Tilkiden
Elimdeki bira şişesinden bir yudum daha aldım ve derin bir nefes aldım. Ilk öpücüğü benimdi. Onu öptüğümde hissettiğim o hissin etkisindeydim hala. Çıkamıyordum da. Bir yudum aldım. Bu kız bana tuhaf hissettiriyordu.
Savaş, "Yani sen bu kıza aşıksın?" dediğinde ona döndüm. Kaşlarımı çattım. "Ne aşkı lan? Aşık falan değilim ben. Yıllar önce oldu bir kere bir daha olmayacak o hata." dedim ve bir yudum daha aldım biramdan. Ayline işim olduğunu, bunun Çağlayla alakası olmadığını söylemiş ve onu eve kilitlemiştim. Onunla uyumak, kokusu beni rahatlatıyordu. Her hafta sonu onu kaçırabilirdim.
"Basbaya yakmışsın abayı sen şu kıza işte! Şu kızdan dolayı Aylinden vazgecemezsin" diye üsteledi. Bira şişesini masaya koyup başımı ellerimin arasına alıp olumsuzca salladım. "1-2 tuhaf şeyler hissettik diye aşık mı oluyoruz?" dedim umursamazca.
Biramdan bir yudum daha alırken yanımıza tahminimce 50lerinin sonunda olan bir amca oturdu. İkimizde ona dönünce adam gülümsedi. "Aşk mevzusu var gibi bu masasa gençler, hayrola?" dedi adam ve masanın kenarındaki bir birayı açıp içmeye başladı.
"Yok be amca ne aşkı?" dedim ve bende biramdan bir yudum aldım. Buraya geldim geleli aklımda o vardı. Adam gülerek bana baktı.
"30 yıl önceydi evlat. 30 yıl önce onu bir parkta çocukları izlerken gördüm. Gittim yanına, konuştum, tanıştım. Sonra zaman geçti onsuz yapamaz oldum. Aklımdan çıkmıyordu, çıkmaz da hala. Onsuz geçen tek bir saniyede defalarca ölüyordum. Ama tabi o iş öyle değil. Kadın istemiyor beni. Sonra evlenme teklifi ettim. Kabul etti o da. Evlenecektik. Sadece 1 gün vardı hayatlarımızı birleştirmemize evlat. Sadece 24 saat. Meğer o iş öyle değilmiş. Kadın düğünümüzden sadece 1 gün önce bıraktı gitti beni. Bir de veda mektubu bırakmış. Okuyamadım bile evlat, attım şömineye kalbimle beraber yandı o kağıt parçası. Sonradan arkadaşları söyledi. Onun başka sevdiği varmış, unutmak içinde beni kullanmış. Sonra da adam buna dönmüş geri, kaçmışlar beraber. O günden tamı tamına 27 yıl geçti evlat. 27 yıldır 1 kadına bile bakmadım, hiç bir kadına dokunmadım. Her baktığım yerde onu gördüm. Ama yine olsa, bilsem bunları yine evlenme teklifi ederdim ona. Onunla geçecek 3 yıl için tüm ömrümden vazgeçtim ben evlat. O yüzden sen benim gibi geç kalma. Hemen söyle sevdiğini de, eller almasın sonra. Aşk geç kalanları sevmez evlat"
Dedi ve kalkti masadan adam. O adamın kalkışını ve gidişini izledim arkasından. Aşk geç kalmaları sevmez.
Biramı bitirdim ve yenisini açtım. Zaten karışık olan kafam şimdi allak bullak olmuştu. Derin bir nefes aldım. Aylini sevdiğim falan yoktu. Hoşlanıyor olabilirdim ama kesinlikle sevmek değildi.
Savaş, "Sen çok geç kalacaksın bu gidişle" dedi ve birasını içmeye başladı. Geç mi kalacaktım? Kaşlarım daha da çatılırken, "Ne demek çok geç kalacaksın?"
Sırıtmaya başladı. Sorumu tekrarlarken sesim daha sert çıkmıştı. "Ne demek çok geç kalacaksın Savaş?" Sinirlenmeye başlamıştım. Savaş derin bir nefes alıp, "Şu demek abicim, kız gün gelecek illaki birini, senden başka birini, sevecek. İşte sen o zaman anlayacaksın, onu kaybettiğinde, o gittiğinde onu sevdiğini anlayacaksın."
Aylinin birini sevdiğini düşündüm. Bambaşka birinin onu öptüğünü, ona sarılıp uyuduğunu hayal ettim. Başkasına sinirlenirken aynı zamanda onun için bir şeyler yaptığını, gece onun için bir yerlerden kaçtığını düşündüm.
Elimdeki daha yeni açmama rağmen bitmek üzere olan şişeyi yere fırlardım. Savaş bana tuhaf tuhaf bakarken elimi saçlarıma daldırdım. "Aylin kimseyi sevmeyecek!" diye gürledim. Savaş anında sırıtmaya başlarken önümüzdeki tahta masaya tekme attım. "O kimseyi sevemez!"
"Ya severse?" demesiyle kalakaldım. Sevmezdi, sevemezdi. O kimseyi sevmeyecekti. Dudağımı yaladım ve etrafa bakmaya başladım. Ya severse?
Savaş alayla güldü. "O işler öyle göz kaçırmakla olmuyor koçum. Kız başkasına aşık olursa? Bunu da düşün"
Sinirle yürümeye başladım. O kimseyi sevemezdi. Sevmeye başlarsa direkt o adamı gebertir kimseyi sevmesine izin vermezdim. Evet, kesinlikle bunu yapardım. "Lan nereye?!"
Arkamdan bağıran Savaşa aldırmadan arabama bindim ve kapıyı hızla kapattım. "Lan ben nasıl döneceğim?" dediğinde alayla güldüm. "Meltem'i düşün bence!" dedim ve gazı kökledim.
Aylin kimseyi sevemezdi. Gerekirse onu o evden hiç çıkartmazdım yine de kimseye aşık olmasına izin vermezdim. Ayrıca aptal gibi gecenin bir köründe, onu o evde bir başına bırakmıştım.
Sahi ben neden onu gece gece evde bırakmıştım ki?
Oflayarak daha da hızlanmaya çalıştım. Klimayı 1de açtım ve camı açtım. Böylece klimadan 1 camdan 1 hava yani klimadan 2ymiş gibi hava geliyordu.
Harika derecede mükemmel bir zekam vardı.
Radyoyu açtım ve sikik bir herifin yaptığı o saçma reklamların bitmesini bekledim. Sonunda evin önüne gelince arabayı rasgele durdurup hızla arabadan indim ve evin önüne gelip kapıyı açtım. İçeri girdiğimde televizyon açık, önündeki sehpada 1 bardak kola ve bir sürü boş tabak duran uyuyan bir Aylin görmüştüm.
Yanına gittim gittim ve elimi yanağına götürüp okşamaya başladım. Ona dokunmamla gözlerini aralayıp esnedi. Ben sırıtarak ona bakarken, benim aksime sinirli bakıyordu bana. "Neredeydin sen?
"Çok mu merak ettin beni?" dedim hala sırıtırken. Bu onun daha da sinirini bozarken koltukta oturur pozisyona geldi ve, "Ne merak edeceğim ya seni?" dedi sinirle.
"Uzunum, yakışıklım, zekiyim, zenginim. Sen nasıl beni merak etmezsin? Yanlışlıkla merak duygunu mu kaybettin?" Derin bir nefes alıp kafasını sağa sola salladı. "Egondan nefret ediyorum" dedi ve saçlarını omuzlarının arkasına attı.
Sırıtmaya başladım. "Yani beni seviyorsun?" dedim. Bana gözlerini kocaman açıp döndüğünde sırıtmam daha da genişledi. "Ne seveceğim seni ya? Yok öyle bir şey!" dedi ve ayağa kalkıp beni ittirdi ve yürümeye başladı. Üzerimde hiç bir etki bırakmazken aldırmadan yürümeye devam etti. Arkasından gülerken bende onun peşinden gitmeye başladım.
Yukarı çıkıp yatak odasına girerken daha yeni fark etmiştim. Benim tişörtlerimden birini giymişti. "Gece güzeli, sana tişörtlerimi elleme dememiş miydim?" dedim gözlerim kendiliğinden onun bacaklarına giderken. "Demiştin" dedi ve yatağa uzandı.
"Peki neden üzerinde?" dedim bende onun yanına uzanırken. Kolumi belime attım ve zorla da olsa onu kendime çekip dudaklarımı boynuna bastırdım. Tüm vücudu titrediğinde sırıttım. "Canım istedi"
Kolumun altındaki vücudu çok gergindi ve emindim ki şu an gözlerini belirtmişti. "Canını seveyim" dedim hala sırıtırken. Tamam sadece hoşlanıyordum ve onun gerilmesini seviyordum. Bir de kimseyi sevmesini istemiyordum. Sadece buydu. Biraz hoşlanıyordum, buydu.
"Çağlanınkini sev" dedi o da ters ters. Demek ki tek paylaşamayan ben değildim. Boynuna kafamı yaslarken, "Niyr taktın bu kadar şu kıza sen ya?" dedim alayla. Ofladı ve benden uzaklaşmaya çalışırken, "Paşa gönlüm takmak istedi" dedi benden alıntı yaparak.
Tekrar gülerken, "Ben senin paşa gönlünü de severim" Kıkırdamasını duyunca ona daha sıkı sarıldım. Sonunda yavaş yavaş etkileyebilmiştik, gece güzelimizi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Güzeli
Fanfiction"Kimsin sen?" dedi karşısındaki tahminen kendi yaşlarında olan o çocuk. Kaşlarını çattı, "Seni ilgilendirmez" dedi Aylin. Karşısındaki kişinin kaşları daha da çatılırken, "Ne işin var gece gece burada? Yatakhanene dön, hemen...