ilk gün

460 17 6
                                    

Eve vardığımda saat gece birdi. Çantama koyduğu kağıt geldi aklıma. Ne yazmıştı çok merak ediyordum, bu yüzden kalktım çantamdan kağıları alıp koltuğa oturdum. İçine baktığımda bir telefon numarası ve bir resim vardı. Bu Lee Min Ho'nun imzalı resmiydi! Çok heyecanlı ve sevinçliydim. Böyle bir jesti kimseye fark ettirmeden ve bana yapmış olması hem beni şaşırtıyordu hem de çok sevindiriyordu! resme biraz baktıktan sonra telefon numarasını telefona aldım. Arayıp aramamakta kararsız kaldım. Belki kötü bir zamana denk gelir. Sonuçta benim ev gelip gelmediğim onu ilgilendirmiyordu. Neden umrunda olsun ki? En sonunda mesaj atmaya karar verdim: "Ben havalimanındaki ayağı sakatlanan kızım. Evime geldim. İlginiz için teşekkür ederim.Resim ve imza içinde Minnettarım... Rana (다영=korede bana verilen ismim: Ta Yeong)." Mesajı attım ve ayağımı dinlendirmeye başladım. Sonra telefonum çaldı. Üstünde Lee Min Ho yazıyordu. Telefonu açmakta tereddüt ettim en başta. Ya başka birisi mesajı görüpte kim olduğumu bulmak için arıyorsa! Cesaretimi toplayıp, derin nefes aldıktan sonra telefonu korkarak açtım. Arayan Lee Min Ho'nun ta kendisiydi! Bana ayağımın nasıl olduğunu sordu. Bende daha iyi olduğunu ve ona çok teşekkür ettiğimi söyledim. Sonra Kore'ye neden geldiğimi sordu, ona neydi ki? Hala bu ilgisi kafami karistirsada cok hosuma gitmeye baslamisti. Sonra SM Entertaintment'ta çalışmak için geldiğimi söyledim. 1-2 güne çalışmaya başlayacağımı da söyledim. O da beni, orada bir işe girebildiğim için, tebrik etti. Sonra saat iyice geç olmaya başladığı için telefonu kapattık. Gecenin yarısında uyanık mıydı? Sesi hala biraz endişeli geliyordu. Sanırım gerçekten benim için endişelenmişti. Bir hayranını bu kadar merak etmesi çok etkileyiciydi. Sanırım o da bende oluşan o abi-kardeş yakınlığı hissini hissetti. Umarım İlerde gerçekten abi-kardeş ilişkisi olur aramızda düşüncesiyle yatmaya hazırlanmaya başladım ve daha sonrasındada yattım...Sabah uyanıp kahvaltımı yaptıktan sonra, namaz kılıp, hazırlanıp çıktım.Hem etrafa biraz alışmak, hem de eve alış-veriş yapmak için çıktım. Ayağım hala ağrıyordu, ama dayanılamayacak gibi değildi. O yüzden Allah'a şükrediyordum. Markete gittim. Helal olduğunu bildiğim bir kaç şey aldım. Sonra manava gittim. Meyveler her zamanki gibi çok pahalıydı. Daha sonra akşam saat 6 gibi eve geri döndüm. SM Entertaintment bu gün beni evrakların imzalanması için araması gerekiyordu ama hala aramamıştı. Daha sonrasında arayıp yarın gelmemi söylediler. Çok sevinçliydım. Sonunda yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmiştim! 2 gün sonra resmen işe başlayacaktım! Bunu düşündükçe içim kıpır kıpır oluyordu. Banyo yapıp akşam yemeğimi yedikten sonra yatağıma geçip Telefonumla uğraşmaya başladım. Baktığımda kakaotalk'tan(korede kullanılan whatsapp gibi bir şey). Kim olduğuna baktığımda Lee Min Ho yazıyordu. Ciddi olmazsın dedim kendi kendime. Mesajların içine baktığımda: "iyi misiniz?" Bacağınız ağrıyor mu? Bir sorun var mı" tarzında bir kaç mesaj gördüm. "kimsiniz diye mesaj attığımda geri cevap tam beklediğim gibiydi. Gine oydu! Bende evet iyiyim, benim için endşelenmeyin, korkmayını, beni artık deüşünmeyin. Çünkü ben de onu bir hayranıydım ve eğer bana böyle yaparsa kendimi özel hissetmekten korkuyordum. Zaten bu kadarı bile cok fazla gelmisti. Daha sonra düşünceler içinde uyuya kaldım...

Ertesi sabah uyandığımda heyecanla yerimden kalkıp hazırlanmaya başladım. Saat 7 civarındaydı. Hayatımın hazırlanma rekorunu kırıp 25-30 dakikada hazırlandım. evden çıkarken saat 7:40'tı. Apartmandan çıkıp metro istasyonuna doğru yürürken, okula giden bir kaç çocuk beni görüp yanıma geldi. Bana "Hello." dediler. Bende gülümseyip "Annyonhasaeyo." dedim. Ben onlara Korece merhaba deyince şaşırdılar. Benim turist olduğumu zannetmişlerdi.Nereden geldiğimi sordular. Türkiye'den geldiğimi söyledim. Daha sonra onlar okula ben de ajansa geç kaldığım için hoşçakal deyip gittiler. Garip bir deneyim olmuştu. Çok tatlılardı... Daha sonrasında metroyla gitmem gereken yere gidip SM Ajansına doğru yürümeye başladım. SM'in karşısına geldiğimde bir sürü fan kapının önündeydi. Ben kara kara onların arasından içeriye nasıl içeriye girebileceğimi düşünmeye başladım. Çünkü görevliler beni fanlardan biri zannedebilirlerdi. Daha da önemlisi fanlar geçmeme nasıl izin vereceklerdi? En sonunda aklıma iş başvurusu kağıdını çıkartmak aklıma geldi. Ben kağıdı çantamdan çıkarırken yanıma görevlilerden biri geldi. Sanırım benim geleceğimden haberdarlardı. Yanıma gelip benim yeni tercuman olup olmadığımı sordu. Ben de "Evet benim." dedim. "Buyrun." dedi. Fanlar bana biraz hayretle biraz sinirli bir yüz ifadesiyle bakıyorlardı. Korktum! Ve hızlanıp kapıdan içeri girdim. GİRDİM! Gerçekten içerideydim! Kalbim çok hızlı atıyordu. Yanımdaki adam onu takip etmemi söyledi. Binanın içerisine girdik. Şok olmuştum. Çünkü tam ben girerken Super Junior kapının önünden geçiyordu. Hepsi bana baktı. Kim olduğumu anlamaya çalışıyorlardı. Bense rüyada mıyım diye kendimi çimdikliyordum. Ama hayır, rüyada değildim. Yanımdaki adama kim olduğumu sordular. Benim korece anlamadığımı sanıyorlardı ki normal bir ses tonuyla konuşuyorlardı. Benim yeni tercuman olduğumu öğrenince, doğal olarak korece anladığımı öğrenince bana biraz bakıp selam verdiler ve "Merhaba." dediler. Bende eğilip "Merhaba." dedim. Sonrasında 1-2- kişi koreceme iltifat etti ve gittiler. Ben çok sevinçliydim ama bunu gösteremezdim. Çünkü eğer belli edersem yanımdaki adam "Sırf onları görmek için geldin, değil mi?" derdi içinden. Yani gülümsemekle yetinmek zorunda kaldım. Yukarı çıkmaya başladık. Çıktıkça kalbim daha normal atmaya başladı. Sanırım rahatlamaya başlamıştım. Yanımdaki adam bir odanın önünde durup bana "Bir saniye." dedi ve bir kapıdan içeri girdi. Daha sonra beni de içeri çağırdı. İçeride karşımda insan kaynakları müdürü duruyordu. İşe alındığımı onaylamak için buraya çağırılmıştım. Sonra İş başvurusu kağıdını göstermemi istedi. İnternette zaten vermiştim ama gerçeği de lazımdı demek ki. Ban neden burada çalışmak istediğimi sordu. Bende lise 2'den beri bunu hayal ettiğimi söyledim. Neden böyle bir şeyi hayal ettiğimi sordu, Kore'yi ve genelde buradan çıkan grupları sevdiğimi söyledim. Böyle bir kaç soru daha sordu. Kore'ye daha önce gelip gelmediğimi sordu, "Evet, 7 yıl önce Lise 1'den sonra gelmiştim." dedim. Biraz zaman geçtikten sonra "Zaten işe alındığını biliyorsun. Kapıda seni bekleyen bir grup üyesi var. Seni o gezdirecek" dedi. Şok oldum. Beni bir grup üyesi mi gezdirecekti. Çok heyecanlanmıştım. Acaba kimdi? Bana yarın en geç saat 8'de gelmiş olmam gerektiğini söyledikten sonra ayağa kalkıp selamladı. Ben geri selamlayıp "İyi günler." dedikten sonra kapıya doğru yöneldim. Kapıyı açtığımda, ortada hiçkimse yoktu. Kapıyı kapattıktan sonra sağıma doğru döndüm. Döndüğümde karşımda EXO üyesi Kim Jong In(Kai) duruyordu!

Hayallerinin Peşinde / #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin