SARAÇOĞLU HOLDİNG (Tamamlandı)

-12-

Bölüm şarkısı: "Kolpa - Nasıl Öğrendin Unutmayı"

Dün Asu yenge söylemek istediği şeyi söylememişti. Anneme 'daha sonra ben sana anlatırım' deyip konuyu kapanmıştı.

Efe annesiyle salondan çıktıktan sonra geri gelmedi, evden gitti. Ben ve annem de ondan beş dakika sonra evimize gitmiştik.

Bugün pazartesi olduğu için 'iş' vardı. Holdinge gitmeyi hiç istemiyorum. İlk defa başka birinin -Saraçoğlu soyadı dışında- yönetici olduğu bir döneme girdik. Şule PERU'nun yönetici olduğu bir dönem...

Ondan kurtulmanın yolunu dün bulmuştuk. Selçuk Mert Demiray'ın teklifi hâlâ geçerliydi. Dün o şok ile 'ya evet dersem' demiştim. Ama şu an -her ne kadar kararsız kalmaktan nefret etsem de- çok kararsızım. Kararsızlığımın sebebi ise; Selçuk'un ilk görüşte bunu söylemesiydi. Beni gerçekten mi seviyordu acaba? Yoksa, Şule PERU'nun adını tüm dünyaya unutturmak için mi yapıyordu?

Telefonuma gelen bildirim sesi ile düşünmeyi bıraktım. Telefonumu elime aldım ve kilidini açtım. Kilidi açmamla gözlerimi açmam bir oldu. Telefonuma holding ile ilgili haberleri görmek için bir uygulama indirmiştim. Ve bu bildirim sesi de o uygulamadan geldi.

Bu nasıl bir haber manşeti? Kocaman harflerle "SARAÇOĞLU HOLDİNG'İN REZİLLİK DÖNEMİ!" yazıyordu.

Ekranı sağdan sola doğru kaydırdım ve diğer gazetenin manşetine baktım.

"SARAÇOĞLU HOLDİNG'İN KURALLARINI ÇİĞNEYEN İLK YÖNETİCİLER; ALEV SARAÇOĞLU VE MELİH EFE SARAÇOĞLU."

Ekranı tekrar kaydırdım.

"ŞULE PERU, OLMAZ DENİLENİ OLDURDU!"

"30 YILDIR GÖRÜLMEMİŞ REZALET!"

Bunlar ne biçim manşetler? Basın, abartmayı neden bu kadar çok seviyor?

Telefonumu kilitleyip cebime koydum ve odadan çıktım. Merdivenleri hızlıca inip evin kapısını açtım. Kapının önündeki arabama bindim ve holdinge doğru yola çıktım.

***

Efe'nin odasının kapısını büyük bir hışımla açtım. Şule içeride Efe'ye bir şeyler anlatıyordu.

"Bizi yalnız bırakır mısın? Acil!" Soru sormamıştım. Daha çok 'bizi yalnız bırak' demiştim.

"Peki." dedi ve dışarı çıktı. Telefonumu açıp az önceki manşetleri Efe'ye gösterdim.

"Bana, Selçuk Mert Demiray'ın telefon numarasını ver Efe!" diye bağırdım.

"Birkaç aptalın yaptığı saçma sapan manşetler yüzünden, sevmediğin ve tanımadığın bir adam ile mi evleneceksin Alev?"

"Seni ilgilendirmez!"

Öfkelendiğim zaman gözüm hiçbir şeyi görmüyordu. Efe omuz silkti ve cebinden bir kart çıkardı.

"Al! Selçuk Mert Demiray'ın kartı."

Bana uzattığı kartı aldım ve kapıya doğru yürüdüm.

"Ama, büyük bir hata yapıyorsun Alev."

Efe'ye cevap vermedim ve kapıyı açıp dışarı çıktım. Adımlarımı odama doğru yönlendirdim.

Beni gören sekreterim ayağa kalktı.

"Alev Hanım, sizinle görüşmek isteyen biri vardı. Ben de içeride beklemesini söyledim."

Başımı salladım ve odamın kapısını açtım. Uzun, cam pencerenin önünde bir adam vardı. Dışarıya bakıyordu. Beni fark etmesi için bir kere öksürdüm. Bana döndüğünde kim olduğunu anlamıştım. O, Selçuk Mert Demiray'dı.

"Hoş geldiniz, otursanıza." dediğimde başını salladı ve beyaz renkli koltuğa oturdu. Ben de kendi yerime geçmek yerine, karşısındaki koltuğa oturdum. Ve onun konuşmasını bekledim.

"Dün Efe Bey telefonu sinirle kapattığı için, bu konuyu artık sizinle konuşmam gerektiğini düşündüm."

"Onun adına sizden özür dilerim. Beni kardeşi gibi sever. Ve teklifinizi duyunca, bir ağabey edasıyla sinirlendi tabi."

Dün Efe çok sinirlenmişti. Beni korumak istiyor biliyorum, anlıyorum. Ama evleneceğim kişiye de karışması gerekmiyor!

"Bu sefer size soruyorum. Teklifim hakkında ne düşünüyorsunuz?"

"Ben de az önce bu konu hakkında sizi aramak için, Efe'den numaranızı istedim. Ama yüz yüze konuşmamız daha iyi olacak." dedim ve uzun bir süre duraksadım.

"Kabul ediyorum."

Benim o iki kelimeyi söylediğim an, kapı açıldı ve Efe içeri girdi.

Söylediğim şeyi o da duymuştu.

×××××××××××××××××××××××××××

Alev, Selçuk ile evlenmeyi kabul etti. Karşılığında Selçuk holding için para verecek. Peki bundan sonra neler olur?

'Beni kardeşi gibi sever. Ve teklifinizi duyunca, bir ağabey edasıyla sinirlendi tabi.'

Alev'in bu düşüncesine sinir oldunuz mu? Yoksa -Efe'nin onu sevdiğini bilmediği için- haklı mı buldunuz?

16. Bölümde Alev ve Selçuk her şeyi ayrıntılı olarak konuşacaklar, tanışacaklar. Selçuk'un gerçek sebebinin ne olduğunu -Alev'i gerçekten mi seviyor, yoksa oyun mu- öğreneceksiniz.