"Louis. Boğuluyorum." Harry yastığın altından zor çıkan sesiyle konuştu."Geber."
"Ulan cidden boğuluyorum." Harry tüm gücünü kullanarak, boğuk sesiyle bağırınca,Louis endişelenerek yastığı kaldırdı.
"Harbi mi?"
Harry'e baktığında kıvırcık saçlarının dağıldığını ve beyaz teninin kızardığını gördü. Gözleri bayık bayık bakmaya başlamıştı.
"Gerizekalı mısın? Üzerinden itsene beni. Ölmeye niyetin var herhalde."
Harry bir iki kere öksürdü.
"İteyim de düşerek kafanı kır değil mi?"
"Yaa yerim. Kıyamazmış sevgilisine, agucuk gugucuk."
Louis Harry'nin hâlâ kızarık olan yanaklarını çekiştirmeye başladı.
"İnsan gibi sev be. Hayvan mısın nesin."
Harry bunu söyledikten sonra kırdığı potu fark etsede, laf ağzından çıkmıştı. Louis ise böyle şeylere alınmayı çoktan bırakmıştı.
"Louis ben özür-"
"Sorun değil Harreh."
"Cidden bir an öyle ağzımdan çıktı işte, özür dilerim."
"Sorun değil dedim Harry."
Louis, Harry'nin yanına uzanıp, başını göğsüne koydu.
"Beni biraz seversen ödeşiriz."
Louis'in söylediklerinden sonra Harry gülümseyerek elini saçlarına attı.
"Seviyorum zaten bebeğim. Her zaman, her şeyden çok seviyorum."
Louis duyduklarıyla gülümserken, doğruldu."O zaman öp birtane."
Harry, öne doğru kalkarak önce alnını öptü. Sonra burnunu,çenesini hatta kirpiklerini bile öptü. Eğilip, boynunu öptü. Louis kıkırdarken, parmaklarını ve parmak uçlarını öptü. Saatlerce öptü, yetmedi.
"Ya tamam anladım, her tarafım kızardı öpme artık."
Louis yüzünde kocaman bir gülümseme, söylediklerine tezat boynunu Harry'e uzatırken konuştu. Harry boynunu son bir kez öptükten sonra kalktı.
"Bize yemek yapayım?"
"Olur. Bende uyurum."
~~"Louis, kalk bebeğim yemek hazır."
Harry Louis'in saçlarını okşayarak söylerken Louis ilk kez uykusundan uyandırıldığı için böyle sakindi. Saçlarında ki Harry'nin elini tutarak yatakta oturur pozisyona geçti."Yemeği hazırladığınız için size müteşekkirim efendim."
Harry gözlerini kocaman açarken Louis kıkırdadı.
"İçime Niall kaçtı herhalde."
~~
Yemek yedikten, arada sırada elleştikten, bolca öpüştükten sonra Harry notlarıyla ilgilenmeye gitmiş, Louis televizyon izlemişti. Harry geri döndüğünde düşünceli görünen bir Louis'le karşılaşmayı beklemiyordu. Louis'in yanına oturup, onu göğsüne çekerken sordu."Ne düşünüyorsun?"
Louis, kafasını göğsüne biraz daha yaslarken elini Harry'nin beline sardı.
"Bizi."
Harry duraksadı."Geleceğimiz gibi şeyleri mi?"
"Aslında hayır. Neden bu kadar mutlu olduğumuzu."
"Mutlu olmamamızı mı tercih ederdin?" Harry kaşlarını çatmıştı.
"Saçmalama Haz. Sadece fazla mutluyuz.Sencede ekşın olsun diye senin beni aldattığını sanmam, senin kaza yapıp komaya felan girmen ya da en azından kapımıza bir bebek felan bırakılması gerekmez mi?"
Harry güldükten sonra kafasını Louis'in saçlarına gömdü."Bence sevişmeye çalışırsak kesin olur öyle şeyler."
"O zaman sevişmeyelim."
Harry çocuk gibi mızmızlandı."Ama sevişmemiz lazım."
"Nedenmiş o?" Louis, Harry'nin göğsünden tamamen kalkarak ona sorgular bir bakış attı. Harry masumca sırıtırken, Louis'i tekrar göğsüne yatırdı.
"Tabikide kendi çıkarlarımı düşünmüyorum aşkım, her şey senin sağlığın için, mâlum üreme dönemin yakın."
"Çokta önemli değil, geçer gid-"
Louis'in sözü Harry'nin telefonunun sesiyle kesilmişti. Harry masadan telefonu alınca, arayanın Niall olduğunu gördü.
"Alo."
"Ramazanda ne Niall? İftar mı, Niall ne saçmalıyorsun, Niall gelemeyiz. Louis'e sormadı-"
Harry, Louis'in şaşkın bakan yüzüne döndü.
"Kapattı."
"Ne diyor?"
"Türk kültürünü araştırırken edindiği arkadaşları onu iftar denen bir şeye çağırmışlar bu akşam 7'de bizi almaya geliyormuş, itiraz da kabul etmiyormuş."
Louis omuz silkti.
"Gideriz o zaman."
Harry açıklamasına devam edecekken, Louis'in söylediğiyle şok olmuştu.
"Louis buna gerek yok-"
"Harry buna alışmalıyım. Sonuçta bundan sonra beraberiz, insanlarla elbet karşı karşıya kalacağım."
Harry gülümseyerek onu öptü.
"Haklısın, bundan sonra beraberiz."
İkisi de iftarın ne olduğunu tahmin bile etmeyi denememişti.
~~
Bölüm bitti bunu ayrı bir not olarak yazmak istemedim, okumayabilirsiniz.Öncelikle okuyan kaldıysa selam, muhtemelen bölümden uzun olan bir not yazacağım.Belki fark edeniniz olmuştur, buraya artık eskisi gibi girmiyorum, kitap okumayı bıraktım. Nedenine gelecek olursak, yılbaşına girerken dileğim,duvarıma bile yazdığım artık gençlik aşkımı bulayım dileklerim yerine ulaşmış olacak ki Allah'ım şunu bir aşık edeyim de görsün kitaplarda ki gibi miymiş demiş olacak ki,aşık oldum. Evet, şimdi diyeceksiniz ki 'ee biz ne yapalım yani?' Haklısınız. Ama aşık olmak bence çok büyük bir tabir ve her hoşlandığına aşık oldum diyen insanlar benim en sinir olduğum insan tipidir. Yani cidden harbiden aşık oldum ve acıtıyor, bayağı hemde. Ben önceden-kitabı ilk yazdığım zamanlar- her şeye gülen, saçma sapan espiriler yapan ve hiç bir şeyi takmayan biriydim. Şimdi ise öyle değilim, çok zor gülümsüyorum, 24 saat sevgilimi(evet platonik değil.) düşünüyor ve başka hiç bir şeye odaklanamıyorum. Örnek vermem gerekirse, 3 saat beraber mükemmel zaman geçiriyoruz ve ağzından ufak bir cümle çıkıyor, ben o 3 saatteki mutlu anlarımızı düşüneceğime ona takılıyor ve onu düşünmekten yatamıyorum. O yüzden,bu mizah ağırlıklı kitaba bu ruh haliyle yazmama kararı almıştım. Taslağı açıp açıp kapatıyordum. Maalesef ruh halim hâlâ aynı.(Hatta daha berbat çünkü sevgilim tatile ailesinin yanına gitti ve 3 ay gelmeyecek.) O yüzden bölüm için, gecikme için kusuruma bakmayın. Ve şunu bilin Larryshipgoals ve sevimliliği olmasa, muhtemelen bunu bile yazamazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOALOUIS(l.s)
Fiksi PenggemarSadece Louis bir koala melezi. (23!Harry 18!Louis/Fluff,Fluff,Fluff...) @İlk Koala melezi hikayesidir. Kapak:@Midinee