Zayn'in arabadan inip, ağacın arka tarafına gitmesiyle hâlâ ağzı açık bir şekilde ağaç eve bakan Niall'ı dürttüm.
"Niall, gidelim."
"Zayn'in çıkmasını beklemeyecekmiyiz ?"
"Çıkacağını nerden biliyorsun?"
"O da doğru. Girelim."
Niall kapıya elini atınca Harry ona yakın kolunu tutarak kapıyı açmasını engelledi.
"Ya da beklesek mi?"
Niall, Harry'nin kararsız yüzüne bakarak nefes verdi. Evine gitmek istiyordu.
"Bir karar ver Harold."
"Sen benden Zayn'i arasan ve ona bir bahane uydurarak beni Louis'le yalnız bıraksan?"
"Hayır yani neden Zayn'i sürekli benim üzerime salıyorsun ki,yan çiftmiyiz biz?"
Harry başından savmak istercesinze elini salladı."İsterseniz olabilirsiniz. Şimdi Zayn'i ara."
Niall cebinden telefonunu çıkarırken aklına gelen şeyle elini cebinden çıkardı.
"Zayn'in telefonu yok ki."
"Of.Onu tamamen unutmuşum." Harry kafasını geri atarak koltuğa yasladı."Bu durumda yapılabilecek tek bir şey kalıyor."
Niall Harry'nin ağzından çıkacak cümleyi duymak için koltuğunda dikleşip, ona döndü.
"Sen bulduğun taşları eve atıyorsun bende altta bekliyorum. Zayn aşşağı inerse kafasına odunla vurup bayıltıyoruz, Louis inerse kaçırıyoruz."
Niall gözlerini şaşkınlıkla açıp, ona ne saçmaladığını soracakken Harry tekrar konuşmaya başladı.
"O biraz saçma oldu evet. Şunu dinle, odun toplayıp ateş yakıyoruz sonra da onlar dumanı görüp dışarı çıkınca sen Zayn'i tutuyorsun ben de Louis'i kaçırıyorum."
Harry kendi planını anlatmayı bitirince Niall'ın konuşmasına izin vermeden tekrar konuşmaya başladı.
"Bu da olmadı sanki. Dur bu daha iy-"
"Harold, yeter."
"Ama bu sefer ki çok iyiydi. Bir dinlesen bana hak verirdin."
"Yeterince dinledim. Şimdi normal iki insan gibi oraya gidip, kapıyı çalarak konuşuyoruz."
"Hah, ne saçma bir plan."
~~
"Artık ne olduğunu anlatabilirsin."
Zayn, duştan çıkmış, saçını ve kulaklarını kurulayan Louis'e 'Artık bahanen de yok.' Bakışı attıktan sonra kollarını birleştirdi.
"Göl de bayağı soğumuş ya. Zaten su taşımak da zor oldu."
Numaradan esneyip, konuşmasına devam etti.
"Çok da yorul-"
"Louis, yemiyorum."
"Yemek yok ki zaten. Ama istersen söyleyebiliriz zaten a-"
"Louis, anlat."
Louis Zayn'den kaçamayacağını anlayınca havluyu kenara fırlatıp, yavaş hareketlerle yatağına oturdu. Kafasında cümleleri toparlamak için boğazını temizledikten sonra Zayn'e taraf bakmadan anlatmaya başladı.
"Tuhaf bir şekilde başladık zaten, biliyorsun. Yani kaçırmak felan hiç etik değil. Zorla öpmek de değil, aslında zorla öpmemişti karşılık vermiştim. Böyle saçma hareketler yaptı, güldürdü beni. Sonra birden bana bakışları değişti. Ya da ben değiştim işte bilmiyorum. Birden tuhaf oldum Zayn. Parmak uçlarıma kadar uyuştum sanki, ölmek istedim. Anlamıyorum, gerçekten bilmiyorum ne olduğunu. Ben, ben değilim sadece. Bir tek bunu biliyorum. Uyumak yerine onu düşünüyorum, gülümsemesinin güzelliğine kaptırıyorum kendimi, durduk yere 'Ya hiç sevmezse beni' diye düşünüp, ağlamaya başlıyorum. Siktiğimin adamının dikkatini çekmek için kıçımı yırtıyorum."
Dolan gözlerinden düşen bir damlayı aceleyle silip, devam etti.
"O sadece bir an bana umut veriyor ve sonra" Hıçkırığıyla kesilen cümlesini tamamlamak için ağzını açmasıyla boğazı düğümlendi. Konuşmak istiyordu, içini dökmek. Ama yapamadı, yaşlar gözlerinden düşerken, yanına gelip, ona sarılan cılız kolları hissetti. Kendini güvende hissettiği koku burnuna doldu, son zamanlarda daha güvende hissettiği kolları, tamamen farklı bir kokuyu hatırlattı. Anlatmak istedi, anlatamadı. Seviyorum diyemedi, gülüşünü, bakışını, dokunuşunu, kokusunu hatta nefesini bile seviyorum diyemedi. Ağzını açtığı anda tekrar hıçkırmaya başladı. Sonunda pes etti. Söyleyemediği cümlelerin hırsını hıçkırıklarıyla çıkardı. Bağıra bağıra ağlamaya başladı.
Ve tam o anda kapı çaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOALOUIS(l.s)
FanfictionSadece Louis bir koala melezi. (23!Harry 18!Louis/Fluff,Fluff,Fluff...) @İlk Koala melezi hikayesidir. Kapak:@Midinee