oturamazdın. Yerde bağdaş kuramazdın. Her zaman iki dizinin üzerinde olmalıydın.

'Koskoca ağayım ben. Yerde oturamam'

'Bende gelin ağayım. Ben neden oturuyorum'

'Valla benim için sorun yok. Nerede oturmak istiyorsan oturabilirsin. Bunu annemle konuş istersen'

Fatma anneye bu konuyu söylemesi zordu. Hatta imkansızdı. Zaten alışmıştı yerde oturmaya.

'Yok ben iyiyim böyle'

----------**********----------

Sabah gözlerini açtığında yatakta yatıyordu Buğlem. Buraya ne zaman geldiğini bile hatırlamıyordu. Yanına baktığında boş olduğunu gördü. Kocası salonda mı yatmştı acaba. Içeride uyuyakaldığı için bilmiyordu. Yataktan kalktı üzerinde ki ince geceliği çıkaracakken vazgeçti. Burada kocasıyla kendisinden başka kimse yoktu zaten. Sabahlığını giymekle yetinip odadan çıktı. Salonda ki koltuğa baktığında boş olduğunu gördü. Kocası nereye gitmişti ki sabah sabah. Burnuna gelen kokuyu takip ederken mutfakta buldu kendini. Kocası arkası dönük olduğundan kendisini görmemişti. Başını masaya çevirdiğinde gördüğü manzara yutkunmasına sebep oldu. Orada çok güzel bir kahvaltı sofrası vardı. Kendisi de çok açtı. Sofra o kadar gzel görünüyordu ki kendisi bile bu kadar güzel bir kahvaltı hazırlayamazdı.

'Günaydın'

'GÜ-günaydın'

Kekelemesi şaşkınlıktandı. Kocası kendine kahvaltı hazırlamıştı. O gözlerini masadan alamazken kocası ona bakıyordu.

'Bakışlarını masamdan alamıyorsun tabi. Şu güzelliğe kim dayanabilir ki'

'Evet itiraf ediyorum dayanamayacağım. O yüzden yemeye başlamak istiyorum.'

Berat ağa kafasını salladı. Sandalyeyi çekip oturdu.

'Artık çayları da sen doldur gelin ağam. Bu kadar hizmet yeter'

Miras Kavlettiler (DÜZENLENİYOR...)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin