(Multimedia:Mecnun için söylen bu şarkı her şeyi çok iyi anlatıyor aslında.)
Kurşun sesleri İstanbul'u taciz canları haciz etmişti. Beş para etmez hainlerin katli sevaptı. Peki ya Mecnun kanlar içinde vehametini azrailden ise şehadeti bekliyordu. Rüzgar ciğerine saplanan acıyla Memnunu seyre daldı. Belkide çoçukluk arkadaşını son yolculuğuna uğurlayacaktı. Ondandı yerinde çivi gibi çakılı kalması. Gabriel dağ gibi duran Rüzgarın yağ gibi eridiğini gördü.
Mecnun göğsüne kitlenen kurşuna teslim olmak istemiyordu. Lakin ne nefesi ne kalbi onu yaşatacak güçte değildi. Titreyen vücudu ve değişen sesi tonu ile Rüzgara hitap ediyordu.
Mecnun: Rüzgar, dostum....
Rüzgar: Kardeşim benim nefes al. Yorma o güzel canını.
Mecnun: Ah..Rüzgar ben ölüyorum. Allah beni şehitlerinden sayar İnşallah.
Rüzgar: Benim yüzümden Mecnun bu işe karışmayacaktık.
Mecnun: Yooo.... Hakkım sana sonuna kadar helal olsun. Biz vatanımız için bu tehlikelere atladık. Hiç pişman değilim dostum. Hakkınızı helal edin.
Rüzgar: Helal olsun! Helal olsun!
Gabriel: Helal olsun.
Rüzgar: Mecnun!! Mecnun!! Kardeşim!!
İstanbul asırlardır acılarıyla insanları ağıtlara Vaveyla'ya esir etmişti. Bugünde Rüzgar kolları arasında can veren dostunun ağıtını tutuyordu. Delikanlı adam hüngür hüngür ilk defa bu kadar ağlamıştı. Çocukluğundan bu yana kardeşi gördüğü Mecnunun ölümü kabul edilmeyecek bir acıydı. Kaderin emirlerine kulak tıkayıp Mecnunun tekrar kalkmasını bekledi.
Mecnun sırıl sıklam sevdiği Ahsen'e sevdiğini söyleyemeden gözlerini hayata yumdu. Hesapta olmayan İstanbul aşkları bu gece bir aşığın feryadına yandı. Belki o gece bir kalem çıkıptı düzeltirdi bu kaderi. Ama mecnun bir romanda karekter değil yaşanmışın içinden çıkıp gelen aşk adamıydı. Ama kader ona bu kadar rol biçmişti.
Gabriel Rüzgarın omuzlarına dokunup teselli vermeye çalıştı. Mecnun milleti için şehit olmuştu. Rüzgar dengesini bulup ayağa kalktı. Gabriel sadakat ile Rüzgara sarıldı. Kulağına hep yanında olacağını fısıldadı. İkiside gözyaşlarını fazlasıyla dökmüştü. Mecnunun öldüğüne inanmakta güçlük çektiler. Lakin bunu düşünecek veya yargılayacak kadar zamanları yoktu. Bir karar verip ona göre hareket etmeliydiler.
Mecnunun bedenini kucaklayıp götürmeyi düşündüler. Ancak ailesine ne diyeceklerdi. Hangi yolda ve nasıl öldüğüde merak edileceklerdi. O yüzden daha soğuk kanlı davranıp bir plan kurmaları lazımdı. Rüzgarın ne düşünecek nede plan kuracak takati yoktu. Gabriel bunun farkında olduğu için ne yapacaklarını kara kara düşünüyordu. Aklına Şehzade'ye düzenlecek süikast planının bulunduğu mektup geldi.
Gabriel: Rüzgar acele edip karar almalıyız. Mecnun şehit oldu. Onun bu doğrultuda öldüğüne kanıt olarak sendeki mektubu bana ver. Bir planım var.
Rüzgar: Bittik biz Gabriel. En iyi dostum öldü. Al şu mektubu naparsan yap.
Gabriel: Bu mektupta örgütün başındaki adamların isimleri var. Altında Albert Clarke köpeğinin mührüde bulunuyor. Benim babam dahi hepsini zindana atarlar. Mecnunun ise kahraman bir şehit olduğu anlaşılır.
Rüzgar: Babandan dolayı senide cezalandırabilirler.
Gabriel: Önemli değil sen ve bir çoğu ve sevdiğim benim hangi niyette olduğumu biliyor. Peki sen Anastasia'yı kaybetmeyi göze alabilecek misin?
Rüzgar: Anastasia mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Asrın Aşk Çığlığı "VAVEYLA" (Wattys2016)
Romance"Çıldırmış kelimelerin virgülsüz tutkulu savaşı...." "Veya bir delinin çıkıpta kurşunlarla dans etmesi..." "Susuz kadının aşkımsı açlığı ve benzersiz tonda göz rengi..." "Nesli tükenmiş bir sevdanın objektife inat işkencesi....: "Yazarın dah...