-- Medya : Murat Uyar --
Uyandığımda evde bir takım sesler vardı. Kapının kilidini açıp dışarı çıktım. Annem babamla oturmuş konuşuyordu. İlk başta kulak misafiri olmak istesemde sonradan vaz geçtim. Yavaşça yanlarına doğru yürüdüm. Belki söylemek istedikleri vardır. Benim geldiğimi görünce konuşmayı bıraktılar. Annem ise hemen acınası bir ses tonuyla konuştu. Aciz duruyordu ve ben böyle olmasını istemiyordum.
-Kızım. Bizde böyle olmasını istemezdik. Ama elden ne gelir ki hem senin sayende kaç insanın hayatı kurtuldu bir bilsen.
-Tamam anne yeter lütfen. Ben hava almak için dışarı çıkıyorum.
-Tamam güzel kızım.
Annem sözlerini bitirmişken arkamı dönecek iken gözlerim babama takıldı. O dağ gibi adam bir kenara oturmuş benimle konuşmaya çekiniyordu. Biliyordu beni üzdüğünü kırdığını...
- Kendini üzme baba. Seni çok seviyorum.
Sözlerim biter bitmez babam bakışlarını yerden kaldırıp bana gülümsedi. Ama buruk bir gülümseme olmuştu.
Dışarı çıkıp beyaz bez ayakkabılarımı giydim. Bağcıklarını bağlamak için eğildiğimde yine başım dönmüştü. Neden bu kadar hassastım ki! Bir kaç saniye yerde oturup yavaşça auapa kalktım. Başımı kaldırdığım anda siyah bir araba ile karşılaştım. Evimizin önüne park etmişlerdi. Gerçekten de harika arabaydı. En kısa zamanda kendime de bir araba almalıydım. Arabanın yanından geçerken kapının açılma sesini duydum ve arkasından kapanma sesi. Birden bileğimden tutup birisi arkama döndüğünde irkildim ve döndüğümde karşılaştığım kişi Murat idi.
-Ne yapıyorsun sen hayvan mısın?
Diyerek bileğimi gözlerimle işaret ettim. Murat ilk bileğime bakıp ellerini çözdü. Ardından iki elini kemerine yerleştirip konuştu.
-Bugün beraber gezicez.
- Harika! Benim niye haberim yok bundan.
Alayla konuşmam onu sinirlendirmiş olmalı ki anında kaşlarını çatıp dişlerinin arasından konuştu.
-Şimdi haberin oldu . Birbirimizi tanımamız lazım hem de bidaha benimle asla tartışma Derin.
- Seni tanımak istemiyorum. Ayrıca aptal biriyle tartışmaktansa gidip boş duvara bağırmayı tercih ederim. Daha az efor karşılığında daha çok rahatlık sağlıyor.
- Senin varya.. diyip elini boğazıma götürüp sıkmaya başlamıştı. Başımın üst kısmına birden ağrı girmişti. Hayvan resmen beni öldürecek derken abimin sesini duydum.
- Murat çek ellerini. Demesiyle beraber murat ellerini indirip arabanın ön kısmına yumruk attı.
- Dedem sana Derin'e nazik davranmanı söylemişti hatırlıyorsam. Bidaha kardeşime sert yaptığını görürsem kötü olur.
- Ne diyon lan sen!
Murat bağırarak abimin üstüne yürüyünce arasına girip omuzlarından ittirdim.
- Abi ne olur sen eve git! Murat lütfen yapma!
O kadar endişe içindeydim ki.. Murat gözlerime bakıp kulağıma yaklaştı.
- Geliyor musun şimdi?
Bunu fısıltı şeklinde söylemişti. Resmen tehdit ediyordu. Korktuğuma yemin edebilirim.
- Geliyorum Allah'ın cezası!
Sesimi çıkarmadan arabaya bindim. Abim ise olduğu yerde öylece duruyordu. Yere tekme savurup Murat'a ters bakışlar attı. Ardınan eve hızlıca ilerledi.
Murat da gülerek arabaya biniyordu. Abimden üstün gibi gözükmesi onu mutlu etmiş olmalıydı. Aşağılık herif! Kemerimide bağladıktan sonr arabayi çalıştırdı.
-Nereye gidiyoruz?
-Kahvaltı yapmadın onun için kahvaltı yapmaya gidiyoruz. İlker diye bi arkadaşım var onun mekanına gidicez.
Cevap vermeden dışarıyı izledim. Yaklaşık on dakika sonra gelmiştik. Arabadan inince çok güzel bir yere geldiğimizi anladım. İner inmez bizi bir beyefendi karşıladı. Sarı saçları ve kahverengi gözleri vardı. Oldukça tatlıydı. Yanaklarını mıncırmak istedim. Ona gülümseyerek baktığımı gören Murat birden elimi tuttu ve sıkmaya başladı. Kulağına yaklaşıp sessizce bağırdım.
-Gerizekalı mısın? Elimi koparcaksın!
-Bakmayı kes o zaman!
Oldukça sertti. Elimi sertce çekerken kurtulup kendi bacağıma vurdum. Canım acımıştı. Harika. Biz böyle anlamsızca konuşurken İlker Bey diye tahmin ettiğim adam konuşmaya başladı.
-Hoşgeldiniz. Dedi sonda ki "i" harfini uzatarak.
-Hoş bulduk İlker. Derin benim müstakbel eşim oluyor.
- Hayırlı olsun. Çok memnun oldum. Sizi şöyle alalım o zaman.
- Teşekkür ederim bende memnun oldum.
İlker Bey bizi manzaralı bir masaya getirdi ve gülerek konuştu. Hadi ama bu kadar sevecen var tavrının bir miktarını Murat'a aşılayamadın mı? Çok istemiyorum. Azıcık olsa yeter.
- Ne alırsınız Murat?
- Eşim için kahvaltılık getirirsen çok iyi olur bende sert bir fincan Türk kahvesi alırım.
- Geliyor hemen kardeşim.
İlker gittikten sonra Murat'ın ayağına masanın altından var gücümle geçirdim bir tane. Murat sanki karınca dokunmuş gibi acıdan inlemeden yüzüme " ne var?" Dercesine bakıyordu .
-Ben senin karın değilim.
-Biliyorum.
Cevap vermemeyi tercih ettim. Şuan onunla münkaşaya girmek hiç istemiyordum. Yan masada oturan erkek ve kız grubunu görünce istemeyiz olarak burukca gülümsedim. Üniversite yıllarına dönmüştüm. Mert ile de böyle bir ortamda tanışmıştık. Erkeklere göz ucuyla bakıp Mert gibi birisi var mıdır diye baktım. Neden böyle bir şey yaptım bende bilmiyorum. Belki de gözlerim onu arıyordu. Onu istiyordu.
-Eğer erkeklere bakarsan hem seni hemde baktığın adamı oyarım haberin olsun. Bundan sonra sen benim eşimsin.
Resmen kendi kendine gelir güvey olmuştu. Bu evlilik konusunu her ne kadar kabul etmesemde aileler kabul etmişim gibi davranıyordu. Lakin elimden ne geliyorsa bu olayı bozmak için yapıcaktım.
- Sevgilim var benim. Kendine gel lütfen.
- Hemen unutursun merak etme. Dedi umursamaz bir tavır ile. Bu iğrenç hareketleri gerçekten beni kendinden uzaklaştırıyordu.
-Hemen unutsam değer mi, sevdiğime? Sanmıyorum. Çok sevdim, zor unutmalıyım. Gerçekten seven insanlar böyle yapar. Bende öyle yapıcam.
-TAHTEREVALLİ GİBİ HAYATIM VAR AMINA KOYİM. NE ZAMAN AYAĞIMIZ YERE BASTI DİYE SEVİNSEK DİĞER TARAFTA DERTLER UÇUP GİDİYOR!
Sözlerini bitirir bitirmez kahkaha atmıştım. Bir yandan gülerken bir yandan da gelen kahvaltılıkları inceliyordum.
Murat kahvesini içip İlkerle sohbet ederken bir yandan da onu inceleme fırsatı bulmuştum. Yeşil gözleri, kumral saçları, buğday ten rengi ve sakalları. Yüzünde sanki hiç bir zaman geçmeyecek gibi bir ciddiyet vardı. İlker gider gitmez kahvesinden bir yudum alıp bana döndü. Aramızda ki en önemli kuralı söylemeliydim.
- Ayrıca seninle aramızda ten teması olmayacak.Duygusuz seks mi olurmuş!
-En büyük duygu sekstir..
Sözünü umursamadan kahvaltımı yapmaya devam ettim. Arada bazı sorular sorup duruyordu. Ama benim aklım Mert'te idi.
~Yorumlarınızı bekliyorum.~
~Voteleri eksik etmeyin.~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Siyahı
Romance-Sarılmak çok başka bir şey çünkü anlıyor musun? Kalbinin o kadar yakınına gelmesine izin verdiğin birinden kötülük bekleyemezsin. Derin sana sayılabilir miyim? +Küçük bir kız çocuğu gibi koynuna sığınıp, kokunla uyumayı istiyorum Murat. -Çok güzel...