(Multimedia: Majeste diyor ya "Aşk dediğin elbet bir yol bulur" bakalım Vaveyla aşıkları bir yol bulacak mı?)
Mektubu okuyan Rüzgar kamaşan duygularına pas tutan kaderine hafiften isyan çığlığı ile seslendi. Sadece "NEDEN?" dedi. Bu kelime değildi demek istediği. Çok şey vardı aklında bağırıp çağırmak olanlara dur demek istiyordu. Aşk zaten aklını almış deli divane olmuştu. Mecnunun şehit olması yanı sıra Anastasia'nın gidişi omzuna bir yığın keder yükledi.
Ucuna ölümü koyduğu hayat yaşamaksa sadece nefes almayı deneyecekti. Gayesi Anastasia bulmak ve Mecnunu katledenlerin öcünü almak oldu. Gözlerinde ki yaşları silip bedenindeki kederi silkeledi. Aşk acı çekmekten öte sevgiliyi bulmak için çaba sarf etmekti. Rüzgar mektuptaki bilgiler sayesinde Anastasia'yı bulabilirdi. Hiç yoktan Bulgaristanın Sofya şehrinde olduğu biliyordu.
Aradan bir hafta geçmiş Rüzgar bu sürede birazda olsa sakinleşmişti. İstanbul ise isyanlar ve kavgalarla boğuşur olmuştu. Asker İsyancıların saldırısına uğramış bu yüzden çatışma çıkmıştı. Artık İstanbul sokaklarında rahatça gezilecek bir durumda değildi. Hele aşklar kuytu köşelerde tek tek intihar ediyordu. Gabrielin Babası saray tarafından tutuklanmış Gabrielin ise suçsuz olduğu anlaşılmıştı.
Saray ise Ermeni ve diğer baş kaldıran milletleri ülkelerine sürgün etmeye hazırlanıyordu. Bu durumda Gabrielde İstanbul'u terk edecekti. Yalnız onun kalbi Ahsen'in varlığı sayesinde atıyordu. Onsuz yaşamaktansa ölmeyi tercih ederdi. Bu yüzden Rüzgara kardeşini sevdiğini söyleyip her şeyi itiraf edecekti. Bu konuyu Ahsen'le görüşecek zamanı yoktu. Rüzgarın anlayış göstereceğini düşünüyordu. Sonuçta oda Anastasia'nın delisiydi.
Rüzgar odasında cigarasıyla beraber Anastasianın özlemini içine çekiyordu. Bu esnada kapının tokmağı küçük tonajla kapıya vuruldu. Ahsen saçlarını yazmasının oyalı kısmıyla iyice örttü. Annesinden önce kapıyı açmak için ayağa kalktı. San ki aşk bu sefer sevgilileri buluşturmak istedi. Kapıyı yavaşça açtığında Gabrieli karşısında gördü. Göz göze geldiklerinde kısık sesle "Seni almaya geldim" dedi. Ahsen sevgilisinin bu sözleriyle duygulanmıştı.
Bir yandan sevinç bir yandan korku hangi duyguyu yaşayacağını bilemeyen Ahsen "Sevgilim" diyebildi. Çok kısık ve hüzünlü sesi Gabrielide hüzünlendirdi. Ahsen dikkat çekmemek için içeri girip abisini çağırdı. Gabrielin geldiğini duyan Rüzgar paltosunu alıp kapının önüne çıktı. Kardeşi gibi sarılıp "Hoş geldin" dedi. Rüzgar artık Gabrieli en yakın dostu hatta kardeşi gibi görüyordu. Mecnun şehit olduktan sonra sadece o kalmıştı.
Beraber kıraathaneye gittiler. İstanbulda ki durumu ve yaşanan onca olayı konuşup tartıştılar. Aslında Gabrielin amacı bunları konuşmak değildi. Ahsen'i sevdiğini ve onu çok istediğini söylemek istiyordu. Lakin bir türlü cesaret bulup söyleyemedi. Rüzgara kıraathanede bunaldığını söyleyip dışarıya çıkmak istedi. Beraber Beyoğlunun tehlikeli sokaklarını gezmeye başladılar. Gabriel Rüzgara dönüp "Hani Sevdiğim Türk kızı var ya..." dedi. Rüzgar gülümseyerek Gabriele doğru baktı.
Rüzgar: Eeeee ne oldu o kızla yoksa kaçıracağız mı?
Gabriel: Yok Rüzgar ne kaçırması. Senin durum gibi ben ermeni o Türk bu yüzden ailesi izin vermez diye çok korkuyorum.
Rüzgar: Ailesini boşver kız seviyorsa önemli değil kaçırırız. Kız kim söyle bakalım?
Gabriel: Şey... İsmi...
![](https://img.wattpad.com/cover/55275235-288-k691713.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Asrın Aşk Çığlığı "VAVEYLA" (Wattys2016)
Romansa"Çıldırmış kelimelerin virgülsüz tutkulu savaşı...." "Veya bir delinin çıkıpta kurşunlarla dans etmesi..." "Susuz kadının aşkımsı açlığı ve benzersiz tonda göz rengi..." "Nesli tükenmiş bir sevdanın objektife inat işkencesi....: "Yazarın dah...