5.BÖLÜM

9 0 0
                                    

Çok değerli okuyucularım 👫;
Siz kitabımı okudukça, çok mutlu oluyorum. Gerçekten nasıl bulduğunuzu merak ediyorum yorumlarınızı bekliyorum 💌
----------------

Bankaya geldiğimde arabayı park edip içeri girdim.
Bi an arka cepteki telefonum çaldı. Elime alıp kim olduğuna baktım babam arıyordu
"Olamaz.. Hayır hayır.. Şimdi değil.. Off napıcam ben şimdi? " diye telaşlandım. Burdan hemen gitmeliydim. "Merhaba iyi günler " diyerek oturdum ve devam ettim "adım lara.. Lara soysal ve ben hesabımdaki tüm parayı istiyorum yurt dışına annemin yanına gidiyorum da burdaki hesabımı da kapatıcaktım"
Diyerek kadını kandırdım bişeylerden şüphe etmesin diye. Kadın ismimi duyunca kafasını kaldırıp ilk bakışında tanıdı kim olduğumu. "Aa siz lara soysalsınız merhaba lara hanım tanıştığıma memnun oldum" diyerek elimi sıktı.

Saolsun görkem sayesinde çok magazin sayfalarında, manşetlerde bulundum magazin programları hafta da bir benim hayatımı ele alıyordu eleştirileri kulağımı çok çınlatırlardı. Neyse ki kadın kim olduğumu anlayınca yumuşadı hemen ve sorun çıkarmadan istediklerimi yaptı. Biraz uzun sürse de sonundan hesabımdaki tüm parayı çekip kapattırdı.
"Demek yurtdışına çıkıyorsunuz lara hanım. " diyerek sırıttı. Bende hafif tebessüm edip kafamı salladım. "Tabi sizin yaşadıklarımızı bende yaşasam bende giderdim malum çok dedikodular yayıldı" diyerek sanki alttan alta laf sokuyor gibiydi. Bu canımı sıkmaya başlamıştı.

"Tabi insan ünlenince karalayanı çok olur" diyerek sırıtıp paraları çantama koydum ve ayağa kalktım.

Daha kadının bir kelime söylemesine izin vermeden "oldu o zaman size kolay gelsin" diyerek elini bile sıkmadan çıkıp gittim. Yürürken kendi kendime söylenmeden duramadım "sen dua et acelem var yoksa laf sokmak neymiş gösterirdim sana! neyse takma kafana lara sakin.. sakin.."

Araba ya binip çantamı yan koltuğa bıraktım ve arabayı çalıştırıp yola çıktım. "Bu işte tamam. Şimdi nereye gideceğimize karar verelim.. " Düşün lara düşün nereye gidebilirim? Para konusunda hiç bir sıkıntım yoktu resmen bir ev parası kadar para var çantamda. Önemli olan kimsenin bulamayacağı bir yere gitmek! Ama nereye?

"Mia biz napıcaz böyle bebeğim ya? Bilinmezliğe doğru gidiyoruz resmen!" diyerek dikiz aynasından kedime baktım yavrum ya sessiz sedasız durmuş camdan dışarıya bakıyordu..

Allahım.. Nereye gittiğimi bile bilmeden sürüyorum! Böyle devam edemezdi. Kimsenin bilmediği bir uçuruma gittim arabağı kenara çekip çıktım. Yere oturup sırtımı arabaya dayadım bacaklarımı kendime doğru çekip etrafa baktım. Bu manzaraya karşı bir sigara yakılırdı ama! Çok güzel bir manzara vardı karşımda kafamı toparlamam lazımdı ve en iyi yerin burası olduğunu düşündüm. Sigarayıçyşece etrafı izledim bir yandan nereye gitsem de bulamazlar diye düşünüyordum.

Bir çevirmeye yakalansam anında bulurlar beni üstelik reşit bile değilim! Hayır kaçacak bir gün mü bulamadım? ne güzel 18 yaşıma geldiğimde zaten planım vardı neden bu kadar erken davrandıysam sanki her gün kavga etmiyormuşuz gibi!!

Acaba yurtdışına gitmek yerine istanbula mı gitsem? İzmir'den sıkılmıştım! hem zaten büyük bir şehir beni orda bulmaları çok zor. Yurtdışı olayı biraz sıkıntı çıkarabilirdi.

Hiç düşünmeden karar vermiştim. "Tamam hadi bakalım gidiyoruz. Bekle beni İstanbul ben geliyorum.." diyerek yaktığım sigarayı söndürüp attım. Ayağa kalkıp arabaya bindim. "Evet mia'cım Şimdi ki rotamız İstanbul " diye gülerek arabayı çalıştırdım. Hava alanına doğru sürmeye başladım. Umarım yolda polise yakalanmam..

Havaalanına geldiğimde saate baktım 9.30! arabayı park edip bekledim. Eğer babam beni aradıysa kaçtığımı anlamış olmalılar ve bu da demek oluyor ki şapka ve gözlük takma zamanı gelmişti. Kenardan şapkayı alıp taktım ve gözlüğü de elime aldım arabadan imdiğim sıra takıcaktım. Nefes alışlarım ve kalbim hızlanmaya başlamıştı. Derin bir nefes alıp araba dan inip havaalanına doğru hızlı adımlarla ilerledim. Yürürken başımı öne eğip bi yandan da etrafı gözlüyordum. İçeri girdiğimde hemen gişeye vardım. Gözlüğümü çıkarıp bugün için bir İstanbul bileti istedim
"İyi günler ben bugün için bir İstanbul bileti isteyecektim. Acaba en yakın uçak saat kaçta ?" diye sordum adama.

"Üzgünüm 10 dakika önce İstanbul'a giden uçağımız kalktı" diye yanıtladı

"Öyle mi? Peki başka giden uçak yok mu? Benim bugün gitmem lazım ama!" dedim telaşla.

"Var tabi akşama doğru saat 18.30 da bir uçağımız daha kalkıyor dilerseniz sizin için yer ayırtabilirim " diye sordu.

"Çok sevinirim first class olsun"

"Tabi efendim"

Çantamdan parayı verip biletimi aldım ve çantaya koydum. Gişeden ayırlırken yine kimse tanımasın diye gözlüğümü takıp çıkışa gittim. Parkta duran arabama doğru yönelip kapıyı açtım ve bindim. Ortada görünmemem lazımdı ama bi yandan da benzinimde bitiyordu en yakın bir benzinliğe gidip fullemem gerekiyor.

İlk gördüğüm benzinliğe girdim ve depoyu doldurmalarını istedim. Biraz bekledikten sonra tam gidecekken hazır gelmişken atıştırmalık birşeyler alsam mı ve mia'nın da acıkabileceğini düşündüm sonra arabayı ilerletip parkta bıraktım. Şapkamı ve gözlüğümü tekrar takarak arabadan çıkıp markete doğru ilerledim. İçeri girdiğimde yine etrafı kolaçan ettim ve tehlike de bir şey olmadığını anlayınca rahatladım. Kenardan bir sepet alarak yürümeye başladım. Kendime abur cubur alıp mia'ya da kedi maması aldıktan sonra kasaya gittim. Kasadan bunları geçirtip çantamdan gereken ücreti ödedim. Marketten çıkıp parkta ki arabama ilerlerken bi an lastik sesleri duydum. Daha ne olduğunu anlayamadan hızla bana doğru gelen arabayı gördüm. Gözlerim kocaman, şok içinde olduğum yerde kala kaldım. Aman Allahım ölücem galiba ! Kaçmaya bile fırsat bulamadan o beklenen çarpışma gerçekleşti. arabanın ön camına hızla çarpıp yere savruldum, kulağım sanki sağır olmuş gibiydi hiç bi ses duymuyordum etraftaki her şeyde gittikçe bulanıklaşıp kararıyordu son gördüğüm şey bir gencin bana korkmuş gözlerle uyumamam için sarsıp seslenişiydi ama nafile artık çok geçti sanırım buraya kadar, benim hikayemde başlamadan bitti..

NEFESİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin