Sixteen

1K 105 8
                                    


Harry öpücükten sonra keyiflice geri çekilerek arabayı çalıştırmaya koyulmuştu ki bir el önünden geçerek araba anahtarını yerinden resmen sökerek çıkardı. Şaşkınlıkla soluna baktığında ise ona epey öfkeli bir şekilde bakan Louis'i gördü.

"Sen ne yapmaya çalışıyorsun ?"

Harry bu soruyu eninde sonunda duyacağının bilincindeydi. Biraz zaman kazanmak için boğazını temizledi. Hazırlıksız yakalanmıştı.

"Bunu Zayn ve Niall'ı aldıktan sonra eve gidince konuşuruz. Şimdi anahtarları ver."

Ters konuşmasının Louis'e boyun eğdireceğini sanmıştı fakat Louis şuan daha sinirli görünüyordu.

"Hemen.Şimdi.Konuşuyoruz." Resmen bağırarak söyledikten sonra arabanın anahtarını Harry'nin suratına attı.

Harry

"Beni öylece öpüp, sonra hiç bir şey olmamış gibi davranamazsın Harry.  Ben senin oyuncağın ya da öyle bir şeyin değilim, benim duygularım var tamam mı ?"

"Louis bak seni anlıy-"

"Hayır. Bana sakın seni anlıyorum temalı bir konuşma yapıp, sonra da kaçmaya çalışma. Bizim durumumuzda iki tip ihtimal var.Ya benden hoşlanıyor ve birlikte olmak istiyorsundur, ya da lanet bir orospu çocuğu gibi beni orada burada öpüp, açıklama yapmadan kaçabileceğini sanıyorsundur."

Bana biraz yaklaştığında gözlerini kısıp, kaşlarını çattı.

"Ve ben sana baktığımda benden hoşlandığını değil, beni kullanmaya çalıştığını görüyorum."

"Louis biraz sakin ol. Beni tamamen yanlış anlıyorsun."

Beni dinlemeyerek elini kapı koluna attı. Öteki elini tutup, onu kendime çevirmeye çalıştım. Bana döndüğü anda burnumda hissettiğim keskin acıyla kolunu tutan elimi çekip, burnumu tutmaya başladım.

"Bir daha olmaz orospu çocuğu."

Burnumdan akan kana bakarken, çarpan kapıyla beraber kapşonunu kafasına geçirip hızlı adımlarla ilerleyen Louis'i gördüm. Eğilerek araba anahtarını aramaya başladım. Hemen bulmazsam onu gözden kaybedecektim.

Sonunda bulduğum anahtarı alıp, koşarak gittiği yöne ilerledim. Yol ikiye ayrılıyordu ve onun dışında karşıda bir ara sokak vardı. Etrafa baktığımda Louis'i göremedim. Bir süre bakınsamda pes ederek arabaya doğru ilerledim. Onu bulmalıydım.

Benim evime döneceğini sanmıyordum. Yanında para olduğunu da düşünmüyordum. Bu durumda gidebileceği bir tek yer kalıyordu; Ormanda ki evi.

Onu ormana girerken çoğu kez görsemde ormanın her tarafı birbirine benziyordu. Orda doğup büyüdüğünü de hesaba katarsak onu orada bulma şansım hiç yoktu. Arabayı çalıştırıp, Niall ve Zayn'i bulmak için karakola sürmeye başladım. Sonra aklıma Zayn'in onu bulmamda yardımcı olabileceği geldi.

Burnumdan akan kanı durdurmak için torpidodan bir peçete çıkarıp, burnuma bastırdım. Sert vuruyordu, burnumu kırmadığına sevinmeliydim.

~~

"Evet beyefendi. Sonra cüzdanım arka cebimden çıktı. Zamanınızı aldığım için çok özür dilerim."

Niall komisere konuşup,Zayn'e döndü.

"Sizden de özür dilerim beyefendi."

"Olur böyle şeyler canım. Hangimiz bir başkasına hırsız damgası vurup, ağzını yüzünü kırdıktan sonra şikayetçi olmadık ki ?" Zayn yapmacık yapmacık gülerken konuştu.

Niall komisere son bir kere gülümseyip, Zayn'i kolundan tutarak dışarı çıkardı.

"Kendimi affettirmek için bir kahve ısmarlıyayım o zaman."

Karakoldan çıktıkları an Niall'ın telefonu çaldı.

"Niall, neredesiniz ?"

"Karakoldan çıktık Harold. Ben evime dönüyorum ve sanırım esmer arkadaş senin evine geliyor."

"Pekala. Telefonu ona uzatırmısın ? Bir şey sormam gerekiyor."

Niall telefonu Zayn'e uzatıp, yürümeye başladı. Zayn peşinden geliyordu.

"Ne sikim yaptın da onu eve gidecek kadar kızdırdın ?" Konuşma Niall'ın dikkatini çekmeye başlayınca yavaşlayıp, Zayn'in ona yetişmesini bekledi.

"Söylemiyorum. Yeterince araştırma yaptın, artık onu rahat bırak."

Zayn sinirlice konuşup, telefonu Harry'nin suratına kapatarak,Niall'a uzattı.

"Siktiğimin piçi." Zayn cebinden bir sigara çıkarıp, yakarken kendi kendine söylendi.

"Ne oluyor ?" Niall Zayn'in bu sinirli halinden biraz ürktüğü için yavaşça sordu.

"Louis'i sinirlendirmiş, Louis'te eve dönmüş. Ne yaptığını da söylemiyor."

"Peki. Ne yapmayı düşünüyorsun ?"

"Louis'in yanına, ormana gitmeyi." Dumanı dışarı üflerken gülümsedi.

"Ve sende benimle geliyorsun."

KOALOUIS(l.s)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin