Aylin
"Aylin çıkar o tişörtü! Ben bugün onu giyecektim!" Sabahtan beri aynı konu yüzünden kavga ediyorduk. Üstümdeki tişörtü almak için yapmadığı kalmamıştı, ama ben vermeyecektim. "Yalan söyleme! Sırf çıkarmam için söylüyorsun!"
"Kızım o tişört zaten benim!" oflayarak aynanın karşısından baktığım kendime üzgünce bakıp ona döndüm. Sevaba giriyordum şurada. "Git yenisini al ya bana ne!" diye cırlayınca yüzünü buruşturdu.
"Sen git al aynı tişörtten!" derin derin nefes alırken, "Bu artık benim Tilki vazgeç" dedim büyük bir sakinlikle. Tilki bana doğru gelmeye başladığında geriye doğru adımladım. "Ya git, ne yapıyorsun?! Ya gitsene!"
Hızla beni duvara yasladı ve iki elini kaçmamam için duvara yasladı. "Sen ne yapıyorsun şimdi ya? Bir tişört için" dedim panikle. Ses tonuma gülerken, "O zaman, şöyle yapalım, ben tişörtten vazgeçeyim sana takayım, nasıl?" dedi sırıtarak. Omzuna yumruk atıp duvarla bütünleşmeye çalıştım.
"Git Çağlaya tak!" dedim artan paniğimle. Kafasını bana daha da yaklaştırıyordu. Tamam seviyordum falan ama sırf seviyorum diye onun beni kullanmasına izin verecek kadar aptalda değildim. Ona hiç bir zaman izin vermeyecektim. Çünkü ona izin verirsem vazgeçemeyeceğimi biliyordum.
"Boşver şimdi Çağlayı" dedi fısıldayarak. Burunlarımız birbirine değince hızla, " Onu öperken kimi boş veriyordun peki?!" diye bağırarak konuştum. Oflayarak geri çekilince derin bir nefes aldım.
"Çok mu kıskançsın acaba?" dediğinde cevap verme gereği duymadım ve etrafa bakmaya devam ettim. O pis bakışlarını üzerimde hissederken telefonu çalınca hızla elindekk telefonu alıp ben açtım. "Alo Tilki?"
Savaşın sesini duyunca, "Efendim Savaş?" dediğimde Tilki de aynı zamanda, "Kızım versene telefonumu"deyince geri çekilmek zorunda kalmıştım. Kaşınıyordum. "He Aylin Tilkiye versene" deyince Tilkiye bakıp, "O şu an meşgul. Bana trip atıyor"
Hattın diğer ucundan gelen kahkaha sesini duymamla sırıttım. Hiç bir erkek, triple erkekliğine zarar gelmesini istemezdi. Tilki de sinirle ve şaşkınlıkla bana bakarken omuz silktim ve koşarak odadan çıktım. "Trip mi?"
"Evet" dedim hala sırıtırken. Beni öldürmese iyiydi. "Ver lan telefonumu!" diye arkamdan koşturan Tilkiyi görünce onu umursamadan Savaşı dinlemeye başladım. "Bir de kimsenin nazını çekmem ben der"
Hızla bahçe kapısından çıkarken, "Demek ki Tilkilerin her dediğine inanmıyoruz" dedim. Nefes nefese kalmıştım. "Kızım seni bir yakalarsam var ya!" Telefonun hoparlörünü kapatıp ona döndüm ve dil uzattım. Tabi ben bunları düşünürken Tilkinin bana bu kadar yakın olacağını düşünmemiştim.
Beni tişörtümden -yani artık benim olan onun tişörtünden- tutup kendine hızla çekince dengemizi kaybettik ve onun üzerine düştüm. Birbirimize şaşkınca bakarken, Savaş telefondan "Lan ne oluyor orada?" diye bağırdı. Tilki, hala olayın şaşkınlığını yaşarken, "Savaş kapat abi kapat" dedi ve telefonu -iphone 6- fırlattı. Iphonenin fırlatılmasına üzülürken, bana yaklaşıp bir anda öpmeye başladı.
Gözlerim benden izinsiz kapanırken Tilki beni kendi altına aldı ve elleriyle yüzümü avuçladı. Benimse ellerim sadece onun boynunda duruyordu. Öptüğü dudaklarım alev alev yanarken kendime gelip hızla geri çekildim. Ona izin vermeyecektim ben daha az önce!
Hemen onu üstümden ittirdim. O da bunu beklemediği için kenara doğru düşerken hızla ayağa kalktım ve içeri doğru yürümeye başladım. Cidden ona engel bile olamıyordum. Ondan uzak duramıyor, sanki her saniye ona daha da yaklaşıyordum. Kendimi koltuğa atıp dün gece tek başımayken düşündüklerimi tekrar aklımdan geçirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Güzeli
Fanfiction"Kimsin sen?" dedi karşısındaki tahminen kendi yaşlarında olan o çocuk. Kaşlarını çattı, "Seni ilgilendirmez" dedi Aylin. Karşısındaki kişinin kaşları daha da çatılırken, "Ne işin var gece gece burada? Yatakhanene dön, hemen...