. Yıkılmamak için ayakta zor duran kulübenin içine doğru biraz daha ilerlerken sonunun geldiğini anlamıştı. Tahta masaya dayanıp hemen ilerde ki sandalye ile bakıştı, onu alabilirdi. Ona ulaşabilirse hayatını kurtarabilirdi. Önündeki heybetli ad...
"OLIVIA!" Lily'nin şefkatli anlatımının tersine Hickman bağırışıyla Olivia'nın yüzünü buruşturmasını sağladı.
"GELİYORUM!"
"Pijamalarını değiştir." dedi Lily bir yandan da işini yapmaya çalışırken.
"Bir gidip derdi neymiş öğreneyim sonra değiştiririm."
Olivia koşar adım kapıdan çıkıp, kahkahasını evde yankılatarak trabzandan kaydı ve kıkırtılarını durdurmadan mutfağa daldı.
"Bay Hoggard burada mısınız?" fakat mutfakta kimse yoktu. Salona doğru yürürken ayak parmaklarının ne kadar da çirkin olduğuna baktı; şekilsizlerdi ve ojeleri de çıkmıştı.
Bununla birlikte görüş alanına başka birinin ayakları girdi. Bu ayaklar çok güzel kahverengi bir botun içerisindeydi, bağcıkları bir şey gizliyormuşçasına sıkı sıkıya bağlanmıştı. Bu kişinin bir erkek olduğu ortadaydı ama Olivia yüzünü görmeyi nedenini bilmese de erteliyordu. Gözleri ayaklarında biraz daha durduktan sonra başını yukarı kaldırıp gözlerini karşısındakiyle buluşturdu ve bu esnada gözleri yuvasından çıkacak şekilde büyümüş ve ağzı yarım yamalak açılmıştı...
