Bölüm şarkısı: "Buray - Sen Sevda Mısın"
***
"Ne?" dedim ve yutkundum. Efe ne demişti öyle? Seni seviyorum mu? Hem de iki yıldır! Bütün o tepkileri bu yüzden miydi? Peki Şule? Eğer beni seviyorsa, neden Şule ile sevgili ki? Kafamdaki sorulara tek tek cevap almalıydım.
"Bütün o tepkiler, hareketler bu yüzden miydi?"
"Evet, ben seni severken senin bir başkasını seviyor olman beni deli etmişti. Her ne kadar bilmiyor olsan da."
Tekrar yutkundum. Daha doğrusu yutkunmaya çalıştım, yutkunamıyordum.
"Peki Şule?"
"O da bir inat sonucu oldu. Sen bilmeden de olsa beni sinir ediyordun. Ben de seni sinir etmek istedim. Ve bunun en kolay yolu da Şule'ydi. Ona çok gıcık olduğunu biliyordum."
Neden bunca yıl saklamıştı? Neden sevgilim olduğu zaman söyledi? Bütün bu soruların hepsine cevap almam gerekiyordu!
"Neden sakladın? Neden sevgilim olmadığında değil de, olduğunda söyledin?"
"Çünkü seni kaybetmekten korktum! Söylersem benden uzaklaşacağını düşündüm!" diye bağırdı. "Ve şimdi söylememin sebebi ise; Selçuk hakkında öğrendiklerim."
En başta 'birkaç gün önce öğrendiğim şey' derken bunu kastetmişti sanırım. Kaşlarımı çatarak "Ne öğrendin?" diye sordum.
"Selçuk, yıllar önce dedemizin rakibi olan adamın torunuymuş."
Ne? Torunu mu? Ondan ayrılmam için yalan mı söylüyordu yoksa? Niye yalan söylesin ki? Sanki Selçuk'tan ayrılsam, hemen ona koşacağım...
"Nasıl öğrendin? Doğru mu bu?"
"Evet, doğru. Annem de biliyor."
Demek o gün annesinin kulağına söylediği şey buydu. O yüzden Asu yenge öyle şaşırdı.
"Selçuk seninle sevgili olduğundan beri ona güvenmiyordum. Bu yüzden onun hakkında araştırma yaptım. Ve, o adamın torunu olduğunu öğrendim. Bunu sana söylememin sebebi 'Selçuk'tan ayrılmanı sağlamak' değil. Sadece senin de bilmen gerektiğini düşündüm. Zaten beni sevme ihtimalini her zaman uzak tuttum. Belki de bu yüzden bugüne kadar dayanabildim."
"Se-" Konuşmamı devam ettirememe sebebim; çalan telefonlarımız olmuştu. Telefonumu cebimden çıkardım ve ekrana baktım.
Selçuk arıyor...
Gözlerimi Efe'ye çevirdiğimde kaşlarını çattığını gördüm. Telefonunun ekranına bakıyordu. Ve telefonlar hâlâ ısrarla çalıyordu. Yeşil simgeyi rastgele bir tarafa kaydırıp, ekranı kulağıma yaklaştırdım. O sırada Efe de telefonu açıp ,biraz uzaklaştı.
"Alev?"
Telefonu açmıştım ben değil mi? Efe'ye bakmayı bıraktım ve Selçuk'a cevap verdim.
"Nasılsın?"
Şaşkın, düşünceli... En son konuşmamızda bana 'sonsuza dek yanında olacağım' demişti. Acaba o, dedesinin rakibinin torunu olduğumu biliyor muydu? Umarım bilmiyordur.
"İyiyim, sen nasılsın?"
"Ben de iyiyim canım. Sesin biraz kötü geliyor?"
Söylese miydim? Daha doğrusu sorsa mıydım? Of, kararsız kalmayı hiç sevmiyorum! Ama her defasında da kararsız kalıyorum.
"Selçuk?"
"Efendim canım?"
Sormaktan başka çarem yok, sormalıydım. Ama telefonla olmaz. Tamam Alev, sakin ol. Kararsız değilsin. Onu akşam buraya çağır ve yüz yüze konuşun.
"Akşam bize gelir misin? Seninle konuşmam lazım."
"Tamam gelirim. Akşam görüşürüz o zaman."
"Görüşürüz." dedim ve telefonu kapattım. Sonra Efe'ye baktım. Telefonunu cebine koydu ve buraya geldi.
"Her şeyi öğrendiğine göre, sevmediğim bir kızla sevgili kalmama gerek yok. Şule ile konuşmaya gidiyorum, görüşürüz."
"Gö-görüşürüz."
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
---> Bölüm ve gelecekte olacaklar hakkında neler düşünüyorsunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARAÇOĞLU HOLDİNG (Tamamlandı)
Aktuelle Literatur{SARAÇOĞLU SERİSİ - 1.} • Saraçoğlu Holding Eşref Saraçoğlu tarafından çok büyük zorluklar içinde kurulmuş olan bir holdingtir. Bu holding kurulurken gerekli olan maddi ve manevi bütün masraflar 'SARAÇOĞLU' soyadında olan kişiler tarafından karşılan...