-36-

3.3K 190 1
                                    

Dün Selçuk'la evden çıktıktan sonra, sahile gittik. Birkaç saat orada oturup konuştuktan sonra da, kendi evime gitmiştim. Eve gittiğimde, annemin çoktan gelmiş olduğunu görmüştüm. Bana kızgın değildi. Aslında uzunca konuştuk onunla. Selçuk'tan, ailesinden ve Efe'den...

Efe'nin beni sevdiğine çok şaşırmıştı. Onu severdi ama bana 'Selçuk'tan ayrıl Efe ile evlen' demedi, diyemezdi. 'Haklısın, bir annenin mutluluğu çocuğunun mutluluğudur. Sen yeter ki mutlu ol.' dedi. Sonra babamdan bahsettik. Babam ile nasıl tanıştığını tekrar anlattı annem. Onlar da 'Saraçoğlu Holding' sayesinde tanışmıştılar. Her ne kadar Saraçoğlu Holding bazen kötü şeylere sebep olsa da, bazen mükemmel şeylerin de başlangıcı olabiliyor.

"Alev Hanım?"

Bakışlarımı kapıya çevirdim, sekreterim Gülçin gelmişti. "Efendim Gülçin?"

"Dışarıda bir bayan sizinle görüşmek istiyor. İçeri alayım mı?"

'Al' anlamında başımı salladığımda, odadan çıktı. Kısa bir süre sonra kapı açıldı ve dediği bayan içeri girdi. Bu bayan, Selçuk'un annesiydi. Neden gelmişti ki buraya? 

Oturduğum sandalyeden kalktım ve onun yanına gittim. "Hoş geldiniz, otursanıza." diyerek elimle koltukları işaret ettim.

"Hoş buldum." dedi ve oturdu. Aynı şekilde ben de karşısındaki koltuğa. "Ne içerdiniz?"

"Sade bir kahve alabilirim." dediğinde başımı salladım ve masadaki telefonu aldım. İlgiliyi numarayı tuşladıktan sonra, arama tuşuna bastım. "Benim odama iki tane sade kahve getirir misiniz?" dediğimde karşı taraftan onaylanďım ve sonra telefonu kapattım.

"Öncelikle, dün akşam için özür dilerim."

"Özür dilemenize gerek yok. Özür dilenecek bir şey de yok zaten." diyerek gülümsedim. Özür dilemek için geldiğini tahmin etmeliydim.

"Var kızım, sen haklıydın. O şekilde davranmamam gerekiyordu. Geçmişte yaşananlar yüzünden, oğlumun geleceğini mahvetmemeliyim. Dün Halil ile konuştum ve haftaya bir gün nişan yapalım diyoruz. Sen ne dersin?" dediğinde, yüzümde büyük bir tebessüm oluştu. O sırada kapı açıldı ve içeri üstünde kahve olan tepsi ile birlikte Gülçin girdi. Kahveleri önümüzdeki masaya bıraktıktan sonra gitti.

"Siz de uygun gördüğünüze göre, tamam diyorum."

***

Arzu Teyze gittikten sonra annemi aradım ve her şeyi anlattım. Annem çok sevinmişti.

"Alev!" diye bir ses duydum. Başımı sesin sahibi olan Efe'ye çevirdim. "Efendim Efe?"

"Konuşmamız gerek."

"Seni dinliyorum." dediğimde etrafa baktı ve daha sonra bana döndü. "Burada değil." Başımı salladım ve onu takip ettim. Onun odasının önüne geldiğimizde kapıyı açtı, içeri girdik.

"Dün söylediklerinde ciddi miydin?"

Hâlâ bir umut ışığı bekliyordu...

"Tabi ki. Ben nişanlanıyorum Efe. Senin hayatımda olmayışının suçlusu sensin! Sen saklamasaydın, belki de her şeyi daha önceden halletmiştik."

"Kolay mı sanıyorsun? Seni kaybetmeyi göze almak kolay mı?"

Nasıl bir işin içindeyim? Onu üzdüğümün farkındayım. Ama başka yol yok! Tek yönlü bir yoldayım ben. Geri gidebilme şansım yok. Çünkü arkamda bir sürü araba var. Tek çarem ileriye gitmek.

Efe elimi tuttu ve kendi kalbinin üstüne koydu. Sonra da kendi elini elimin üstüne koydu.

"Görüyor musun atıyor bu kalp. Sadece senin için atıyor! Sırf seni görebilmek için yaşıyorum ben! Tabi ki seninle evlenmeyi de istiyorum. Ama sen istemedikten sonra; kalbimi değil, aklımı dinleyeceğim. 'En azından onu görebiliyorsun' diyen aklımı dinleyeceğim." dedi ama elini elimin üstünden çekmedi.

"Bırak! Çekilsene!" diye sesler geliyordu dışarıdan. Tam o anda kapı açıldı ve Şule içeri girdi. Ben de nerede bu kadın diyordum.

"Ooo, çifte kumrularımız da buradaymış."

Efe, "Engellemeye çalıştım ama tu-" diyen sekreterin sözünü kesip onu gönderdi ve sonra Şule'ye doğru gitti.

"Dışarı çık!"

"Neden? Ne yapacaksanız benim önümde yapın."

Bu kadın sarhoş olmuştu. Ses tonundan ve ayakta zor durmasından belliydi.

"Sana dışarı çık dedim!" diye gürleyen Efe, Şule'nin kolundan tutup onu dışarı çıkarmaya çalıştı.

"Bir dakika, bir dakika. Söylemek istediklerimi söyleyeyim, zaten çıkacağım."

Efe Şule'nin kolunu bıraktı. Zaten çıkarması imkânsızdı. Sadece çıkarmaya çalışıyordu. Sarhoştan da öteydi.

"Siz varya, siz aptalsınız! Size öyle bir şey yapacağım ki, bana yaptıklarınıza pişman olacaksınız! Sadece doğru günü bekleyin!" dedi ve dışarı çıktı.

Bu neydi şimdi? Ne yapacaktı? Gözlerimi kapanan kapıdan çektim ve Efe'ye baktım. Korkuyordum, belki de korkuyorduk. Yapacağı şey holding ile ilgili olabilir. Ya da beni öldürebilirdi. Beni öldürmesi daha iyiydi. Yeter ki SARAÇOĞLU HOLDİNG'e bir şey olmasın...

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^

Geçen bölümde dediğim sürpriz buydu. ;) Şule geri geldi. Düşünceleriniz nedir? Sizce Şule ne yapacak?

Şu an hikaye cuma gününde. Hikayeye göre haftaya çarşamba nişan var. Yani sanırım 41. Bölümde falan...

Neyse, bölüm hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum? Gelecek bölümde görüşmek üzere... ♥

SARAÇOĞLU HOLDİNG (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin