*13*

80 5 0
                                    

" - Anne?

-Efendim kızım.

- Ne yapıyorsun orda? Düşeceksin lütfen buraya gel.

-Hayır kızım sadece dinleniyorum.

- Ama anne orası çok tehlikeli lütfen gel. Korkuyorum.

Annem ayağa kalkıp yanıma gelirken birden ayağı kaydı ve o tepeden aşağı sallanmaya başladı. Hemen annemin yanına koşup bileklerinden sıkıca tuttum. Her ne kadar geriye çekmeye çalışsamda çok ağırdı. Annemin elleri de gittikçe kayıyordu.

- Özür dilerim kızım. "

Gözlerimi açtığımda bembeyaz tavanla karşılaştım. Şükürler olsun ki kabusmuş. Yoksa annemi kaybetsen ölürüm herhalde. Neyse ki iki gün sonra unutacaktım.

Sol tarafıma dönüp saate baktım. Ne kadar da çok uyumuşum dedim içimden.

PM : 13.04.

Sağ tarafa döndüğümde Murat uyanmış beni izliyordu. İzlemekten daha çok bana bakarak bişiler düşünüyormuş gibiydi. Evet kesinlikle öyleydi. Dün gece içtiğim ilaçtan dolayı fazla uyumuş olmalıydım. Çünkü Murat'ın benden önce kalkması imkansız gibi bir şeydi.

Onu çaktırmadan yan yan bakarak izlediğimde durumu iyi gibiydi. Koltuğa oturup kafasını ellerinin arasına koymuştu. Beyaz gömlek giyip tüm düğmelerini açık bırakmıştı. Altında koyu bir kot pantolon vardı. Gerçekten çok nefes kesici olmuştu. Gerçeklerden nefret ediyorum. Hiç sevmediğin ama varlığını kabul etmek zorunda olduğun akraba gibi. Kafamı sağa sola sallayarak bu düşüncelerden arınmayi düşündüm. Tabi arınabilirsem.

Murat'ın bana bakmasını aldırmadan yatakta esnedim. Camdan dışarı baktığım da havanın güneşli olduğunu gördüm. Dolaba yönelip kapağı açtım içindekilere bi göz gezdirdikten sonra gömlek ve şort giymeye karar verdim. Tam banyoya girecekken Murat'ın sesiyle durdum.

- Bakayım onlara.

Amacını anlamamış bir ifadeyle elimdekileri Murat'a verdim. Gömleği açıp baktıktan sonra bana doğru kafasını aşağı yukarı salladı.

-Bu güzelmiş. Ama bu değil!

Şortuma dediği sözlerinden sonra iki ucundan tutup ani bir hamleyle yırttı.

-Ne yaptın sen gerizekalı! O benim en sevdiğim şortumdu! Onu bana abim hediye etmişti.

Kızgınlıkla ağzımdan çıkan sözlerin arasında hakaret olduğunu sonradan anlamış olabilirim. Şortu elinden çekip iki ayrı parçasına baktım sonra Murat'a baktığımda ise kaşlarını çatmış , ellerini de yumruk yapmıştı. Oturduğu yerden ani bi hareketle kalkıp kolumu sıkmaya başladı. Sabırlı olmaya çalışsa da başaramamıştı. Ya da ben sınırları fazlasıyla zorluyordum.

- Ne dedin sen!

Eğer ona korktuğumu gösterirsem her yaptığım harekette üzerime gelip kolumu sıkacaktı. Onun için karşısında dimdik ve cesur bi ifade takınıp konuştum.

- Dedim ki : "Ne yaptın sen gerizekalı! O benim en sevdiğim şortumda! Onu bana abim hediye etmişti. " Anladın mı?

Birden elini kolumdan çekerek iki elinide yanaklarıma koyarak sertce öpmeye başladı. Dudaklarımı dışarı çıkartarak onu istemediğimi belli ettim. Ama hâlâ bırakmadığı için bacak arasına sıkı bir tekme attım. Atar atmaz elleriyle bacak arasını tutup yerde kıvranmaya başladı. Tam zamanının olduğunu düşünüp odadaki banyoya girip kapıyı kitledim. Ayaklarım artık tutmuyordu kapıya yaslanıp yere doğru çöktüm. Normalde güçlü kaldırdım. Daha doğrusu güçlü kalmaya çalışırdım lakin başarır mıydım orası mualla. Ama bu yaptıkları artık ağır geliyordu. Çökmüştüm. Hayatım bitmişti. Mert bana hiç bir zaman böyle sert davranmamıştı. Mert ruhsal zarar verirken Murat fiziksel zarar veriyordu. Hoş ara sırada ruhsal oluyordu.

Murat kapıyı yumruklamaya başlayıp bağırmaya başladı :

- Derin! Ordan çıktığın zaman çok kötü şeyler olucak!

-Bak ben çıkayım. Sende bana zarar verme. Güzelce konuşalım olur mu?

- Bende öyle istiyorum.

Murat gibi bir psikolojik sorunlu arkadaşa güvenmesemde yine de kabul edip yavaş adımlarla lavabodan çıktım. Murat sandalyeye oturmuş elleri ile oynuyordu. Ardından nefesini dışarı vererek yüzüme bakmadan konuştu.

- Yatağa otur.

Başımı onaylar anlamda sallayıp yavaş adımlarla yatağa geçtim. Hala korkum üzerimdeydi. Her an bana saldırıp gırtlağımı koparabilirdi. Murat elinde ki tesbihi cebine atarak yanıma oturdu. Elimi tutup sakince konuşmaya başladı.

- Güzel bir hayatımız olsun ne dersin? Sen, ben ve bir kaç tane çocuğumuz. Belki bir de köpek alırız ya da bir kaç tane. Mutlu ve huzurlu bir aile.

Son kısmına doğru dedikleri fısıltı gibi çıkmıştı. İlk başta anlamamış olsam da sonra dediklerini birleştirince her dediğini anlamıştım.

Murat'ın dediklerini düşününce haklı olduğunu düşündüm. Gerçekten belki de mutlu olabilirdik. Bir evimiz olurdu. Bir köpek ve bir çocuk. Murat ve ben. Belki de mutlu bir aile olurduk. Konuşma sırası bana geçmişti.

- Bizim başka kimsemiz yok Murat. Sadece ikimiz varız. Ve sanırım artık birbirimizi sevmeye, aşık olmaya başlamalıyız.

Murat elini yanağıma koyup okşamaya başladı. Sanki dokunduğu yerler alev alıyor hemen ardından kül oluyordu.

- Ben sana çoktan aşık olmaya başladım Derin'im. Seni istemiyorum Mert gelsin dedin ya; işte o zaman içim parçalandı.

- Özür dilerim.

Ayağa kalkıp ilaçlarımdan alırken Murat yataktan kalkıp yanıma yaklaştı. Ellerini belime sarıp beni kendine yaklaştırıp dudaklarıyla alnıma küçük bir buse kondurdu. Aitlik hissini vücudumun her yerinden rahatlıkla hissedebilirdim.

Üzerinde ki tişörtü umursamazca çıkarıp yere attı Çıplak tenini hissettiğim an içimde bir kelebekler oluştu ardından uçmaya başladılar. Ama Murat geri çekildiği o an kelebeklerin hepsi bir anda durdu.

- Yaşamak istediğimiz ne varsa yaşamadan şu dünyadan ayrılmayalım.

- Olur. Diyip sesli şekilde gülümsedim. Başka diyecek bir şey bulamamıştım.

- Herkesin vardır Sevmelere doyamadığı biri; benimki de sensin işte...

- YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. -
- VOTE VERMEYİ UNUTMAYIN. -

Karanlığın SiyahıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin