Kız istemeye gidilecekse hazırlıklar günler öncesinden başlardı. Her yerde bi telaş olurdu. Konakta da büyük bir telaş vardı. Ama kız istemeye dün gece karar verildiği için hazırlıklar günlerce sürememiş bir gün içinde yetiştirilmeye çalışılıyordu. Buğlem bunalmıştı. Daha her şeyin başındaydılar. Sözü, nişanı, kınası ve düğünü vardı. Bunları düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyordu. Hiçbir şey bilmeye tahammülü yoktu ve o adını bile bilmediği kızdan şimdiden nefret ediyordu.
Hazırlıklar nihayet sonlanınca odasına çıkıp yatağına uzandı. Uyumak istiyordu. Uyumak ve bir daha uyanmamak. O kız bu konağa gelmeden bu konaktan çıkıp gitmek istiyordu. Bencilce davranıyordu bunun farkındaydı. O kızın tek suçu öyle bir abinin kardeşi olmaktı. Başka bir suçu yoktu. Ama bunları bilmek içinde ki öfkeyi soğutmaya yetmiyordu.
Saçlarında dolanan ellerle gözlerini açtı. Ne zaman uyuduğunu bile bilmiyordu. Bütün gün hazırlıklara koşturmaktan yorulmuştu. Kocası yanındaydı. Yatağın kenarına oturmuş kendisini izliyordu ve saçlarını okşuyordu. Göz göze geldiklerin de kocası elini saçından çekti. Buğlem doğruldu ve oturma pozisyonuna geldi.
'İyi misin'
Kocasının yönelttiği soru ile başını olumsuz anlamda salladı. İyi değildi. Hem de hiç iyi değildi.
'Konuşmak ister misin'
'Bilmiyorum Berat. Gerçekten bilmiyorum. Ne anlatacağımı, nereden başlayacağımı, nasıl anlatacağımı, ne hissettiğimi gerçekten bilmiyorum. O kıza üzülüyorum. Abisi onu hiç tanımadığı bir adamla evlendirecek. Bu eve geldiğinde belki de herkes ondan nefret edecek. Bu yüzden üzülüyorum kıza. Gerçekten üzülüyorum. Ama bu içimde ki ona karşı olan öfkemi soğutmuyor. Düşün hem üzgünüm hem öfkeliyim. Bunun üzerinde bir de kızgınlık var. Duygularım birbirine girdi anlayacağın'
'Peki neden kızgınsın. Kızgınlığının nedeni ne'
'Annene, babana, yengene hatta sana bile. Anlayacağın herkese yani'
'Neden kızgınsın ki bize'
'Berdel zamanını hatırla Berat. Abim Büşra'yı ilk kaçırdığı zaman. Babam geldi bana Yusufla evleneceğimi söyledi. Tamam, ben Yusuf'u seviyordum. İtiraz etmezdim ama Yusuf yerinde başkası olsa da fikrimi almayacaklardı. Bana itiraz hakkı bile vermeyeceklerdi. O kız gibiydim yani. Abimin canı için biriyle evlendiriliyordum. O zaman bana kimse demedi ki. Bu kızın hayalleri vardır gidelim isteyelim. Nişan istiyordur belki. Ya da çeyiz asmak istiyordur. Beni düşünmedi o zaman kimse. Şimdi neden herkes iyilik meleği oldu ki.'
'Belki düşünmüşlerdir. Ama senin düğünün aceleye geldi ya o yüzden yapamışlardır.'
'Bu düğün de aceleye gelsin. O zaman da ortada akacak kan vardı. Şimdide var. O kızı da sadece bir düğünle alsın getirsinler'
Berat başını önüne eğdi. Suçlu değildi biliyordu ama karısına ne söyleyeceğini de bilmiyordu. En iyisi susmaktı. Zaten bu konuları ne zaman konuşsalar kavga ediyorlardı.
'Haklısın kızım. İsteme olayı iptal edilmiştir.'
Buğlem duyduğu sesle başını kaldırdı. Kayınvalidesini kapıda görünce şok olmuştu. Söylediklerini duymuştu. Ve gözlerini ayırmadan kendisine bakıyordu. Yataktan kalktı. Ne söyleyeceğini bilmiyordu. Bunların duyulacağını hiç düşünmemişti. Sadece kocasına serzenişte bulunmak istemişti.
'Kusura bakmayın. Ben Berat'a gideceğimizi söylemek için gelmiştim. Konuştuklarınızı istemeden duydum. Ben hayatım boyunca adaletli bir insan oldum. Sen haklısın. Zamanında sana düğünden başka hiç bir şey yapmadık. Sen de buraya abin için geldin. Oda abisi için gelecek. Arada ayrım olmamalı.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miras Kavlettiler (DÜZENLENİYOR...)
General FictionDüğün günü sevdiği adamın ölmesi üzerine kayınbiraderiyle evlendirilimişti Buğlem. Hayatının bittiğini düşünüyordu. Artık yarını yoktu onun, geleceği yoktu. Sadece dünler vardı onun için ve daha önceleri. Kalbinde ise sadece sevdiği adam olacaktı...