Duyduğu cümle ile yıkılacakken kendini toparladı Buğlem. Bu dünyada halledilmeyecek bi şey yoktu ve Buğlem de bu sorunu halledecekti. Ve bu aşirete torun vermeyecekti. Bunun için ne gerekirse yapardı. Aklına gelen tek şey bunu neden daha önce düşünmediğiydi. Berat'la tam üç kere ilişkiye girmişti ve eğer bir problemi yoksa çocuk olması kaçınılmaz bir durumdu. Ilk işi bu duruma bir çare bulmak olmalıydı. Ama öncelikle elinde ki tepsiden kurtulması gerekiyordu. Kapıda biraz oyalanıp mutfağa girdi. Elinde ki tepsiyi masanın üzerine bıraktı. Gözlerini kısıp karşısında ki genç kıza baktı. Aslı bu bakışlardan rahatsız olup başını öne eğdi.
'Sen niye getirdin kızım. Dinlenseydin biraz daha. Aslı gelir alırdı tepsiyi'
'Yok Fatma anne iyiyim ben'
'Tamam kızım. Sen şimdi odana git dinlen. Bİ ihtiyacın olursa da Aslı'ya seslenirsin.'
Son kez Aslı'ya bakıp çıktı mutfaktan. Şu an Aslı'dan daha önemli bir derdi vardı. Çocuk meselesi. Odasına geldiğinde Berat ağanın tek kolunu başının altına almış yatağında uzandığını gördü. Bİrden gözünün önüne Berat'ın yanında küçük bir çocuğun yattığını ve babasının da onunla şakalaştığı geldi. Birbirlerine kahkalalarla gülüyorlardı. Hemen gözünün önünden bu görüntüyü sildi. Çocukları çok severdi, hep anne olmayı düşlerdi ama o çocuğun Berat'tan olma fikri hiç cazip gelmiyordu. O yüzden bu fikirleri aklından sildi. Berat ağadan çocuk yapmak istemiyordu. Ve yapmayacaktıda. Eczaneye gidip bu konu için önlem almak istiyordu ama eczaneye nasıl gidecekti onu bilmiyordu.
Aklına tek bir çare geliyordu. Berat'a hasta olduğunu söyleyip ancak öyle çıkabilirdi evden. Peki neyin var diye sorsa ne cevap verecekti. Beyni durmuştu sanki. Aklına hiç bir hastalık gelmiyordu. Küçükken geçirdiği bütün hastalıkları gözünün önünden geçirdi ve en sonunda birine karar verip Berat ağanın yanına oturdu. Hiç bir zaman rol yapmamış bir insan olarak şimdi ilk defa rol yapması gerekiyordu ve bunu nasıl yapacağını bilemiyordu. Srekli ağzını açıyor tam bir şey söyleyecekken geri kapatıyordu.
'Bİr şey mi oldu'
'Yo- yok bir şey olmadı'
Yapamıyordu işte beceremiyordu. Bir türlü söylemek istedikleri ağzından çıkmıyordu.
'Buğlem söyler misin'
Berat ağa karısının odaya girdiğinden beri olan tuhaf davranışlarını farketmişti. Dİlinin altında bir şey vardı söylemek istiyordu ama bir türlü söyleyemiyordu.
'Benim dışarı çıkmam lazım'
Berat ağa tek kaşını havaya kaldırıp akrşıında duran kadına baktı. Akşam olmuştu ve karısı dışarıya çıkmak istiyordu bu pek hayra alamet değildi ama yine de merakından sordu.
'Neden'
'Ben eczaneye gidecektim de'
Berat aniden yattığı yerden doğruldu. Şimdi neden eczaneye gitmek istiyordu ki. Bİlmediği bir hastalığı mı vardı acaba diye düşündü. Ama eğer hastalığı olsaydı abisi bundan kesinlikle bahsederdi. Belki de bahsetmişti kendisi hatırlamıyordu.
'İyi misin. Önemli bir şeyin mi var'
'yok önemli bir şey değilde. Benim enfeksiyonum var. Tekrarladığında içmem gerekiyor. İlacı buraya getirmeyi unutmuşum. Şimdi içmem gerekiyor.'
'tamam o zaman kalk hastaneye gidelim önce. Eczaneyle olmaz ki bu'
Buğlem kocasının hastane lafından sonra panikle yerinden kalktı. Şimdiye kadar iyi gidiyordu ama şimdiden sonra çuvallayacağı kesindi. Hastaneye giderse hasta olmadığı ortaya çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miras Kavlettiler (DÜZENLENİYOR...)
Narrativa generaleDüğün günü sevdiği adamın ölmesi üzerine kayınbiraderiyle evlendirilimişti Buğlem. Hayatının bittiğini düşünüyordu. Artık yarını yoktu onun, geleceği yoktu. Sadece dünler vardı onun için ve daha önceleri. Kalbinde ise sadece sevdiği adam olacaktı...