Alıntı multi
Koltuğun arkasına geçtiğimde, "Aylin gel buraya!" diye bağırdı Tilki. Dudağımı dişleyip kaçabileceğim yerlere baktım, yoktu. Yakalardı. Olmadı öperdim unuturdu. Herhalde. Umarım. "Hayatta olmaz!" diye bağırdım korkuyla.
Sadece çantamdaki rujla yanağını çizmiştim buydu!
Ağzıma sıçacaktı.
"Aylin delirtme beni, gel buraya dedim!" dediğinde daha da geriledim. Masadaki vazoyu ne olur ne olmaz diye elime aldım. Bununla tabii ki kafasına vurmayacaktım sadece gözü korksun diyeydi. Tabii ki Tilki korkmayacaktı ya neyse.
Tilki elimdeki vazoyu görünce tek kaşını kaldırdı. "Çok mu saçma oldu?"
"Ben az önce sana evlenme teklifi ettim, çocuk yapıcaz dedim sende kabul ettin sence ne kadar mantıklı?" dediğinde sinirle çığlık atıp vazoyu fırlattım. "Ben sana çocuk yapıcaz dediğinde evet demedim!"
Omuz silkti, "Yine de yapacağız" dediğinde ofladım. Sonra birden gülmeye başladım. Yanında pembe rujumun izi kalmıştı ve bunu görünce kendimi durduramadan hunharca gülüyordum. Elimi karnıma yaslayıp gülüşlerimi durdurmaya çalıştım. Tilki de ne olduğunu anladığında hızlı adımlarla yanıma geldi. Zaten onun hızlı adımlarıyla benim koşuşum eşit olduğundan pekte bir işe yaramıyordu koşuşum. Koşsa 2 dakikayı bulmadan beni yakalalardı. Kıyamıyorsa demek ki...
Ya da coolluğu bozmak istemiyordu.
Büyük ihtimalle 2. seçenekti. "Aylin bak yakalarsam daha kötü olacak!" dedi ben bahçeye çıkarken. Bahçenin diğer ucuna doğru komaya devam ettim. Nefes alamıyordum ama koşmazsam da nefes alamayacaktım. "Yakalamasan da kötü olacak!" dedim bende korkuyla. Sesi çok yakından geliyordu.
"Evet, oldu bile" dediğinde dehşetle arkama baktım. Anında belimden tutup kendine çekti. Omuzlarına vurup çığlık atarken elini ağzımın üstüne koyup beni kendine daha da yasladı. Ben hala bir eliyle nasıl 2 elimi birden tutuyor diye düşünüyordum. Derin bir nefes verdim. Elini yavaş yavaş ağzımdan çekip birden ayağıma çelme takıp beni düşürdüğünde acıyla inledim. "Öküz!" diye tıslayıp ayağa kalktım. Gülüşü kulağıma gelirken ofladım. "İnsan karısına nasıl bunu yapar?"
"Daha evlenmedik, önce çocuk yapıcaz."
Kaşlarımı çattığımda sırıtıyordu. "Salak önce evlenilir" dediğimde tek kaşını kaldırdı. Bu hareketi nasıl olduğunu düşünmemi sağladı. Normalde önce evlenilirdi. Öbür türlü günahtı. Yani. Herhalde. Ofladıktan sonra, "Önce evlenilir"
Gülüp kolunu omzuma attı ve salıncağa doğru yürüdü. Beni de peşinden sürüklüyordu. Salıncağa oturduğumuzda üzerimize kırmızı bir battaniye örttü. Parmağımdaki yüzüğe bakarken elimi tutup yüzüğü çıkardı. "Ne yapıyorsun?"
"Biraz da bana bak diye çıkardım" dediğinde sırıtıp ona döndüm.
"Ya sana bakmaktan sıkılırsam?"
"O zaman çocuk yaparız"
"Sana bakmaktan hiç sıkılmıyorum" dediğimde güldü ama kırgınlık var gibiydi. Sırıtıp bana döndüğünde ne diyeceğini beklemeye başladım ama hiçbir şey demeden beni izlemeye devam etti. Gülümsemeye başladım. Yavaş yavaş başını yaklaştırırken gözlerimi kapadım. Dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
Geri çekilip sırıttığında elimi tuttuğu eliyle oynadım. Hava yavaş yavaş soğumaya başlıyordu. Tilki beni daha sıkı sardı. Bende elimi çekip ona sarıldığımda birden beni kucakladı. "Ne yapıyorsun ya?" dediğimde bana bakmadan devam etti. Aşağıdan ona bakmakta güzeldi. Zaten hep aşağıdan bakıyordum da böyle bakmakta ayrı bir güzeldi.
Oflayıp başımı arkaya attım. "İnsan kaçırıyolar!" diye bağırdığımda sırıtıp bana döndü. Böyle bakınca da öpesim geliyordu. Dudağımı dişledim. Demek ki onu istememin regl dönemimle alakası yoktu. Her zaman onu istiyordum. "İnsan kaçırmıyorum"
Gözlerim irileşirken sinirle ona yumruk attım. Gülerek içeri girdi ve ayağıyla balkon kapısını kapatıp koltuğa doğru ilerledi. "Uyuyalım" dediğimde başıyla onaylayıp merdivene doğru yürüdü. Hala onu öpmek istiyordum. Başımı omzuna koyup kokusunu içime çektim. Kendime gelmezsem bu gece fena bitecekti.
Aslında fena olmazdı.
Hem evlenecektik de.
Ayrıca beni hak ediyordu. Ondan başka birine bırakmazdım kendimi ve o da beni bırakmazdı zaten. Ona güveniyordum ve evlenecektik. Evlenecektik. Tektaşım vardı! Acaba tektaşımı çekip profil fotoğrafı mı yapsaydım?
Çok güzel olurdu be.
Yatak odasına girip kapıyı kapattığında sıkıntıyla bir nefes aldım. Yatağın tam üzerine astığı resimle hemen onun kucağından atlayıp yatakta ayağa kalktım. 1 hafta boyunca bu resmi aramıştım, aramıştım, bulamamıştım. "Hırsız" dedim hala gülümserken. Elimi resmin üzerinde gezdirdim.
Sırıtarak yanıma geldi. "Bunu çizmeyi ben istedim yarısını beraber çizdik hatta sonra da soyunduk hatırlar mısın?" dediğinde ofladım. Utancımdan ölecektim. Şu balkondan kendimi atabilirdim. Çok iyi olurdu bence. Ya da kafamı duvarlara sürtebilirdim. Bu da iyiydi ama bi çok acıtırdı.
"Ya sus!" dedim sıkıntıyla. Kahkaha attığında sinirle resme döndüm. 2 gece boyunca hiç uyumamıştım bu resim için. Sonra da uyanır uyanmaz devam etmiştim. Tabi ben uyandığımda akşam olmuştu ya neyse. Bir de çalındı diye ağlamıştım tüm gün. Sonra da baş ağrısından ölmüştüm.
Tilki yanıma gelip belimden tuttu ve yatağa çekti hızla. Anlık refleksle çığlık atarken üzerine düşmüştüm ve sırıtışını gördüğümde bunu bilerek yaptığını anladım. "Ne yapıyorsun?" diye fısıldadım. Konuşacak, sesimi çıkartacak gücüm yoktu. Kalbim göğsümden çıkmak istercesine hızlıydı ve onunki de en az benimki kadar hızlıydı. "Bu kadar ağır olduğunu unutmuşum" diye fısıldadı o da benim gibi.
Oflayıp sırıttım. "Üfleme şu nefesini yüzüme yüzüme istemediğin şeyler olacak" dediğinde sırıtmam genişledi. Başımı yüzüne doğru yaklaştırıp nefesimi yavaş yavaş yüzüne üfledim. "Nereden biliyorsun istemediğimi?"
Gözleri irileşirken sırıtması genişledi. "Vallahi mi?" dudağımı büzüp omuz silktim ve kendimi yanına attım. Hemen üzerime çıkıp burnunu burnuma sürttü. "Beni deli ediyorsun" deyip kendini yanıma atacakken kolumu boynuna dolayıp onu öpmeye başladım. Elleri tişörtümün ucuna gittiğinde tek kaşını kaldırarak çekingence bana baktı. Ellerini tuttuğumda gözlerini kapadı.
Ellerini yukarı çıkardığımda gözleri umutla kocaman açıldı. Dudaklarının üzerinde güldüğümde o tişörtümü çıkarmıştı. Ellerim onun tişörtünün ucuna gittiğinde başını kaldırıp bana yardımcı olduktan sonra başını boynuma gömüp öpmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Güzeli
Fanfiction"Kimsin sen?" dedi karşısındaki tahminen kendi yaşlarında olan o çocuk. Kaşlarını çattı, "Seni ilgilendirmez" dedi Aylin. Karşısındaki kişinin kaşları daha da çatılırken, "Ne işin var gece gece burada? Yatakhanene dön, hemen...