ONUN İÇİN DİK DUR

332 136 9
                                    

(Multimedia: Bu görsel herşeye rağmen dik duran Rüzgarı hatırlatıyor gibi.)

Zarftan çıkan mektupların tamamı bir birine çok benziyordu. Tek fark yazım dilinin üç çeşitte olmasıydı. Bu yüzden mektupları okumaları imkansızdı. Mecnun bir mektup'a çok fazla ilgi gösterdi. Çünkü yazım dilini Ermenice'ye benzemişti. Yaşadığı mahallede ki azınlıkların çoğu ermeni kökenliydi. Bu yüzden bunu komşusu olan ve devamlı sohbette bulunduğu arkadaşı "Gabriel'e" türkçe çevirisini yaptırabilirdi.

Rüzgar bu teklifi çok düşündü. Ancak bu mektupları bir Ermeni'ye okutmak büyük tehlikeli sayılırdı. Artık Rüzgarda bu işin ciddi bir mesele olduğunu biliyordu. Temkinli davranıp bu sırrı kimseye duyurmaması gerekliydi. Mecnuna Gabriele güvenip güvenmediğini defalarca sordu. Beraber büyüdüklerini söyleyen Mecnun çok iyi bir insan olduğunu ifade etti. Hatta bir Türk kadar devletine bağlı olduğunu sözlerine ekledi.

Rüzgar mecbur gizemleri ve aklını başından alan şüphelerini aydınlatmak için Gabriel'e çeviriyi yaptıracaltı. Bir yandanda korkuyordu. Mektuplardan çıkan sırrın Anastasia ve aşklarına zarar vermesi ihtimali vardı. Aslında mektupların taşıdığı sırlar hakkında tahmin yapabiliyordu. Ancak en güzeli kelimesi kelimesine okununca anlaşılacaktı.

Gece geç saatlere kadar süren incelemeyi yaptıktan sonra çantayı sobada yaktılar. Mektupları ise bir poşete koyup dükkanın görünmez köşesine sakladılar. Artık sabahı bekleyip gerçeklerle yüzleşmeyi göze alacaktı. Rüzgarın içinde ki his ona hiç de iyi şeyler söylemiyordu. Mecnunla tokalaşıp dükkandan beraber ayrıldılar.

Rüzgar içindeki dilencinin ne istediğini bilmez halde evine doğru yürüdü. Omzunu sıyıran kurşun izi canını yakmaya devam ediyordu. Arada elini sol omzuna götürüp kontrol etti. Sevindirici olan kanamanın ve derin bir yaranın olmamasıydı. Kesinlikle ailesinin ve Anastasia'nın bu yaradan haberinin olmaması gerekliydi.

Birazdan Vinogradov ailesinin evine yakın bir yerden geçecekti. Sokakta bir şey çok dikkatini çekmişti. Vinogradov ailesinin evi ve kapılarının önündeki gaz lambası hala yanıyordu. Karanlığı aydınlatan bu ışık acaba çantayı çalmasıyla mı alakalıydı. Tam yürüdü, Vinogradov ailesinin kapısını geçmişti ki arkasından tıkırtı geldi.

Önce arkasına dönmek yerine sadece yürüdü. Ancak içinde kopan merak fırtınası yüzünden kafasını Vinogradov ailesinin kapısına doğru çevirdi. Bir anda Borya beyle göz göze geldiler. Tedirgin olan Rüzgar kafasını öne çevirip yürümeye devam etti. Gecenin bu saati ellerinde cigara ile Borya bey ve bugün bayıltdıkları adamı gördü. Büyük ihtimal Kolenka baygın olan adamı eve getirmişti. Rüzgar artık duyduğu şüphenin çok tehlikeli ve önemli olduğundan emindi. Borya bey'in bakışlarıdan bile nefret gizliydi.

Bir Asrın Aşk Çığlığı "VAVEYLA" (Wattys2016)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin