Bişey dicem multideki fotoğrafta Ekinle Demetin gülüşüne baksanıza. Çok farklı bi tuhaf değil mi? Kendimi bi tuhaf hissettim bakınca. Neyse iyi okumalar
Meltemle beraber bahçeye çıktık ve çimenlerin üzerine oturduk. Sırıttım, "Öğretmen karşısında duygusal anlar yaşamak, harika!" dedim alayla. Meltem gülerek omuz silkti. Elimdeki telefonu döndürürken etrafı incelemeye devam ettim.
Gözüm Çağlayla yan yana oturan ve fazlasıyla yakın olan Kıvançta takılı kaldı gözüm. Dudaklarımı büzdüm ve omuz silktim. Umurumda değildi.
Ta ki Tilkiyle Çağlanın dudakları birleşinceye kadar.
Koca bahçedeki tüm oksijen yok olmuş, havasız kalmıştım sanki. Nefes alamıyor gibiydim. Gözlerimi sımsıkı kapatıp açtım. Hala aynı pozisyonlardı. Ağlamamak için direndim. Sahi neden ağlayacaktım ki?
Sonunda ayrıldıklarında Tilki sanki az önce hiç bir şey olmamış gibi buz gibi bir ifadeyle etrafa bakıyordu. Gözleri beni bulduğunda gözlerini kırpıştırdı. Sonra da sırıtıp göz kırptı. Gözlerimi devirdim.
Cidden bir şerefsiz gibi davranıyordu.
Meltem, "Aylin, iyisin değil mi?" diye sordu elimi tutarken. Alayla güldüm. "Bana ne canım?Kötü olmam için sebep yok" Bu sefer alayla gülen o olmuştu.
"Hadi ama Aylin, itiraf et seviyorsun Tilkiyi" Kaşlarımı çatarak ona baktım. "Ne seveceğim onu ya? Sevilecek yanı varmış gibi" dedim ifadesiz tuttuğum sesimle. Sesim istediğim tamda gibi umursamaz çıkmıştı.
"Aylin! Itiraf et işte. Ya bana da mı?" dediğinde ona anlamsızca baktım. Titreyen telefonuma baktım. Kimden ne mesajı gelmişti ki? Umursamadım. Turkcelldendir diye düşünüp telefonu tekrar kapattım.
"Ne sanada mı?" dedim etrafımı incelemeye devam ettim. Savaşta elinde 3 çayla diğerlerinin yanına gidiyordu. "Bana da mı bu umursamaz davranacaksın?" dediğinde derin bir nefes alıp ona döndüm.
"Meltem, işim gücüm yok onlara mı üzülüp darılacağım?" dedim ve tekrar önüne döndüm. Dudağımı büzüp etrafı izlemeye devam ettim. Bence gayet iyi yalan söylüyordum.
"Senin işin yok Aylin" dedi. Hala gözleri üzerimdeydi, hissediyordum. Gözlerimi kısarak bende ona döndüm. Tamam ondan bir şey saklamayacaktım.
"Sadece biraz moral versen olmaz mı?"
Hemen bana sarıldı. Güldüm ve bende kollarımı ona doladım. "Üzülme Tilkinin onu sevmediği fazlasıyla belli." dediğinde dudağımı dişledim. Her sevmediğini öper miydi bu?
Zilin çalmasıyla toparladım, ayağa kalktım ve ona kalkması icin elimi uzattim. Fazla yapmacık gülümsememle, "Hadi" dediğimde elimi tutup o da ayağa kalktı.
Okuldan içeri girdiğimizde telefonum yine titredi. Oflayarak telefonuma baktım. Rehberimde kayıtlı olmayan numarayı görünce kaşlarımı çattım.
Kıskandın sanki gece güzeli?
Mesajı okuduğumda donup kalmıştım. Yutkundum ve diğer mesajı okudum.
Bence bu gece bir daha yatakhanenden çıkıp gelmelisin.
Kaşlarımı çattım. Evet işim gücüm yoktu onun ayağına gidecektim. Aslında işim yoktu ama bunu umursamadım. Numarayı rehberime kaydedip bende ona mesaj yolladım.
Gönderilen;Kıvanç
Hayır, bence gelmemeliyim.
Telefonumu kapatıp Melteme döndüm. "Ders ne?" Meltem bana döndüğünde yanındaki Savaşı fark ettim ve sırıttım. Boğazımdaki yumru, sırıtmamı zorlaştırıyordu. "Şey, pardon Savaşı fark etseydim-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Güzeli
Fanfiction"Kimsin sen?" dedi karşısındaki tahminen kendi yaşlarında olan o çocuk. Kaşlarını çattı, "Seni ilgilendirmez" dedi Aylin. Karşısındaki kişinin kaşları daha da çatılırken, "Ne işin var gece gece burada? Yatakhanene dön, hemen...