Bölüm 38 : ÜNİVERSİTE HAZIRLIĞI

247 4 0
                                    


Herkese uzun bir aradan sonra tekrar merhaba! Yazıyı okuduğunuza göre, aramızda hala motivasyona ihtiyaçları olanlar var belki de..( Buradan selamlar Helin'e ;)

Üniversite kazananlarımızı gönülden tebrik ediyor, kazanamayanlarımız için onlar zaten kendileri için en iyilerini biliyorlar, seneye hazırlanıp diğerlerini geçeceğini düşünüyorum.(Korkun seneye geleceklerden:)

Üniversite diğer alt kademe sınıflara göre en üst sırada ve diğer kademelere oranla üniversiteye gidenler daha fazla rahattır. Çünkü ilkokuldaki çocukluk, ortaokuldaki cahillik, ve lisedeki sıkı disiplin yoktur, ben o bakımdan çok rahat etmiştim bu konuda. Derslere gelince, dersler her zamanki gibi, günü gününe çalışırsanız çok kolay, üniversitenin bir diğer farklılığı, her şeyin kitap üzerinden  olmaması; tasarım okuyorsanız çizim yapıyorsunuz, atölyeye giriyorsunuz, yönetmenlik okuyorsanız, stüdyoya gidiyorsunuz, hukuk okuyorsanız farklı, tıp okuyorsanız laboratuara,  animasyon okuyorsanız bilgisayarda, ha, tercümanlık okuyorsanız daha çok kitaplarla haşır neşir olursunuz. (Helin adlı okuyucumuza sevgiler !)

Diyelim ki tercümanlık okuyacaksınız, ama motivasyonunuz düşük,nasıl yapacağınızı bilmiyorsunuz. Kapının kilidini açmanız için bir anahtar vereyim size.'Sevgi'

Evet..Hayal gücü olanlar her zaman sevgisini koyar en başa, çünkü en iyi o şekilde çıkılabilir başa. Seviyorsan alırsın,gerçekten. Bazen deriz ki, biz çok seviyoruz o şeyi, ama 'diğerleri' denen kısım bizi o konuda geçiyor, daha iyisini yapıyor, halbuki biz daha çok seviyoruz onu, bizim daha iyi yapmamız gerekir.Bir insan sevdiği halde neden başarılır olamaz ? Çünkü gerçekten sevmiyorsun. Evet çok seviyorsun, ama gerçekten sevmiyorsun. Hayatta 2 türlü insan vardır :

1-) İşini sevmeyen kişi

2-) İşini seven kişi


1 Numaralı kişiler toplumun %90'lık bir kesimidir.

2 Numaralı kişiler ise toplumun %10'luk kısmıdır.


2 Numaralı kişiler ;     İşe sevgiyle giden, sabahlara kadar zevk ve itinayla çalışan, sevdiği iş                                                          olduğu için hiç sıkılmadan yapan ve asla yorulmayan, ve severek yaptığı                                                   için ortaya daha çok şey koyabilen ve daha çok kazanan nadir kesimdir.!


1 Numaralı kişiler ;  İşe ölüsü giden, işinden nefret ettiği için asabi bir şekilde uyanır, gününe                                                 negatif başlar. İş yerinde de işini sevmediği için, içindeki negatif enerjisini iş                                           arkadaşlarına da yansıtır. Her şeyi eline yüzüne bulaştırır,ortamı herkese                                                 zehir eder. Ve dolayısıyla az bir ücret alır.


'Yöneten' mi olmak istersiniz, yoksa 'yönetilen' mi? 

Karar sizin, hayatınızı hangi yönde yaşamak istiyorsanız, hayat sizin, 'ama' larla, 'sonra'larla bahane üretip engellerle tıkamayın yolunuzu. Etrafınızdaki insanlar 'siz' değilsiniz. Onlar kendilerinin yapamayacakları şeyi sizin de yapamayacaklarını söylerler. Ama siz 'onlar' değilsiniz... Düşündüğünüz şey olacak ki; içinize doğmuş, içinize gelmiş.Gerçekten ve gerçekten istiyorsanız alırsınız o şeyi. Unutmayın! Kim olduğunuzu kendiniz belirlersiniz..

Sokakta insanlar görürüz, bunlar 'kendilerinden vazgeçmiş' insanlar! Anladınız demek istediğimi aslında. Onlar 'ama'larla, 'sonra'larla yaşamış insanlar. Hep bu kelimeleri söyleyip, bahane üreten ve önlerine gelmiş fırsatı her seferinde tepen insanlar. En kötüsü de sevdikleri şeyi kaybetmiş insanlar. Eğer o şeyi yapsalardı hayatları ne kadar da farklı olabilirdi. Bu da kendi seçimleri. Bu da sizin seçiminiz. Etraftan etkilenen insan olmayın. Eğer gerçekten 'etraf 'sizi yoruyorsa, istediğiniz şeyi onlara söylemeyin, sizi seven insanlar size her fırsatta arka çıkar, destekler. 

Konuya dönmek gerekirse; 

Diyelim ki tercümanlık istiyorsunuz, 'ezber yeteneğim yok' diye düşünmeyin. Siz sevdikçe, umutla o da gelecektir. Emin olun, umutlarınız varsa motivasyonunuz da vardır.

Nasıl çalışabilirim / ilerleyebilirim? diyenler için ;

1- Renkli yapışkan kağıtlarla odanızda her tarafa not kağıdı yapıştırarak çalışabilirsiniz. (Yapışkanlı kağıdın adını şuan hatırlayamadım :)

2- Yabancı dilde filmler, diziler ,videolar, mp3'ler dinleyin. Dizi ve videolarda altyazılı şekilde hem kulak edinip hem de kelimeyi hem de anlamını öğrenirsiniz. (Ben fransızcayı böyle yaptım)

3-Yabancı dilde müzik dinleyin 

4-Beğendiğiniz bir kişiyi takip edin. O kişinin videolarını izleyin hem ilgiyle dinlersiniz hem de kelime öğrenmiş olursunuz.

5-Bunları yapamıyorsanız internetten yabancı bir kanal açın veya yabancı bir tv kanalı açıp kulak edinin, bu sayede öğrenemediğiniz bir çok kelimeyi öğrenmiş ve duymuş olacaksınız.Hem aksan hem kulak, hem de kelimeyi öğrenmiş olacaksınız.

* Aslında öğrenmek çok kolay, zor olan tek şey 'zaman'. Her şey zamanla..

Yukarıdaki 5 maddeyi bir anda yaptığınızda daha kolay, daha etkili, daha kalıcı ve daha eğlenceli bir şekilde öğrenmiş oluyorsunuz.

Bazıları sözlük edinin diyor ama ben sözlüğe karşıyım, sözlükle zorla öğreniyorsun, sürekli ezber yapman gerekiyor, bu maddeler en     '' etkili''    ve  en     ''kolay''     yöntemdi benim için.

Bunların dışında kurslara gidilmesi de en etkin yöntemlerden. 

Unutmayın! Gerçekten seviyorsanız gidip o şeyi alırsınız.


Buradan tercüman olmak isteyen Helin'e selamlar! Hepiniz 'sevgiyle' kalın!..

Bana yazın!

SINAV / MOTIVASYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin