Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu.
Saat; 10:30
Şimdi ona nasıl bakıcam odam dan hiç çıkmak istemiyorum onu görünce ne diyeceğimi bilemiyorum yani dün gece olanlar dan sonra hiçbir şey yokmuş gibi davranamam. Sabah sabah yine karmaşık duygularla güne başladım harikaa..
Yatağım dan çıkıp elimi yüzümü yıkamaya gittim sonra kapıya yönelip seslere kulak kestim. Atilla dan ses seda yok. Hayret! Belki şimdi oda benim gibidir?!
Yavaşça kapıyı açıp etrafa bakındım etrafta kimse yoktu
Nerde bu? Acaba odasında mı? belki hala uyuyordur? Yada koşudadır? belki aşağı da? Off ben gidiyorum! Açım.
Yavaş yavaş ses çıkarmadan aşağı indim uyandığımı duymasın diye çünkü şuan onunla karşılaşmak istemiyorum.
Ee burda da yok? Belli ki uyuyor Neyse şimdilik iyi hemen dolabı açtım kahvaltılık bir şeyler hazırlamaya başladım. Acaba onu da çağırsam mı? Neyse eli kolu var gelir kendisi de yapıp yer. Masayı kurup yemeye başladım.Of sonunda şu açlık hissinden kurtuldum. Etrafı toparlayıp kalktım. Şimdi napsam? Atila olsaydı bulurdu hemen yapacak bir şeyler. Neyse laraa düşünme şunuu
İçer de daraldığımı fark ettim, dışarı çıkıp yürümek istedim ne zamandır evdeyim hamlaştım hem kafam dağılır hemde bundan sonra ne yapacağım konusunda mantıklı düşünmüş olurum. Az ileri de kumsala inen merdivenleri görüp oraya yöneldim 1-2 dakika da kumsala varmıştım ayakkabılarımı çıkarıp kumda bata çıka yürümeye başladım. Hafif bir rüzgar esintisiyle kıyıya vuran deniz, çıkardığı ses ve ayaklarımı ıslatışı içimi huzur kaplamaya yetmişti derin bir nefes aldım ve buna ne kadar çok ihtiyacımın olduğunu anlamıştım, az ileri deki iskeleye gidip oturdum ve öylece sonsuz denizi izlemeye başladım. Nasıl da huzurla doldu içim..Sessizce denizi dinledim,
O kadar dalıp gitmiştim ki atillanın geldiğini bile anlamamıştım.
Elinde getirdiği şalla üstümü örtmesiyle ürküp hayal alemim den kopup gerçek dünyaya dönmüştüm.
"Özür dilerim korkutmak istemedim üşümüşsündür diye düşündüm" diyerek yanıma oturdu.
"Yok sorun değil, geldiğini fark etmedim teşekkür ederim" dedim. Sonra burda olacağımı nerden anladığını düşündüm.
"Burda olduğumu nerden bildin?" Diye sorduğumda hafiften gülümsedi
"Bakmadığım tek yer burası kalmıştı" dedi.
"Gittiğimi düşünmedin mi?" Biraz duraksayıp düşündü
"Gitmeyeceğini biliyordum" diyerek uzaklara baktı.
Sonra birkaç dakika sessizleşti ortam. İkimizde ne diyeceğimizi yada ne yapacağımızı bilemedik ne o tek kelime edebildi nede ben! Öylece denizi izledik. Arada bana bakıp konuşmaya çalıştığını fark ettim görmemezlikten geldim haberim yokmuş gibi yaptım ama artık bir şeyler söylemesini bekledim ve sonun da iki kelime çıktı ağzından. Hafif bir öksürüp ses tonunu düzeltti;
"Özür dilerim!" Dedi.
Belli ki aklı başına gelmiş doğru düzgün konuşmak istiyordu
"Ne için?"
"Dün akşam için! Ben yanlış bir şey yaptığımı sonra dan anladım ve hata olduğunu kabullendim." Dediği sırada iç mahkemem hep bir ağızdan;
-(Hatamı?!!)
Nasıl yani bir anlık yanlış ve hatadan ibaret miydi yani hislerine yada duygularına hakim olamadığı için değil mi?
Ve bunu düşünürken ardından gelen bir hayal kırıklığı..
"bunu anlamana sevindim"
"Ben böyle düşündüğünü bilmiyordum, sandım ki.." derken biraz durup bekledi ve bende bir an heyecanlanıp ona döndüm ne diyeceğini merak ettim.
"neyse sen haklıydın karşımdaki kişinin düşüncesi yada hislerini bilmeden yapmamalıydım, dün akşam beni tamamen yanlış anladın yani hataydı kabul ediyorum ama senden sadece şunu bilmeni istiyorum ben bir fırsatçı değilim ve böyle bir durum dan faydalanacak kadar şerefsiz biri de değilim ayrıca dün akşam çok düşündüm ve bir karar aldım eğer hala gitmekte kararlıysan gidebilirsin. Ne zaman istersen ve nereye gitmek istersen o zaman seni kendi ellerimle gideceğin yere kadar götürürüm, birini istemediği bir yerde tutsak edemem buna hakkım yok, seni bıraktıktan sonra bir daha yüzümü bile görmezsin " diyerek kalktı tam gideceği sıra dönüp bana baktı,
"Lara şunu da bilmeni isterim ki ne zaman istersen bu kapı sana her daim açık olacaktır" diyerek son noktayı koyup gitti. Bende kaldım öylece bir şey söyleyemeden gitmesini izledim. Çok dürüst ve açık olmuştu bana karşı! İlk defa böyle gördüm onu. Söylediği şeyler aklım da yankılanıp duruyordu.
-Gitmekte kararlıysan gidebilirsin. Ne zaman istersen o zaman seni kendi ellerimle bırakırım gideceğin yere kadar.
-Ne zaman istersen bu kapı sana her daim açık olacaktır!
- yüzümü bile görmezsin!Napıcam şimdi?
İç mahkemem karıştı içimdeki sesleri kontrol edemiyorum. Avukatlar birbirini suçlayıp kavga başlatmış yumruk yumruya girmiş!
Bir karar vermem lazım.
Peki şuan mutlu olmam gerekirken neden olamıyorum? Yani artık istediğim yere gidebilirim ve tehdit etmeyecek!
-Neden mutsuzsun lara?Akşama kadar orda öylece düşüncelere boğdum kendimi. Bir yanım kalmak istiyor bir yanım ise gitmek!
Yani dürüst olmak gerekirse uzun zamandır böyle hissetmiyordum Atilla bana iyi geliyordu ne kadar didişsekte hele ki şuan yaptığı konuşmasından sonra ona karşı olan tüm düşüncelerim değişti. İstemem yan cebime koy yaptım arada ağırdan aldım görmemezlikten geldim bazı şeyleri filan ama artık o size anlatmadığım bir çok eğlenceli anlarımız da oldu benim hiç birini yada bir şeyi seçme hakkım olmadı. Görkem gibi baktığım için mi asıl benliğini göremedim? Çünkü o tam bir pislikti sevmeyi bilmiyor sevdiğini sanıyordu! Tehditlerle zorlamalarla bir şeyler yaptırırdı. Atillanın bu konuşmasından sonra gözüme inen perde kalktı. Yani onun açından bakarsak kazada çarptığı birine hastaneye getirmiş hayatını kurtarmış yalnız kalmasın diye vicdan yapıp hastanede başında beklemiş ve yine ne olduğunu nasıl bir şeyin içinde olduğunu bilmeden hayatına son vereceği an kurtarmış yetmemiş tanımadığı halde neyden ve kimlerden bilmeyip kaçırmış evine getirmiş bakmış iyileşmesine yardım etmiş birlikte iyi kötü o kadar zaman geçirdik belli ki bana karşı hisleri oluşmuş ve şimdi yine kendini düşünmeden getirdiği gibi götürürüm diyor ben ise onun bu iyiliklerini göz ardı edip bu zamana kadar onu nelerle yargıladım!!
Şimdi böyle düşününce gerçekten ne kadar aptal olduğumu fark ettim!! Gözüm kör olmuşta görememiştim onu.!Ama eğer onu seçip kalırsam babamlar bir şekilde beni bulur ve ondan ayırır! Belki de bir daha asla görüşemeyiz ve artık kaçma fırsatım olmaz ömrümün sonuna kadar başım da bir cellat gibi bir korumayla okula gider gelirim ve belki de okul bitince o Rus cadısı babamın aklına girip ilerde beni görkemle bile evlendirir! Ben böyle bir hayat yaşayamam!!
Diğer seçenek ise burdan çok uzaklara gidip yaşımın dolana kadar kaçarak saklanırım sonra özgür olur istediğim hayatı yaşarım!
Off zorlanıyorum seçenekler arasında ilk seçenek; Atillaya karşı hislerim var ama hayatım ve geleceğim söz konusu ama diğer yandan öteki seçenekte ise; onsuz yeni bir hayat!
Ben ne ara bu kadar onu düşünür oldum ve ne ara ona karşı hislerim oldu??Hava artık iyice soğumuş ve dışarı da durulmayacak hale gelmişti üzgün ve karmaşık duygularla kalkıp eve doğru yürümeye başladım. Yürüdükçe hala ne yapsam diye düşünüyordum. Eve yaklaşınca Atilla'yı camdan dışarıya baktığını gördüm. Kıyamamm yolumu gözlüyor. Beni görünce uzaklaşıp içeri girdi. böyle olmak canımı acıtmıştı ne yani artık birbirimizden kaçarak mı zaman geçiricez tabi benim dünden sonra ona karşı hiç bir şey hissetmediğimi ve ondan nefret ettiğimi düşünüyordur ama şu karmaşık ikilemde kalmış halimi görmüyor ve bilmiyor. Belki de korkuyorumdur? Hislerimi belli etme konusunda iyi değilim öylece her şey yoluna girecek ümidim yok! Her an bir şey olacak gibi, beni bulacak korkusuyla diken üstünde olduğum için başka bir şey düşünemedim ama farkında olmadan Atillaya karşı hislerim olmuş yani onunlayken tamam heyecanlanıyorum ani yakınlaşmasında filan ama böyle de hiç olmuyor böyle pencereden süzülüp gitmesi bile içime oturdu ben böyle olsun istemiyorum yani şöyle alıcı gözüyle bakınca o kadar da kötü değilmiş onu fark ettim iyi biri, çekici, yakışıklı, kendinden emin, komik ve ne kadar didişsekte o didişmelerimiz, birbirimize laf sokmalarımız hoşuma giderdi ne bileyim ya yine de kendimi kaptırmasam iyi olur sonuçta bir şey çıkar gitmek zorunda kalıcam ya isteyerek yada istemeyerek belki de seçme hakkı onun olmalı! Tamam buldum biraz zaman tanıcam birbirimize, bu kez farklı olucam ondan emin olduğum zaman gidip her şeyi anlatıcam ve seçme hakkını sunucam benimle böyle bir hayatı yaşamak isteyip istemediğini sorucam ona göre kendime bir yol çizerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFESİM
Roman pour AdolescentsAşk; sonun başlangıcı demekti onun için ve kendi sonuna gitti, yeniden başlamak için. Sonu en saf haliyle sevdi ve hiç bırakmadı..