-39-

3.4K 207 28
                                    

(Bölümün sonundaki notu okursanız sevinirim. Keyifli okumalar...)

***

Merve sahildeki banktan beni kaldırdıktan -pardon sürükledikten- sonra benim arabama bindik. Şoför koltuğuna o oturdu ve beni evime getirdi. Ne yaptığını bir anlasam!

"İnebilirsin Alev."

"Ne kadar da kibarsın Merve."

Merve dediğim şeye güldüğünde, onu arkamda bırakıp kapıya doğru yürüdüm.

"Nereye Alev?" diye bağırarak sorduğunda, "Eve Merve. İçeri girmek için çatıdan mı atlayayım?" diyerek cevap verdim ona.

"Çok komiksin arkadaşım. Bahçeye gidiyoruz, haydi."

Koşarak buraya geldi ve elimi tutup, beni arka bahçeye doğru sürüklemeye başladı. Bu kız neden bugün beni sürüklüyor? Arka bahçenin kapısına geldiğimizde elimi bıraktı. Bakışlarımı bahçeye doğru çevirdiğimde, ağzım açık kaldı.

"Bu-burası?"

Burası muhteşem olmuştu. Havuzun etrafında birkaç tane kokteyl masası, bir köşede büyük, dikdörtgen bir masa ve üstünde de beyaz iki katlı yaş pasta vardı. Selçuk, annem, Asu yenge, Efe, holding çalışanları ve arkadaşlarım da oradaydılar.

"İyikiii doğduun Aleev." diye sesler yükselmeye başladığında, o tarafa doğru yürüdüm. Meğer hiçbiri unutmamıştı...

"Ya, muhteşem olmuş burası."

Kendime engel olamadım ve ağlamaya başladım. Ama bu gözyaşlarım mutluluktandı. Büyük masanın önüne geldiğimde, Selçuk yanıma gelip ellerimi tuttu. Dudaklarını alnıma bastırdı ve "Doğum günün kutlu olsun Meleğim." dedi. Meleğim...

Kollarımı ona doladım ve ağlamayı kestim. Sanırım bunları Selçuk hazırlamıştı. "Teşekkür ederim."

"Haydi, üfle artık." diyen Merve'yi onayladım. Masanın diğer tarafını geçtim ve mumları üflemek için pastaya doğru eğildim. Tam üfleyeceğim sırada annemden bir ses duydum. "Dilek tutmayı unutma." Anneme gülümsedim ve gözlerimi kapattım.

'İnşallah hayatımın geri kalanında; gerek holding, gerekse özel hayatım için verdiğim kararlar hep beni ve çevremdekileri mutlu eder..."

Dileğimi de tuttuktan sonra, pastanın üstündeki mumları üfledim. Herkesten alkış sesleri yükselmeye başladı. Annem elinde bir paket ile yanıma geldi. "Doğum günün kutlu olsun birtanem." dedi ve elindeki paketi bana uzattı. Paketi annemin elinden aldıktan sonra ona sımsıkı sarıldım.

"Teşekkür ederim annem."

Daha sonra kutuyu açtım. İçinde gümüş renkli bir kolye vardı. Kolyenin ucundaki yuvarlak objeyi açtığımda, iki resim gördüm. Birinde ben vardım, diğerinde ise annem ve babam. Harikaydı...

Herkes tek tek hediyesini verdi, hepsine tek tek teşekkür ettim ve hediyeleri açtım. Hepsi birbirinden güzeldi. Sırada Selçuk vardı. O, bu organizasyonu hazırlayarak hediyesini vermişti zaten. Ama yine de bir şey almıştı.

Elinde renkli bir kutu vardı. Kutuyu bana uzatmak yerine kendisi açtığında, bayağı şaşırdım. Kutunun içinden kırmızı, kadife bir kutu çıkardı ve tek dizinin üzerine çöktü. Elindeki kutuyu açtıktan sonra gözlerime baktı.

"Dünyadaki bütün çöller bir avuç kalırcasına, birer tanecik insan olsalar ve bütün denizlerdeki sular bir yudum kalırcasına, birer damla insan olsalar; unutma ki tek seveceğim kişi sensin. Hayatımın geri kalanını aynı çatı altında seninle geçirmeme izin verip, benimle evlenir misin Meleğim?"

SARAÇOĞLU HOLDİNG (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin