-5-

472 23 15
                                    

Dudak büzüp sabah kendi kendime vazgeçtiğim, gecenin karanlığından bir parça olup sigara içen adama baktım. Hala vazgeçebilirdim, içeri girebilirdim. Girmeliydim de. 

Dudağımı dişledim ve arkamı döndüm. Gerek yoktu. Geri yatakhanemdeki o yatağıma dönüp, onu düşünerek uyuyacaktım. En iyisi ve olması gereken buydu. Zaten buraya gelmem en büyük hataydı.

Yürümeye başlarken arkamdan seslendi. "Nereye gece güzeli?" dedi alayla. Oflayarak arkamı döndüm ve ona doğru yürümeye başladım. Sigarasını tekrar dudaklarının arasına götürdü ve derin bir nefes çekip, kafasını yukarı kaldırdı ve dumanı bıraktı. Duman yavaş kaybolurken tekrar ona döndüm.

"Neden çağırdın beni buraya?" dedim o karşısındaki boş bahçeyi izlerken. "Neden geldin?" dedi. Kaşlarımı çattım. Doğru düzgün cevap bile vermiyordu.

Çağla olsa verirdi, diye geçti icimden.

"Çağırdın diye geldim" dedim umursamazca.

"Gel diye çağırdım" dedi benim gibi ve sigarasını tekrar dudaklarına götürdü. Sırtımı duvara yasladım ve kafami kaldırıp gökyüzüne bakmaya başladım.

"Sana istediğim zaman yaklaşmak istiyorum" dedi hala bana bakmazken. Ona döndüm ve dudaklarımı büzdüm. Bana istediği zaman yaklaşırsa ona karşı koyamaz, Çağla ve diğer o kızlar gibi olurdum.

Başımı olumsuzca salladım. "Canın sıkılınca yaklaşabileceğin bir çok kız var" dedim fazlasıyla sakin ses tonumla ve tekrar gökyüzüne bakmaya başladım. Yıldızlar şehir merkezindekinden daha çok belli oluyordu ve bende yıldızları izlemeyi seviyordum.

Yeryüzünde çok fazla boktan insan varken gökyüzünde masumluğu izlemek insanı rahatlatıyordu.

"Ama ben seni istiyorum" dedi ve biten sigarasını yere attı ve yerine yeni bir sigara daha yaktı. "Bana istediğin şekilde davranamazsın" dedim yerdeki dudaklarının değdiği sigaraya bakarken.

Bu okuldaki kızlarda onun için sigara gibiydi. İçiyordu, zevkini yaşıyordu sonra da bitince yere atıyordu. Onun için herkes bundan ibaretti, bende öyle olacaktım. Ona izin vermeyecektim. Bu olmayacaktı.

"Peki neden? Başka biri mi var? Ya da ne bileyim bir şey mi var?" dedi hala o buz gibi sesiyle. Kaşlarımı çattım ve kollarımı göğsümde buluşturup, "Kimse yok sadece ben o Çağla gibi ya da kullanıp attığın diğer kızlar gibi olmayacağım. Bu kadar" dedim hala devam eden o sakinliğimle.

"Beni araştırdığını bilmiyordum, Gündoğdu"

"Tüm kızların ağzındasın, Yapıcı"

Elinde daha bitmemiş olan sigarayı yere attı ve bana döndü. Dudağımı dişledim. Eğildi ve beni omzuna aldı. "Ne yapıyorsun, aptal?" diye bağırdım. "Kes sesini yoksa ikimizde ceza alacağız." dedi sakince. Bu sakinliği sinirimi bozarken, "Indir beni, hemen" diye tısladım.

"1 günlük kaçamaktan zarar gelmez" dediğinde omzuna vurdum. "Seninle hiç bir yere gelmiyorum!" dediğimde gülmeye başladı.

"Gelme. Bak hala geliyor. Kızım ne dolanıyorsun omzumda?" Gözlerimi devirdim. Ne kadar komik. Onda hiç bir etki bırakmayan yumuklarımdan bir tane daha attım.

Tamam 1 günlük kaçamaktan bir şey olmazdı zaten yarında cumaydı. Ama onunla bir hafta sonundan çok zarar gelirdi. Ben ondan uzaklaşmaya çalışıyordum! Onunla zaman geçirmeye değil!

Okulun dışına çıktığımızda Tilki beni indirdi ve kendi omzunu ovmaya başladı. "Diyete girmeyi düşünmelisin" dedi yüzünü buruşturarak. "Diyete girmemi gerektiren bir sebep yok. Ayrıca o sevgilin olna Çağladan daha zayıfım"

"Beni bu kıskandığını bilmiyordum" dedi sırıtarak. Kollarımı göğsümde birleştirip, "Çünkü kıskanmıyorum" dedim umursamazca. Kıskanmıyordum sadece ölmesi için dua ediyordum, bu kadardı.

Bir araba tam önümüzde durduğunda geriye doğru bir adım attım. "Görüşürüz" dedim ve tam koşmaya başlayacakken kolumun tutulmasıyla durmak zorunda kaldım.

Bir adam şoför koltuğundan inip arabadan indi ve, "Buyrun Kıvanç bey" deyip kapıyı tuttu. Kıvanç adamın omzunu sıkıp, "Sağol Mustafa" dedi ve beni çekiştirmeye başladı.

Somurta somurta ona ayak uydurmaya çalıştım. Kıvanç kapımı tutup, "Buyrun hanımefendi" dedi sırıtarak. Bende sırıtmaya başladım ve, "Geç sen o zaman"

"İstersen bu gece erkekliğimi sana kanıtlayabilirim, gece güzeli" dediğinde gözlerim yerlerinden çıkmak istercesine açıldı. Kıvanç gülerek kolumdan tuttuvve beni arabaya zorla bindirdi ve kapıyı sertçe kapattı.

Tam çıkacakken o hızla binip kapıları kilitlendiğinde ofladım. "Rahat dur" diye uyarida bulunup arabayı çalıştırdı. Alayla güldüm. "Şu an beni kaçırıyorsun"

"Kaçmak istemeseydin yanıma gelmezdin" dedi ciddiyetle. Çok hızlı gidiyordu ve biz emniyet kemeri takmamıştık. İyi ki hız korkum yoktu. "Kaçmak mı?! Ciddi misin?! Ben nereden bileyim beni kaçıracağını!"

Kaçıracağını bilseydim hayatta gitmezdim yanına. Zaten her gece aşağıda sigara içiyordu. Başka gece gelirdim. Böyle düşünür giderdim ve kendimi kaçırttırırdım. Çünkü geri zekalıydım.

"Yanıma gelince yatakhaneden kaçıyorsun. Bende düşündüm ki, eğer yatakhaneden kaçıyorsa okuldan da kaçar" dediğinde ona döndüm. "Keşke bunu bana da söyleseydin!" dedim hala bu düşüncesine inanamazken.

"Sana söyleseydim gelmezdin" dedi sırıtarak. "Tabiki gelmezdim geri zekalı!" diye bağırdım. Bu adam benim sinirlerimi bozmaktan başka bir şey yapmıyordu. Radyoyu açtım ve gözlerimi kapatıp arkama yaslandım. Radyo reklam veriyordu. Harika!

Reklam bitince, Yüksek Sadakat'in Aşk Durdukça şarkısı çalmaya başladı. Bu şarkıyı seviyordum. İlk bu şarkıyı instagramda Elif'in ablasıyla yaptığı düette dinlemiştim.

Tilki, "Aylin uyuma zaten omzumu çökerttin bir de kollarıma kıyma güzelim" dediğinde derin bir nefes aldım. "Nereye gidiyoruz?" dedim onun alayına aldırmadan.

"Evime" dediğinde hemen gözlerimi açıp, "Ne?" diye bağırdım. "Ne demek evine?! Ne yapacağız evinde?!" Kıvanç bana kısa bir bakış attı ve, "Her şeyi yapabiliriz. Mesela seks güzel fikir bence"

Yanaklarım yine üzerine kırmızıyı alırken, "Salak salak konuşup durma" dedim ona bakmadan. Kıvanç arabayı durdurunca sağımdaki o büyük eve baktım. Bu hafta sonumu burada, Kıvançla geçirecektim. Umarım bu evden ikimiz beraber sağ çıkabilirdik.

Gece GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin