BABASININ KIZI

BK ✿ܓ BÖLÜM -8- ❥

Merhaba sevgili okuyucular. Biliyorum biliyorum size bir kesit atacaktım ama unuttum :( 

Ama merak etmeyin bir daha ki bölüm için size bir kesit sözüm olsun :)

Multimedia'yı yeni karakterimiz Spencer Benedict Welch olarak düşünün...

--------------------------

BÖLÜM -8-

"Söyleyecek misiniz Bay Welch?" Spencer başını aşağı yukarı sallamıştı fakat hala tek kaşını kaldırmış Olivia'yı inceliyordu. "En son bana iki ihtiyarın da duymaması gereken bir şey söyleyecektiniz."

"Merak etmeyin Bayan Hoggard güzelliğinize bakarak konuyu unutacak kadar aklı havada bir romantik değilim. Sadece konuyu size nasıl açıklayacağımı düşünüyordum..."

"Ben böyle bir şey olduğunu ima etmedim."

"Biliyorum."

İşte insanoğlunun içine düşmek istemediği o tuhaf an: Oluşan ani sessizlikte birbirine atılan tuhaf, imalı bakışlar...

"Her neyse..." hala aynı pozisyonda olduğunu fark edince kendini geri çekti ve çatalıyla oynarken gözlerini karşısındaki adamdan ayırmadı.

"Gülüyordum çünkü işletme okumadım." Spencer masanın altına eğilince Olivia da başını sola doğru eğerek ne yapmaya çalıştığını kestirmeye çalıştı. "Kaşık, tatlı kaşığını düşürdüm." Kaşığı sert bir şekilde tabağa fırlattı.

"Görüyorum."

"Ne diyordum... Evet, işletme okumadım. Seni de işlerin başına geçeceğim vaatleriyle kandırmaları hoş değil. Benim farklı planlarım var ve bunu bilmemeleri gerekiyor."

"Bana planlarınızı anlatmadınız yani bu durumda açık edebileceğim bir şey bilmiyorum. Güvendesiniz!"

"Bir şey anlatmadığımı ben de biliyorum ama bir planım olduğunu bile bilmemeliler."

"Öyleyse tehlikeli işler peşindesiniz Bay Welch, çok üzgünüm fakat sizi ifşa etmek zorundayım."

"Akıllı bir bayansınız, gerçekten öylesiniz Bayan Hoggard." Şarap bardağına uzanıp onu havaya doğrulttu sonra ince bir çizgi halindeki dudaklarına götürüp iki yudum aldı. Bir süre sonra dayanamayıp tekrar konuşmaya başladı. "Demek Psikoloji... Bu benim kişiliğimi bir bakışta ortaya koyabileceğin anlamına mı geliyor?"

"Bunu bir bakışta söylemek çok zor aynı zamanda o kadar da iyi olduğumu sanmıyorum."

"Hadi bir dene!"

"Ne?"

"Karakterimi analiz et, belki doğru tahmin edersin."

"Beni tahrik etmeyin Bay Welch, sizi temin ederim devam ederseniz sizi fazlasıyla şaşırtabilirim."

"Naz mı yapıyorsunuz yoksa yapamayacağınızı bildiğiniz için kaçmaya mı çalışıyorsunuz?"

"Pekâlâ, bunu siz istediniz. Bir anlaşma yapalım eğer yanlış şeyler söylersem beni hiçbir şey öğrenememekle suçlamayacaksınız."

"Bunu yapmayacağımdan emin olabilirsiniz." Dedi tuhaf bir sırıtışla.

"Emin mi olayım, sen yüzündeki sırıtışı hiç görmedin mi?"

"Aslına bakarsan günün her saniyesi gülüşüm üzerinde çalışıyorum. Sana nasıl bir gülüş sundum bilmiyorum." Başını sağa sola sallayıp konuşmaya devam etti. "Bak sana nasıl bir gülüşle karşılık verdim bilmiyorum ama bir şekilde bu akşam yemeğini atlatmalıyız. İkimiz de isteğimiz dışında burada tutuluyoruz bunun gayet farkındayım. Amacım yemeği daha çekilir kılmak, ilgilendiğin bir konu üzerinden hareket etmeye çalışıyorum seni memnun edemiyorsam beni affet."