Fourteen

1.1K 116 85
                                    


"Ahh, biraz yavaş ol."

"Özür dilerim."

"Sorun değil. Sadece hızlı sokma."

Harry koluna atılan dikişi uzaktan pişman pişman izliyen Louis'e baktı. Niall ve Zayn'in arasına girdiğinde Zayn'in attığı vazo duvarda kırılmış ve bir parçası Harry'nin kolunu derinden kesmişti. Bunlar olurken  izleyen Louis ilk defa tepki verip yanına koşmuş, zorla ambulans çağırtmıştı. Tabi ambulans geldiğinde Harry'nin kolundaki pekte önemli olmayan kesiği görerek onlara bağıran kadının karşısında susmak yerine elini beline koyup, çirkefleşmeyi ihmal etmemişti.

~Flashback~

"Biraz dayan Harold. Ambulans yolda."

Louis Harry'i zorla kanepeye yatırmış, arkasında ona şaşkın şaşkın bakan iki adamı umursamadan Harry'le konuşuyordu.

"Özür dilerim. Gerçekten hepsi benim hatam. Benim yüzümden ölebilirsin."

"Louis bu kesik kimseyi öldürmez."

Ambulansın sesiyle kapıya koşup, elinde sedyeyle bekleyen adamları salona sokmuştu.

"Orda. Çabuk olun durumu çok ağır."

Adamlar bu sözler üzerine daha da hızlanmış ve Harry'nin yanına geldiklerinde aniden şok olmuşlardı. Kolu derince kesilmişti ama bir kaç dikişle halledilmeyecek gibi durmuyordu.

"Beyefendi. Bu ölümcül bir yara ya da kolunu kaybetmesine sebep olacak bir şey değil. Kendi arabanızla hastaneye giderek çözebilirdiniz."

Uzun siyahi adam konuşup, sakince durumu açıkladı. Bu sırada içeri 1.60 boylarında,kahverengi bukleli saçları ve ela gözleriyle bir kadın girdi.

"Nerde kaldınız ? Hastanın durumu sedyeye aniden alamayacak kadar ağır mı ?"

Telaşlıca konuşup kanepeye ilerledi. Harry'i görünce az önce ki telaşlı hali yerini sinire bırakmıştı.

"Şaka mı bu ? Ambulansları böyle şakalar için meşgul ettiğiniz sürece insanların hayatını kaybetme olasılığı artıyor. Sizin yüzünüzden yılda kaç insan ölüyor bili-"

"Bir sus be kadın. Of kafam şişti." Zayn konuştuktan sonra elini kafasına atıp, dairesel hareketlerle masaj yapmaya başladı.

"Sen ne hakla bana sus dersin ?" Kadın ellerini beline koyarak sorup, Zayn'e ilerlemeye başladı.

"Bir şeyler yapsana be.Harry ölmek üzere ve sen Zayn'e kur yapıyorsun."

"Harry kim ?"

"Zayn kim ?" Hâla sedyeyle duran iki adam aynı anda konuştu.

"Eben."

"Anan." Bu seferde Louis ve Zayn aynı anda konuştu.

"Ben sadece işimi yapıyorum."

"İşin millete yavşamak mı ? Orospu musun sen ?"

"Bir bayanla müstehcen konuşmayın lütfen. Bu oldukça uygunsuz."

Niall gözlüklerini takarken konuştu. Sağ gözü şimdiden morarmıştı.

"Lan sen hâla konuşuyormusun ? Zaten anlamıyoz ne dediğini elimde kalcan şimdi."

Zayn Niall'a hamle yapınca Harry daha fazla dayanamayıp, konuştu.

"Zayn bir sus. Louis kadını öldürecekmiş gibi bakma. Niall İngilizce konuş. Adamlar sizde artık o sedyeyi bırakın yeter."

Komutlar teker teker uygulandıktan sonra Harry doğruldu.

"Zamanınızı çaldığımız için özür dileriz bayan-"

"Ben dilemem." Louis kollarını birleştirip, konuştu. Harry ona ölümcül bir bakış atınca sadece omuzlarını silkti.

"İşinizin önemini biliyoruz. Sizi daha fazla meşgul etmeyelim."

Kadın Harry'e gülümseyip, saçının bir tutamını kulağının arkasına attı.

"Önemli değil. Aslında olgunca özür dilemeniz oldukça-"

"Öhm-Sürtük-öhm." Louis numaradan öksürüp, ona bakanlara masumca gülümsedi.

"Gıcık tuttu da."
~~

"Bir hafta kolunuza su deymesin Bay Styles. Bir hafta sonra gelin, dikişleri alalım."

Kadın doktor konuştuktan sonra odaya elinde kahveyle Zayn girdi. Tatlı tatlı gülümseyerek kahveyi Niall'a uzattı. Louis'in açıklamasından sonra yol boyu Niall'dan özür dilemişti ve şimdi de şirinlik yaparak kendini affettirmeye çalışıyordu.

"Kahven. İstediğin gibi sade aldım."

Zayn şirin şirin gülümseyerek söyledi.

"Berhudar ol Zayn."

Zayn bu sefer anlamış gibi yapıp, usul usul başını onaylarcasına salladı.

"Ben çıkış işlemlerini yapıyım." Zayn eline tekrar telefonunu alarak odadan çıktı.

"İyisin değil mi ?"

"İyiyim Louis. Kolumdan biraz uzaklaşırsan daha iyi olacağım." Tek kişilik yatağın dibine girmiş koluna baskı yapan Louis'e acı çeken bir bakış attı. Louis anında geri fırlayarak özür diledi.

Zayn'in kapıyı hızlıca açmasıyla herkes ona döndü.

"Beyler, sanırım sıçtık."

KOALOUIS(l.s)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin