-3-

555 29 17
                                    

O sırıtarak yanından geçip giderken ben arkasından oylece bakıyordum. Meltem, "Siz işi pişirmişsiniz" dediğinde ona en ters bakışlarımı attım. Güldü ve, "Tamam sustum, hadi kantine gidelim"

Ayağa kalktım ve Meltemle beraber sınıftan çıktım. Meltem, "Bizde torpilliyiz aslında ama şöyle ki, biz buranin 2 yıllık öğrencileriyiz o yüzden seni ilk başlarda sıkacaklardır. Umursama" diye kendince moral verdi.

"Biz derken?" dedim merdivenleri inmeye başlarken. Aklımda Kıvanç'ın dediği sözler dolanıp duruyordu. "Ben, Tilki, Savaş, Çağla ve daha bir çok kişi" Sırıttım. "Savaş şu senin favori kişin herhalde."

Bunu dememle o da sırıttı, "Aynı zamanda 4 aylık sevgilim olur kendisi" Gözlerim yerinden çıkarcasına açıldı. Büyük ihtimal gözlerim bugün çıkarlardı zaten.

"Peki, bizi tanıştıracak mısın?" dedim sırıtarak. Meltem de sırıtarak, "Benim arkamda oturan hani, Tilkinin yanında falan"

Dediğinde yine şaşkınlıkla ona bakarken ayağım birden kaydı ve tam düşerken kendimi güçlü kolların arasında buldum. Kafamı kaldırıp baktığımda, Kıvanç sırıtarak bana bakıyordu. Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım.

"Dikkat et gece güzeli" Kaşlarımı çattım ve kendimi toparladıktan sonra, "Benim bir adım var, Aylin" dedim tıslarcasına. Gece güzeli deyip duruyordu.

Kıvanç alayla güldü ve Savaşı dürtüp, "Duyuyor musun adı varmış. Biz kızı düşmekten kurtaralım, kahraman olalım, kız bize adını söylesin" dedi alayla ama Savaş Meltemle konuştuğu için onu tınlamamıştı.

Bende onun gibi alayla, "Ah, kahramanım hayatımı kurtardın. Tutmasaydın ölürdüm" dedim yapmacık bir tavırla. Hiç istifini bozmadan, "Ölür müydün ölmez miydin bilmem ama 2-3 kişi tarafından tecavüze uğrardın o kesin"

Yanaklarım yanmaya başlarken ellerimle yüzüme hava çırpmaya başladım ve derin derin nefes aldım. O ise bu halime gülüyordu. "Gülüp durma" diye tısladım dişlerimin arasından. Eminim şu an kırmızının tonlarını deniyordum.

Kıvançta bu tahminimi doğrularcasına, "Bir de bordoyu denesene, belki o yakışır." dediğinde ellerimi indirdim ve ters ters ona bakmaya başladım. Sinirle, "O ne demek ya? Bana her şey yakışır, çirkin miyim ben?" dedim egomu okşayarak.

En azından o Çağladan daha çok yakışırdı. Bu kesindi.

Ellerini pantolonunun cebine soktu ve, "Evet çirkinsin" dedi ve gözlerini başka yere çevirdi. "Hani gece güzeliydim?" diye cırladım. Yüzünü buruşturdu. Dengesiz aptal! Gayet güzeldim.

"Geceleri yüzün gözükmüyor" dedi sırıtarak. Bende onun gibi sırıttım ve, "O yüzden bana çirkin derken gözlerime bile bakamıyorsun" dedim ve arkamı dönüp tekrar sınıfa dönerken Savaş olarak tahmin ettiğim çocuk, "Thug life" demişti. Sırıttım.

Kıvanç arkamdan yine alayla, "Yanlız şimdiki ders labaratuvar da!" diye arkamdan bağırdı. Tamam şimdi o yapmıştı thug life'ı. Somurttum ve arkamı döndüm. O ders programını ezberleyecektim.

Şirince sırıtıp onların yanına dönerken el işaretlerimle, "Yeniyim ve sizin gibi uzun zamandır burda da değilim," boğazımı temizleyip devam ettim. "yani bu thug life ya da laf sokmak sayılmaz"

Hepsi bana gülerken homurdandım. Resmen ilkokul çocuğu gibi davranmıştım. Omuz silktim. Yine de Çağladan güzeldim. Ben 5 yaşında kız gibi konuşurken bile o kızdan güzel olurdum.

Canım egom!

Zil çalarken bir kız, dünkü o cırtlak sesli olan, büyük ihtimalle Çağla buydu, Kıvançın koluna girip ağzını yaya yaya konuştu. "Tüm teneffüs seni aradım aşkım, neredeydin?" dediğinde göz devirdim. Onu burada gördüğüne göre kesin sınıftadır deme isteğimi bastırmaya çalıştım.

Kıvanç, "Kesinlikle burada değilim, bence buraya en uzak olan sınıfa bak" deyip Çağlanın ahtapot gibi tuttuğu kolunu kurtardı. Sırıtmaya başlarken, Çağla yapmacık bir şekilde gülmeye başladı. "Çok komiksin sevgilim!"

Bu yapmacıklığı sinirimi bozarken, "Keşke yapmacıklığı ve makyajı bir süre bıraksan da gerçek seni görsek" dedim. Bu sözlerimi fazla ciddi ve soğuk bir şekilde söylemiştim. Sanki tüm teneffüste makyaj yapıp geldiğini anlamamıştık.

Bu lafı sanki ona degil de fondotene sokmuştum ama bu önemli değildi.

Çağla bana ters ters bakarak,"Bu benim doğal halim bir kere" dediğinde gülmemek için kendimi kasmamış rahat olarak gülmüştüm. Meltem de benimle gülünce içimden geçirdim, canım kankam.

"5 kat üst üste fondoten sürünce doğal olmuyorsun, bilgin olsun" dediğinde Meltem, Çağla ona döndü. Meltem de gülerken omuz silkti ve labarotuvara doğru yürümeye başladık.

Bugünkü öğretmenin verdiği o saçma ödevin stresi de çıkmıştı şu an. Sahi, ben nasıl bulacaktım o saçma konu hakkında bilgi? Ofladım ve labarotuvara girdim. Meltemle yan yana oturduk ve hiç konuşmadan öylece bekledik.

Sonunda sıkılıp, "Savaşla nasıl tanıştınız?" dedim ona dönerek.  Böyle şeyleri dinlemeyi hep severdim. O da bunu sormamı beklercesine bir anda gülümsemeye başladı.

"Bu yaz, ailemleyken resim kursuna ve tenis kursuna gidiyordum. O da tenis kursundaydı. Orada hoca bizi eşleştirdi ve biz kapışmaya başladık. Sonra bu bunun ucuna iddia koymayı teklif etti. Eğer o kazanırsa onunla yemeğe çıkacaktım. Ben kazanırsam da o benim istediğim bir şeyi yapacaktı. Ama tabii o kazandı. Sonra bir yemeğe çıktık. Yemekte beni 1 hafta sonraki doğum gününe davet etti. 1 hafta boyunca resim kursunda onun resmi için uğraştım. Tenise bile gitmiyordum. O da bana mesajlar atıp duruyordu ama hiç bakmadım. Sadece o resim için uğraştım ve sonunda oldu. Doğum gününe gittiğimde bana hesap sordu ama hic bir sorusuna cevap vermeden ona arkamdaki adamlara taşıttığım hediyesini gösterdim. Açtığında kendi resmini görmüştü. Çok şaşırmıştı," kıkırdadı, "sonra bir anda beni kendine çekip öptü. Tabi ben hemen ittirdim sonra da tokat attım." dediğinde güldüm. "Kızımız sert çıktı ha?" dediğimde o da güldü ve devam etti. Bir yere dalmış sadece oraya bakıyordu.

"Hızla oradan çıktım ve arabama atladım. Tam arabayı hareket ettirirken o da diger koltuğa oturdu ve bana özür dilediğini bir anda kendini tutamadığını ve beni sevdiğini söyledi. Sonra benden bir şans istedi ve verdim. Beni tekrar öpmeye başladığında ona karşılık vermiştim. Tabii gecenin sonunda arabamın benzini bitmişti ve gece beni o bırakmıştı."

Gülümsedim ve onun baktığı tarafa çevirdim bakışlarımı. Savaşla birbirlerine bakıyorlardı. Meltem başlangıç hikayelerini sevdiği adama bakarak anlatmıştı. Cidden ilk defa sadece annemle babamda gördüğüm o ışığı, onlarda görmüştüm.

Onların gözlerinde o aşkı görmüştüm. Başımı eğdim ve kendi kendime gülümsedim. Acaba birine böyle bakabilecek miydim? Gülümsedim umarım böyle bakabilirdim birine. Bu sevgiyi hissedebilirdim bende.

Derin bir nefes alıp derse yeni giren hocaya döndü bakışlarım. Ve ders sonuna geldiğimizde Meltem ve Savaş bir kere bile ayırmamıştı gözlerini birbirlerinden.

Onlar, böyle büyük bir aşka sahip oldukları için çok şanslılardı. Birbilerine hissettikleri o duyguyu düşündüm. Koskoca 4 aylık o duyguyu. Böyle bir şeyi herkes elde edemezdi.



Yorumlara falan cevap veremiyorm ama en kisa zamanda ona da bakacagim ve asiri gaza gelmem sonu olaraktan sınırda koymuyorum hatta her gun bir yb koymaya çalışacağım neyse iyi okumalar

Gece GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin