Bu bölüm yorumlarıyla hikayemi dolup taşıran okuruma gelecek :)
Multimedia hepinizin de tahmin edeceği gibi HİCKMAN :D :D
Keyifli okumalar hepinize :)
-----------------------
BÖLÜM -5-
Turner gittikten sonra Olivia büyük bir yıkılmışlıkla yatağına çöküp bacak bacak üzerine attı ve aşağı yukarı sallanan ayağına baktı bir süre. Sanki hayat onun için bileğine bağlanmış bir kelepçeydi ve kaçmasına olanak vermiyordu. Belki de Olivia bu evden değil bu hayattan kaçmak istiyordu. Kaçıp gitmenin en iyi yolu kuş olmak değil de ölmekti belki...
Salladığı ayağı yorulunca diğeriyle değiştirdi.
"Keşke aynı şeyi zihnim içinde yapabilseydim ya da beynim için... Çok yoruldular deyip değiştirebilsem bir başkasıyla."
"Ben de aynı şeyi hayallini kurduğun yaşam için düşünüyorum Olivia. Hayallerinde ki o yaşamda kendini gerçekleştirmeye çalışmaktan yoruldu, senin yaptığın ise bir şeyleri değiştirmeye çalışmak. Sana bir sır vereyim mi değiştirmen gereken kişi BABAN!"
Olivia karanlık odada oturmasına rağmen zihnindeki odacıkların ışığı hala yanıyor ve onu ayakta tutuyordu. Onlarda sönseydi rahat bir uykuya dalabilirdi fakat babasının neyin peşinde olduğunu düşünmekle o kadar meşguldü ki uyumak bir kenara dikkati dağılacak diye yatakta hareket dahi edemiyordu. Mezarlığa göndermemeler derken şimdi de bu takip ettirme işleri başlamıştı. Babası onu ne zamandan beri takip ettiriyordu ki? Aslında en önemlisi neden takip ettirdiğiydi.
Hayat hep böyleydi!
Sen bir şeyleri yoluna sokmaya başladığını düşünürken size en keskin darbesini vurduğunda hep savunmasız anınızı yakalar ve paramparça ederdi. Olivia buna alışmıştı ama bir süre sonra bunların son bulacağına ve mutlu olacağına kendini inandırmıştı. Öyle olacak mıydı bilmiyordu fakat öyle olmasını umut ediyordu çünkü daha fazla mutsuz olmaya dayanabileceğini sanmıyordu.
Odasından çıktı ve yavaş adımlarla babasının odasının önüne geldi. İşte yine o beyaz kapıya umutsuzca bakıyordu, oysa bu evden çıkarken bir şeyleri değiştirebileceğini düşünerek umut beslemişti. Kapıyı çalmadan açarak içeri daldığında gördüğü manzara karşısında yıkıldı.
"Olivia!" Hickman'ın sesi öylesine garip bir şekilde doldurmuştu ki odayı, dışardan biri kızını gördüğüne sevinmiş bir baba olarak algılayabilirdi bu sesi. Fakat Olivia gayet iyi biliyordu ki bu ses kızına hazırlıksız yakalanmanın endişeli bir dışarı vurumuydu.
İçeride bir sürü adam vardı fakat Olivia'nın gözü babasının çalışma masasına oturmuş sarışın kadından başkasını görmüyordu. Gözünü ondan ayırıp hızla etrafı incelemenin daha iyi olacağını düşündü çünkü ilk kez babasının gizli görüşmelerinden birine tanık oluyordu. Takım elbiseli adamlar masanın başında yarım ay şeklinde konumlanmışken o sarışın kadın derin dekolteli elbisesiyle babasının masasına oturmuş ve bacağını diğerinin üzerine atarak gayet şuh bir görüntü sergilemeyi başarmıştı. Babasıysa masasının arkasında ayağa kalkmış şaşkınlıkla kızına bakıyordu.
Fakat o kadın... O kadının gözlerinde sanki "bende bu anı bekliyordum." İfadesi... İşte o ifade babasının yaptıklarından daha çok yaktı canını. İçten içe yanılmayı umuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABASININ KIZI
Teen Fiction. Yıkılmamak için ayakta zor duran kulübenin içine doğru biraz daha ilerlerken sonunun geldiğini anlamıştı. Tahta masaya dayanıp hemen ilerde ki sandalye ile bakıştı, onu alabilirdi. Ona ulaşabilirse hayatını kurtarabilirdi. Önündeki heybetli ad...