Merhaba yeni bölümle geldim buradayım !! :)
Sizlerde oy vermeyi unutmayın lütfen :)
BÖLÜM -17-
Adımlarını yavaşlatarak, gitmeyi reddederek aşağı indi ve hayatını berbat eden üç adama dikti gözlerini. Olivia kanıyordu, vücudunun tüm gözeneklerinden kan fışkırıyor ve her yeri berbat ediyordu ama bu üç adam bunun farkına varmıyordu. Ya da etrafa sıçrayan şeylerin sadece boya olduğunu düşünüyor ve ortaya çıkardığı sanat eserleriyle övünüyorlardı.
Bu üç adam yaşamlarında yer edinmiş tüm kadınların hayatlarını berbat etmişlerdi, belki de etmeye devam edeceklerdi. Sanırım hayatlarında değişmeyecek tek şey buydu.
"Olivia, gel hayatım..." Spencer yapmacık bir şekilde onu yanına çağırıyordu. "Gel ve babamın yaptığı şu hataya bak."
"Pek ilgilenmiyorum."
"İlgilenmiyorsun..."
Hickman bakışlarını ikisinin arasında oynatırken Spencer ayaklandı ve Olivia'nın bileğine yapıştı. Olivia her ne kadar mimiklerine yansıtmamış olsa da canı yanıyordu, Spencer da bunun farkındaydı. Ayaklandı ve gelecekte karısı olacak kadını çıkışa sürüklemeye başladı.
"Spencer!"
"Karımı gezintiye çıkaracağım Hickman, bir sorun mu var?"
"Hayır, yok."
"Güzel."
Olivia dış kapıdan çıktıklarında ve arabaya binmek yerine yürümeye devam ettiklerinde bile hiçbir itirazda bulunmadı. Zaten itiraz etse bile gidecekleri yere zorla götürüleceğini bileğine kenetlenmiş elden hissedebiliyordu.
"Nereye gidiyoruz?"
"Yürüyüş yapıyoruz, senin için bir sakıncası var mı?"
"Sakıncası varsa bileğimi bırakacak mısın?"
Spencer durdu ve arkasında sürüklediği Olivia'yı öne doğru çekti.
"Bana bak Olivia. Ben kötü biri değilim... Sadece çok az insanı seviyorum."
"Hayır, sen çok kötü birisin Spencer Benedict Welch!"
"Sadece sevdiğim insanların arasında olmadığın için diğerleriyle aynı tepkiye maruz kalıyorsun, hepsi bu."
"Öyle mi? O halde babama aşık olmalısın."
"O sadece bir menfaat."
Yeniden yürümeye başladıklarında Olivia gözlerini yerden ayırmadı, gidiş yönlerine bakılacak olursa parka gidiyorlardı. Turner ile buluştukları parka... Ağzını açıp oraya gitmek istemiyorum diyemedi çünkü eğer bunu yaparsa Spencer'ın daha fazla üzerine geleceğini biliyordu. Bu da yetmezmiş gibi Turner ile oturdukları banka oturup gözlerini ona dikti.
"Oturmayacak mısın?"
"Oturacağım." Omuzlarından biri bastırmış gibi bir anda çöküverdi banka. "Buraya neden geldik Spencer?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABASININ KIZI
أدب المراهقين. Yıkılmamak için ayakta zor duran kulübenin içine doğru biraz daha ilerlerken sonunun geldiğini anlamıştı. Tahta masaya dayanıp hemen ilerde ki sandalye ile bakıştı, onu alabilirdi. Ona ulaşabilirse hayatını kurtarabilirdi. Önündeki heybetli ad...